Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanı Dr.
Tayfun Acarer, bütün ülkeleri internetten dolayı bekleyen büyük
tehlikenin pornografik
siteler olduğunu belirterek, "
Türkiye'de erişimi engellenen internet sitelerin yüzde 97'si pornografik sitelerdir. En kötüsü de bunun yüzde 44'ü çocuk pornografik sitelerdir." dedi.
Erciyes Üniversitesi Bilişim Kulübü öğrencileri tarafından Türk
Telekom,
Erciyes Üniversitesi Rektörlüğü,
Melikşah Üniversitesi ve
bilişim sektöründeki bazı kuruluşların desteği ile
Ulusal bilişim kongresi düzenlendi.
Sabancı Kültür Merkezi'ndeki programa
AK Parti Yozgat Milletvekili Osman
Coşkun, Kongreye Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanı Dr. Tayfun Acarer,
Türk Telekom Genel Müdür Yardımcısı
Celalettin Dinçer, Erciyes Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fahrettin Keleştemur,
öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı. Burada konuşma yapan
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanı Dr. Tayfun Acarer, dış kaynaklı videoların sadece Türkiye için değil bütün ülkeler için ciddi risk ve tehlike oluşturduğunu açıkladı. Acarer, bu konuda sorumlu olan herkesin objektif düşüncelerle konuya yaklaşmasını isteyerek, şu bilgileri verdi: "Örnek vermek gerekirse Türkiye'de erişimi engellenen sitelerin yüzde 51'i pornografi ile ilgilidir. Yani insanlar porno seyredecekse
legal yolları var. İllegal yolları internette istem dışı pornografi oranı yüzde 51. Yani
erişim yasağı olan site sayısıdır. Daha da vahimi yüzde 51'in dışında yüzde 44 erişimi engellenen sitede çocuk pornografisidir. Yani toplamda erişimi engellenen site oranı yüzde 95. Komşu ülkelerimizden birine gitmiştim. Benzeri istatistikler orada da var.
Çocuk pornografi ve diğer pornografi erişim oranı yüzde 97'dir.
İnternette
özgürlük kavramı iyi değerlendirilmesi lazım. Ben hiçbir aklı başındaki birisinin çocuk pornografisinin bir
internet özgürlüğü olduğunu söyleyeceğine düşünemiyorum."
"SEKTÖRÜN YETİŞMİŞ İŞ GÜCÜNE İHTİYACI VAR"
Tayfun Acarer, sektörü bekleyen iç kaynaklı risklerden birisinin yetişmiş iş gücü olduğunu söyledi. Acarer, "Yetişmiş iş gücü özellikle
Ar-Ge ve
bakım servislerinde ciddi bir ihtiyaç. Ülkemizde
rekabet güzel bir şey ama aşırı rekabeti de ülkemizdeki bilişim sektörleri için ciddi risk görüyorum. Aşırı rekabet ülkedeki işletmeleri yoruyor ve gücünü düşürüyor. Bu işletmeler yatırım yapmak zorunda. Bu sektörde durduğunuz an, bulunduğunuz yeri koruyamazsanız ve geriye gidersiniz." dedi. 'Objektif değil sübjektif yaklaşmaları ve özellikle bazı kuruluşların, en başta yerel yönetimlerin alınan kararlarda bilimsel verilerden uzak karar alıyor' diyen Acarer, "Bilişim sektörü bekleyen riskler vardır. İç ve dış risklerdir. Dış riskler nelerdir. Lisanssız firmalar ve lisanssız işletmeler ile teknolojiler. Sabit ve
mobil hatları bekleyen riskler vardır. Birde siber saldırılar var. Siber saldırılar kullanıcıları değil ülkeleri de etkiliyor. Geçen yıl iki ülkenin internet alt yapısı iki gün çökertildi. Yarının savaşları da belki
sanal ortamda olacaktır. Biz kurum olarak 40 kuruluşun katılımıyla ilk kez tatbikat yaptık. Ub tatbikat daha çok kuruluşun katılımı ile devam edecektir." şeklinde konuştu.
"KIRSAL KESİM YOL SU DEĞİL İNTERNET İSTİYOR"
Acarer, bilişim sektörünün çok hızlı değiştiğini ifade ederek, kırsal kesimin ihtiyacının bile değiştiğini söyledi. Acarer, kırsal kesimin eskiden yol ve su isterken şimdi internet hem de geniş bantlı internet istediğini hatırlatarak, şöyle konuştu: "Yakınsamalar sektörü alt üst etti. Her şey birbirine yakınsıdı. Özellikle kırsal alanda insanların beklentileri farklılaştı. Kırsalda insanımız yol su isterdi. Şimdi geniş bant istiyor. Mobil
iletişim sabit iletişim istiyor. İnternet istiyor. İnternet gerçekten yaşamımızı kuşatıyor. Vaktimizin önemli kısmı internet kullanarak geçiyor. Eskiden çekirdek
aile anne
baba çocuklardı. Şimdi çekirdek ailede bir şey daha eklendi.
Anne baba çocuklar ve internet."