Birleşmiş Milletler (BM) Dünya
Turizm Örgütü
Program Yöneticisi Esencan Terzibaşoğlu, ''Yunanistan'da, İspanya'da yaşanan
ekonomik kriz, BM'nin alacağı ciddi önlemler, özellikle vergilerin artırılması gibi ekonomik önlemler, turizm sektörünü olumsuz etkileyebilir'' dedi.
Kuzey Doğu
Anadolu Kalkınma Ajansı (KUDAKA), ''İnovasyona Dayalı Bölgesel Turizm
Stratejisi'' kapsamında,
Atatürk Üniversitesi (AÜ)
Kültür ve Gösteri Merkezi'nde ''
Ulusal Turizmde İnovasyon'' konulu konferans düzenledi.
Terzibaşoğlu, konferanstaki konuşmasında, Dünya Turizm Örgütünün ilk defa 1950'li yıllarda İsviçre'de kurulduğunu, o dönemde ulusal turizm örgütlerinin derneği niteliğinde olduğunu söyledi.
İspanya'da 1975 yılında yapılan genel kurulda Dünya Turizm Örgütü adında uluslararası bir kuruluş haline geldiklerini ifade eden Terzibaşoğlu, ''2005 yılından itibaren de
Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü olarak Dünya
Sağlık Örgütü,
Tarım Örgütü gibi diğer ajansların arasına girdik. 154
ülke üyemizdir.
Türkiye, ilk üyelerimizden birisidir'' diye konuştu.
Dünya turizmi açısından 2009 yılının biraz talihsiz olduğunu dile getiren Terzibaşoğlu, 2009'da yüzde 5'lik bir düşüş yaşanırken, 2010'da ise yüzde 3.4'lük bir artış sağlandığını vurguladı.
2011 yılın ilk üç aylık verilerine göre de bu yıl turizmden umutlu olduklarını ifade eden Terzibaşoğlu, şunları kaydetti:
''Turizm hareketlerinin bu yıl daha olumlu yönde ilerleyeceğini düşünüyoruz. Tabii ki bu veriler hazırlandığı zaman, Orta
doğu ve Kuzey Afrika'da politik konjonktür henüz belli değildi. Japonya'da tsunami de vardı. Bütün bunlara rağmen yüzde 4-5'lik bir artış görünüyor. Eğer bu trend devam ederse bu yılki artış yüzde 6-7'yi bulabilecek diye düşünüyoruz. Ancak Avrupa'da yaşanan, özellikle Yunanistan'da, İspanya'da yaşanan ekonomik kriz, BM'nin alacağı ciddi önlemler, özellikle vergilerin artırılması gibi ekonomik önlemler turizm sektörünü olumsuz etkileyebilir.''
Terzibaşoğlu, Avrupa'da, özellikle İspanya'da, Yunanistan'da, Portekiz'de işsizlik oranının
tavan yaptığını, turizm konusunda talebin azabileceğini belirterek, bu durumun Türkiye'ye de yansıyabileceğini ifade etti.
Gelen
turist sayısında Türkiye'nin dünyada 7'nci sırada yer aldığını anlatan Terzibaşoğlu, ''Ama gelen turist sayısı ile turizmde elde edilen gelir arasında ters orantı var. Gelen turist sayısında 7'nci sırada yer alan Türkiye, turizmden elde edilen gelir açısından 10'uncu sırada yer alıyor'' şeklinde konuştu.
-''TÜRKİYE'NİN TURİZMDE BAŞARILI OLMASININ ARDINDA DEVLET DESTEĞİ VARDIR''-
Türkiye'd
e devletin ülke turizmine
destek verdiğine de değinen Terzibaşoğlu, şöyle konuştu:
''Türkiye'nin turizm konusunda oldukça başarılı olduğu bir gerçektir. Türkiye'nin turizmde başarılı olmasının ardında devlet desteği vardır. Turizme devletin inisiyatifi 1980'lerde başladı. Bunu bazı ülkelerde göremiyoruz. Mesela İspanya'da hiçbir zaman devlet 1950'lilerde turizmi
teşvik etmemiştir. Özel sektörün talebe bağlı olarak istediği biçimde geliştirmiştir. 1980'den sonra İspanyollar bundan çok pişman oldu. Şimdi rehabilitasyon çalışması yapıyorlar. Bu konuda Türkiye'ye hayranlık duyuyorlar.''
