Avrupa Birliği (AB) Bakanlığı
Müsteşar Yardımcısı Dr. Mehmet Cangir, ''3. Ligde şampiyonluğa oynamak yerine, küresel ligde önde gelen
ülkeler arasında yer almak ve karar verici merciler içinde olmak istiyoruz'' dedi.
Bursa Valiliği tarafından ''İllerimiz AB'ye Hazırlanıyor'' programı kapsamında ''Avrupa Bütünleşme Sürecinde Etkinlikler Bursa'' projesine yönelik, Bursa
Ticaret ve
Sanayi Odası (BTSO) ile İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) işbirliğiyle ''
Türkiye-AB
Müzakere Sürecinde Son Durum'' konferansı düzenlendi. BTSO Toplantı Salonu'ndaki konferansa konuşmacı olarak, Dr. Cangir'in yanı sıra, Vali
Şahabettin Harput, İKV Genel Sekreteri Doç. Dr. Çiğdem Nas ve BTSO Yönetim Kurulu Başkanı Celal Sönmez katıldı.
AB Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Cangir, AB sürecinin sadece
İstanbul,
Ankara gibi şehirlerle sınırlı kalmasını istemediklerini ve bu nedenle bu projeyi hayata geçirdiklerini söyledi.
Amaçlarının Türkiye'deki 81 ili de bu sürece dahil etmek olduğunu kaydeden Cangir, ''AB ile ilgili bazı illerde bilgi eksikliği var. Bu bilgi eksikliğini gidererek tüm illeri bu süreçte aktif hale getireceğiz'' görüşünü belirtti.
Türkiye'nin 20. yüzyılın yapısal gerginlikleri ile beslenen bir dış
politika yerine, kendi tarihini, coğrafyasını temel alan bir
dış politika geliştirmeye başladığını vurgulayan Cangir, şunları söyledi:
''Bu durum Türkiye'yi çevre ülke olmaktan çıkartıp, merkez ülke konumuna yükseltti. AB konusunda tam bir öz güven içerisindeyiz ve herhangi bir komplekse kapılmadık. Aslına bakarsanız
Osmanlı zamanındaki fetihlere bakarsanız, bizim Avrupa'ya ne kadar yakın olduğumuzu görürsünüz. Ünlü tarihçi Halil İnalcık'ın ifadesiyle, Türkiye 16. Yüzyılın başından itibaren hukuki olarak Avrupa devletler sisteminin içerisinde zaten.
Edirne 1362 tarihinde fethedildi. Trabzon'un fethi ise bundan yüz yıl sonradır. Varna'nın fetih tarihi dahi Trabzon'un fetih tarihinden öncedir. Yani bizim AB ile bütünleşme çabamız suni bir çaba değil, kendi coğrafyamızın da tarihimizin de bize rahatlıkla öz güven verdiği bir süreç.''
Cangir, Türkiye'nin bu süreci ısrarla takip ettiğini belirterek, ''3. veya 2. Ligde şampiyonluğa oynamak yerine, küresel ligde önde gelen ülkeler arasında yer almak ve karar verici merciler içinde olmak istiyoruz. Türkiye, AB'ye girdiğinde oranın sıradan bir üyesi olmayacak. Çok güçlü bir şekilde karar verici olacak. Belki nüfusumuz onları korkutuyor. Almanya'nın şuan 99 milletvekili var. Biz üye olduğumuzda 100 milletvekilimiz olacak. Biz üye olduğumuzda 29 oya sahip olacağız. Bloke edici oy sayısı zaten 91. Yani üçte bir oya neredeyse sahip oluyorsunuz'' diye konuştu.
-VALİ HARPUT-
Vali Harput da, Türkiye'deki 79 ilin AB konusunda proje hazırladığını ve Bursa'nın bunların arasından kabul edilen 25 ilin arasında yer aldığını dile getirerek, ''AB deyince akla kalite, tecrübe, vizyon, standart,
insan hakları geliyor. Bizim için bunlar önemli ve bunlar Avrupa'da var. Bu nedenle AB ile olan yolculuğumuzda herhangi bir duraksamaya girmeden yolumuza devam ediyoruz. Var olan duraksamalar bizden kaynaklanmıyor. AB isterse kapıları sonuna kadar bize kapatsın. Biz o standartlara ulaşma noktasında bize düşeni yapmaya devam edeceğiz'' dedi.
-''MÜZAKERE SÜRECİNE DEVAM EDİYORUZ''-
İKV Genel Sekreteri Doç. Dr. Nas ise, 2005'te müzakerelerin başlaması ile farklı bir sürece girildiğinin altını çizerek, şöyle konuştu:
''Fakat sonradan bazı sıkıntılar baş gösterdi. İlişkilerin nasıl gideceği konusu da belirsizliğini koruyor. Müzakere sürecine devam ediyoruz. İKV olarak bu ilişkilerin Türkiye'nin üyeliği ile sonuçlanmasını istiyoruz. Bu üyeliğin hem AB'nin güçlenmesine, hem de Türkiye'nin norm ve standartlarını yükseltmesi konusunda önemli katkıları olacağını düşünüyoruz.''
-TÜRKİYE-AB ARASINDA GERÇEK BİR EVLİLİK-
BTSO Yönetim Kurulu Başkanı Sönmez da Türkiye ile Avrupa arasındaki yatırım ilişkilerine bakıldığı zaman platonik bir aşktan öte gerçek bir evlilikten söz edilebileceğini ve AB'nin dünyanın
büyüme rekortmenlerinden biri haline gelen Türkiye'yi göz ardı etme lüksünün olmadığını söyledi.
Türkiye'nin performansıyla Avrupa'nın 6'ncı büyük ekonomisi haline geldiğini belirten Sönmez, ''AB'ye yük olmak için değil, yük almak için girmek istediğimiz aşikar'' diye konuştu.
(HİB-DAT-NİF)26.09.2011 20:07:43