Akciğer kanserine yenik düşen
Uludağ Üniversitesi (UÜ) Rektörü Prof
Mete Cengiz için görev yaptığı üniversitenin oditoryumunda
tören düzenlendi.
Bursa Valisi
Şahabettin Harput, "Üniversiteyi her alanda daha yukarı taşımak için çalıştı. Çocukların övünç duyacakları bir üniversite özlemindeydi. Özgürlüklerin hakim olması, herkesin inandığı gibi yaşaması, fikir ve düşüncelerini özgürce ifade edebilmesi için örnek çalışmalar sergiledi." dedi.
Akciğer kanserine yenik düşen
Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof Mete Cengiz, üniversitesinde
mesai arkadaşları ve öğrencilerinin karşısına son kez çıktı. Kendinin açılışını çok istemesine rağmen ömrü yetmeyen Cengiz, için Oditoryumunda tören düzenlendi.
Duygulu anların yaşandığı törene Mete Cengiz'in eşi Candan Cengiz ve oğlu Mehmet Can Cengiz'in yanı sıra, Valisi Şahabettin Harput, İçişleri Eski Bakanı
Abdülkadir Aksu, Prof Dr David Saba,
Tıp Fakültesi Dekanı Prof Dr Sadık Kılıçturgay, Uludağ Üniversitesi Rektör Vekili Prof Ali
Yaşar Sarıbay, Emniyet Genel Müdürü
Oğuz Kağan Köksal, Garnizon Komutanı
Tuğgeneral Ümit Yılmaz, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı
Recep Altepe,
rektörler, YÖK yöneticileri,
öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı. Salona konulan Rektör Cengiz'in tabutu karanfillerle donatılırken, yakınları gözyaşlarını tutamadı.
Törende konuşan Bursa Valisi Şahabettin Harput, Mete Cengiz'in en başta vefalı bir eş, iyi bir
baba ve ayakta ölen kahraman bir kişi olduğunu belirterek, göreve gelmesinin ardından üniversite ve fakültelerin çehresini değiştirdiğini belirtti. Vali Harput, "Üniversiteyi her alanda daha yukarı taşımak için çalıştı. Çocukların övünç duyacakları bir üniversite özlemindeydi. Özgürlüklerin hakim olması, herkesin inandığı gibi yaşaması, fikir ve düşüncelerini özgürce ifade edebilmesi için örnek çalışmalar sergiledi." dedi.
Vali Harput, Mete Cengiz'in övünülecek bir üniversite hayalinde olduğunu vurgulayarak, "Özgür düşüncenin yayılması için hem bilimsel çalışmalar yaptı, hem de herkesin inandığı gibi yaşaması için örnek davranış sergiledi. Halkla kurduğu sıcak diyaloglarla üniversiteyi yukarılara taşımak için çalıştı. 'İnsanların en hayırlısı, insanlara faydalı olandır' düsturunu biliyordu. Bir an olsun kendi rahatını, keyfini, hastalığını düşünmedi. Hep görevinin başındaydı. Güleryüzüyle, asaleti, zerafetiyle hepimize örnek bir insandı" şeklinde konuştu.
AKSU: KENDİSİ VE AİLESİ İÇİN HİÇBİRŞEY TALEP ETMEDİ
Mete Cengiz'in çocukluk arkadaşı olan İçişleri Eski Bakanı
Abdülkadir Aksu da,
tekliflere rağmen Mete Cengiz'in yurtdışında
tedaviyi kabul etmediğini belirterek, mesai arkadaşlarının da son ana kadar görevinin başından ayrılmayan Cengiz'den çok şey öğrendiklerini ifade etti. Aksu, Mete Cengiz'in şahsı ve ailesi için kendisinden hiç bir şey istemediğini belirterek, "Ne istediyse, üniversitesi için istemiştir. Üniversitenin mükemmel hale gelmesi için büyük gayret göstermiştir. Çok rahat şekilde tedavi için yurtdışına gidebilirdi. Ancak o arkadaşlarına güvenip teklifleri kibarca reddetti. Son ana kadar hep ayakta durmaya gayret etti. Yatağından kalkıp makam odasına gidiyordu. Hastalığına rağmen İstanbul'da rektörler toplantısına katılıp, son ana kadar çalıştı." diye konuştu.
CENGİZ, GÖĞÜS KALP DAMAR CERRAHİSİ'NİN KURUCUSUYDU
Tıp Fakültesi'nde Göğüs Kalp Damar Cerrahisi'nin kurucusu olan Prof. Mete Cengiz hakkında konuşan Ana
Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. David Saba onun halkın içinden biri olduğunu, vakur sahibi, olgun bir kişiliği olduğunu vurguladı. Saba, "Son konuşmamızda çok yorgun olduğunu gördüm. Keyfi yoktu. Bir emriniz var mı diye sorduğumda, "kurumunuzu zunu sevin, sahip çıkın. Kimse kalıcı değil, görevler de geçici" diyerek beni anladı. Çok alçak
gönüllü, mütevazi bir insandı." diye konuştu.
Tıp Fakültesi Dekanı Prof Dr Sadık Kılıçturgay ise, Mete Cengiz'den pozitif düşünmeyi öğrendiklerini belirterek, "Hiç bir olayın tek boyutlu olmadığını ondan öğrendik. Keşke bütün çalışmalarının meyvesini alabildiği anları görebilseydi. Bize, 'Adam gibi dekanlık yapın, kafanıza yatmayan olayları masaya yatırın. Hepimiz yanlış bir perspektiften bakabiliriz. Doğrular, yeterince tartışılmış kararlardan alınır.' derdi. Düşüncelerimizi özgürce gündeme getirmeyi
tavsiye ederdi. Vefatından kısa süre önce son imzaladığı
anlaşma ise 'iyi hekimlik uygulamaları merkezidir'. Bize çok büyük bir sorumluluk ve yük bıraktı. Bütün hayallerinin gerçekleşmesi için elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.
2008 YILINDA CUMHURBAŞKANI GÜL TARAFINDAN ATANDI
Uludağ Üniversitesi Rektör Vekili Prof Ali Yaşar Sarıbay da, bulunması zor kaliteli bir yöneticiyi kaybettiklerini ifade ederek, "Onun amansız hastalığına teşhis konulduğunda herkes seferber oldu. Eski hastaları alternatif çareler teklif ediyorlardı. En üst düzeydeki yetkililerden yurtdışında tedavi teklifleri iletildi. Hepsini kibarca duymazdan geldi. Eğer ben kendi üniversitemde tedavi olmayı reddedersem, başka kim ister ki? diyordu. Metanet ve tevekkülle karşıladı. Onun sahip olduğu vasıflar hepimize örnek olacak tarzdaydı. Ona layık bir insan olmaya çalışacağız." dedi.
Prof Dr. Mete Cengiz, 2008 yılında Cumhurbaşkanı
Abdullah Gül tarafından bu göreve atanmıştı. Mete Cengiz, Ulucami'de ikindi vakti kılınacak cenaze namazının ardından Emirsultan'da toprağa verilecek.