Terzibaşoğlu, Türkiye'de turizm konusunda yatırım hizmetlerinin, finansal altyapının oluşturulduğunu, hem vatandaşların hem de ziyaretçilerin güvenliğinin sağlandığına dikkati çekti.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Kontrolörler Kurulu Başkanı Fikri Kolenoğlu de turizmin; konaklama, ulaştırma, yeme, içme ve eğlenme altyapısının organize edilmediği sürece, hangi değerlere sahip olunursa olunsun gelişemeyeceğini ifade etti.
''Doğamız çok güzel, şurada bu kadar tarihi mekanlar var,
denizimiz bu kadar güzel, neden turizm yok'' diye düşünenlerin bulunduğunu dile getiren Kolenoğlu, şöyle dedi:
''Oysa insanoğlunun eliyle yapılmış yerlerde de turizm yapılabiliyor. Tarihi mekanlar,
doğa, deniz olmadan da turizm olabiliyor. Deniz, doğa tarihi mekanlar tabii ki bir avantajdır ama bunlarla turizmin gelişeceği anlamına gelmiyor. Önemli olan elinizdekini değerlendirmek, bunun için de ufkunuz, vizyonunuzun erişebildiği turisti çekebilecek, onlar için cazibe merkezi oluşturmak ve onları arz etmekten geçiyor.''
Türkiye'nin
tanıtım bütçesinin geçen yıl itibarıyla 156 milyon dolar olduğunu belirten Kolenoğlu, Türkiye'ye daha önceden hiç turist gelmeyen birçok ülkeden turist gelmeye başladığını ifade etti.
Komşu ülkelerle vizelerin kalmasıyla yeni bir
pazar oluştuğunu anlatan Kolenoğlu, ''Bu yıl itibarıyla hedefimiz 30 milyon turist çekmek ve gelir olarak da 25 milyon doları aşmayı hedefliyoruz. Dağılım ise bu turistlerin 10 milyonu Antalya'ya, 8 milyon'u İstanbul'a, kalanı bütün Türkiye'yedir. Türkiye'de bu kapsamda 650 bin
işletme belgeli
yatak var'' diye konuştu.
-KUDAKA GENEL SEKTERİ DR. ALTAN-
KUDAKA Genel Sekreteri Dr. Rıfat Altan da KUDAKA'nın
Erzincan,
Erzurum ve
Bayburt illerini kapsayan Bölgesel İnovasyona Dayalı Bölgesel Turizm Stratejisi Eylem Planını Geliştirme Çalışması'nın, 30 Mart'taki bölgesel mutabakat ve vizyon çalıştayı ile başarılı bir şekilde yapıldığını söyledi.
25. Dünya
Üniversiteler Kış Oyunları sayesinde Erzurum ve bölgesinin dünyada tanınan bir
kent haline geldiğini belirten Altan, ''Bu startın, olumlu havanın etkilerini sürdürülebilir kılmak, bunu devam ettirebilmek adına ajansımız turizm konusunu oturtmuş durumdadır. Nihai hedefimiz, yıl sonunda bölgemizin turizm stratejisini ve
eylem planını hazırlamaktır. Tabii bu kapsamda yıl boyunca faaliyet ve çalışmalar devam edecektir'' dedi.
Altan, KUDAKA olarak çeşitli etkinlikler düzenlediklerini belirterek,
masa başında strateji hazırlamak yerine, tartışılarak, olgunlaştırarak stratejileri hazırlamayı hedeflediklerini ifade etti.
Erzincan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İlyas Çapoğlu da inovasyonun son yıllarda dilimizde dolaşan bir kelime olduğunu belirterek, bu kelimenin, bir hizmetin, yapılan işin o günün şartlarına göre beklentilerin nasıl sunulması gerektiğinin ifadesi olduğunu belirtti.
Bir hizmetin yenilenerek ve geliştirerek sunulmaması durumunda, hizmeti veren kurumun genişletilip, daha büyük katkılar sağlamasının mümkün olmayacağını dile getiren Çapoğlu, ''Turizm deyince ilk akla deniz ve tarihi eserler geliyor ve onların sunulması şeklinde cereyan ediyor. Deniz, güneş, tarihi eserler... Gittiğiniz ülkede deniz yoktur, tarihi mekan yoktur ama elleriyle yaptıkları yerlerden, basit planlanmış işten müthiş para kazanmaktadırlar'' diye konuştu.
(AYZ-KUR-ARD)23.06.2011 16:43:58