Radyo ve
Televizyon Üst Kurulu (
RTÜK) üyesi Prof. Dr. Hasan Tahsin Fendoğlu, ''Televizyon karşısındaki bir çocuk, 8 kattaki korkuluksuz balkondaki gibi risk altındadır'' dedi.
Avrupa Birliği (AB) Bakanlığı tarafından yürütülen ve
İngiltere Büyükelçiliği tarafından desteklenen ''Türk Yerel
Medyası AB Yolunda'' projesi kapsamında 4. bölgesel bilgilendirme semineri Elazığ'da devam ediyor.
Bir otelde gerçekleştirilen seminerde konuşan Prof. Dr. Fendoğlu, RTÜK Yasası'nın
Avrupa Birliği mevzuatına uyumlu bir
yasa olduğunu kaydetti.
Kanununda,
yabancı hisse payının yüzde 50'ye çıkarıldığını ifade eden Fendoğlu, ''Daha önce bu oran yüzde 25'ti. TRT yayını daha önce RTÜK kapsamı dışındaydı. Kanunla TRT'yi de artık bu kapsama almış bulunmaktayız.
Kamu ve özel yayın kuruluşları bu şekilde RTÜK denetimine girmiştir. Frekans kanunu ile ilgili çalışmalarımız devam etmektedir'' dedi.
Her televizyon için öz denetim gerektiğini vurgulayan Fendoğlu, bu uygulamanın ilk kez yapılacağının altını çizdi. Siyasi reklam uygulamasının da ilk defa RTÜK Yasası ile uygulanmaya başlandığını ifade eden Fendoğlu, RTÜK Yasası il
e devletin ve milletin bölünmez bütünlüğüne karşı ve şiddete dayalı, etnik kimliğe dayalı yayınları yasakladığını belirterek, hiçbir medya organının suç unsurlarını övemeyeceği gibi
arşiv görüntülerinin de yayınının yapılmasının suç sayılacağını kaydetti.
Fendoğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
''Haberlerde çağdaş kriterlere uyulmalı, bu konuda ilkeli yayınlar yapılmalı. Terör suçsuz insanların hayatını karartan bir harekettir. Terör ile ilgili haberlerde kamu ve
toplum yararı gözetilmelidir. Terör
propagandası yapmamaya özen gösterilmelidir. Bütün bunları söylerken Türkiye'de basının sansürlenmesi söz konusu değildir. Çağdaş ülkelerde flaş haber yazısı 5 dakikadan fazla sürmezken, Türkiye'de 5 saat flaş yazısı görülmektedir.''
Fendoğlu, ''Terör örgütüne katılımlar artı'' şeklindeki haberlerin özendirici olduğuna dikkati çekerek, ''Dağ kadrosu ismi kullanılarak daha özendirici oluyor. Bu tür yayınlarda dikkatli olmak lazım. Terör demek, propaganda demektir. Terör örgütleri medyayı kullanılır'' dedi.
-TELEVİZYON KARŞISINDAKİ ÇOCUK-
Son zamanlarda özellikle kadına şiddet konusunun gündemde olduğunu ifade eden Fendoğlu,
cinsiyet ayrımının insanların evlerinde de uygulanabildiğini belirterek, ''
Erkek çocuğuna ailede tanınan ayrıcalık, kız çocuklarını
küçük yaşta arka plana itmektedir. Bu konuda dikkatli olmalıyız. Ayrıca dizi film ve haberlerde bu konu dikkatli işlenmelidir. Haberlerde kadın ve kadına şiddet konusu gündeme geldiği zaman, konuyu iyi işlemeliyiz ve daha dikkat etmeliyiz'' diye konuştu.
Fendoğlu, konuşmasını şöyle tamamladı:
''İzdivaç konulu programlarda başka bir sorunumuz. 15 yaşında bir çocuk izdivaç programına çıkarıldı. Bu tür programlar sorun çıkarmaktadır. Yılda 200'e yakın kadın, töre ve namus cinayetlerine
kurban olmaktadır. Televizyonları 'dadı' olarak kullanan aileler var. 0-6 yaş grubunda günde 2 saatten fazla televizyon izleyen çocuklar, kendilerini ifade edemezler ve bu çocuklar okullarda şiddete sebep olmaktadırlar. Ayrıca televizyonlar göz ve
zihin tembelliğine sebep olmaktadır. Bu yaştaki çocuklar televizyondaki yayınları gerçek diye algılarlar ve her gördüğüne inanmaktadırlar. Televizyon karşısındaki bir çocuk, 8 kattaki korkuluksuz balkondaki gibi risk altındadır.''
Başbakanlık Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü (BYEGM) Basın Yayın Dairesi Başkanı
Bahattin Akyön ise Türkiye'de bir yerel medya gerçeği olduğunu ve ülkenin 2 bin 500 yerel medya kurumu ile dünyada ve Avrupa'da iyi bir noktada bulunduğunu söyledi.
Türkiye'de 2 bin 780 yaygın
gazete, 3 bin 679 yaygın
derginin yayımlandığını, böylece ülkede ciddi bir medya potansiyelinin bulunduğunu ifade eden Akyön, BYEGM olarak
Anadolu Basını Özendirme Yarışmaları'nın düzenlendiğini hatırlatarak, ''BYEGM tarafından Anadolu'nun Sesi Gazetesi olan bir yayın hizmeti getirdik. Bu gazete Anadolu'daki gazete ve dergi yayınlarından derlenmektedir. TRT ile Anadolu'nun Sesi programını getirdik. Yerel medyayı gündeme getirecek programlar yapılmakta. Programlarda 81 ildeki yerel medya haberleri gündeme gelmektedir. Devlet enformasyon sistemi ile gazeteler, yayınlarını bizim kanalımızla yapmaktadırlar'' diye konuştu.
Türkiye'de 9 bin 910 erkek ve 3 bin 334 kadının basın kartı sahip olduğunu belirten Akyön, ''Özellikle yerel basında çalışan basın kartı sahibi mensuplarının
ulaşım,
iletişim başta olmak üzere belli başlı hizmetlerde indirimden yararlanmalarına imkan sağlayacak çalışmalar BYEGM tarafından yapılmaktadır'' dedi.
(PİR-EMH-FNS-AHM-SA)09.09.2011 15:37:22