Vali Münir Karaloğlu, kentte yaşayan 1 milyon 035 bin Vanlının her birinin kendisi için özel, birinci
sınıf vatandaş olduğunu söyledi. Karaloğlu, "Vatandaşım, valilik bahçesine girdiği andan itibaren kendisine birinci sınıf vatandaş olduğunu, özel olduğunu hissettirmeye çalışıyorum." dedi.
Vali Karaloğlu, Van'ın yerel televizyonlarından
Merkür TV'de, sunuculuğunu Kadri Salaz'ın yaptığı 'Karşı Pencere' programına konuk oldu. Yaklaşık 2 saat süren programda Vali Karaloğlu, Van'daki başta eğitim olmak üzere, sağlık,
ulaşım ve altyapı
hizmetleri ile ilgili bilgi verdi.
Valilik binasının, bahçesinin, o binaların içerisindeki vali dâhil tüm
kamu görevlilerinin vatandaşa hizmet için var olduğunu anımsatan Karaloğlu, vatandaş için var olan mekânları vatandaşa yasaklamanın da kendi mantalitesine uygun olmadığını söyledi. Kentte yaşayan 1 milyon 035 bin Vanlının her birinin kendisi için birinci sınıf ve özel olduğunun altını çizen Karaloğlu: "Vatandaşım, valiliğin bahçesine girdiği andan itibaren kendisine birinci sınıf olduğunu, özel olduğunu hissettirmeye çalışıyorum.
Bahçe de onun.
Hükümet konağındaki dinlenme salonu da onun. Vali olarak ben de dahil olmak üzere içeride görevli olan kamu görevlileri vatandaşa hizmet için varız. Vatandaşa hizmet için var olan yerlerin vatandaşa sakınılması, kapatılması doğru değildir.
Güvenlik ile
özgürlük arasında çok ince bir çizgi var. Eğer siz onu tutturamazsanız güvenlik için özgürlüklerden fedakârlık yapamazsınız. Özgürlük için güvenlik zaafı da oluşturamazsınız. O çizgiyi iyi yakalamanız lazım. Maalesef kamu yönetiminde 'toptancı' bir anlayışımız var. Devlet, milyonda bir ihtimallere karşı güvenlik tedbiri almalı. Ama bunları yaparken özgürlükleri feda etmemeli." dedi.
"TEK AMACIMIZ VAR: VATANDAŞ MEMNUNİYETİ"
Göreve başladığı zaman hükümet konağında işlerini halletmek için gelen vatandaşların birçoğunun merdivenlerde oturmasının kendisini rahatsız ettiğini ifade eden Karaloğlu, "Biz önce vatandaşlarımız taşların üzerinde oturmasın, insan gibi banklarda otursun diye bank bıraktık. Sonra da içeride çok güzel bir dinlenme salonu yaptık. Oraya çay makinesi, başına da görevliler bıraktık. Vatandaş oraya geldiği zaman oturuyor, dinleniyor, kendisine çay ikram ediliyor. Zamanı geldiğinde de hükümet konağındaki işini hallediyor ve dönüyor. Amacımız; vatandaşımızın, devletinden ve onu temsil eden yöneticisinden memnun olmasıdır. Vatandaşın memnuniyetini artıracak ne varsa onu sağlamaya çalışıyorum." değerlendirmesinde bulundu.
Fırsat buldukça vatandaşın acısını paylaşarak onun sevincine ortak olmaya çalıştığını anlatan Karaloğlu, Van'daki taziye kültürünün de önemli bir kültür olduğunu söyledi. Karaloğlu, 2 yıldır
Ramazan aylarında iftarlarda vatandaşın sofrasında olmaya özen gösterdiğini kaydetti.
"BAŞBAKANIMIZIN TALİMATLARI VAR"
Başbakan Erdoğan'ın da kendilerine, vatandaşın kapısını çalmaları konusunda talimatları olduğunu hatırlatan Karaloğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Sayın Başbakanımız, her valiler toplantısında bize özel talimatlar veriyor ve 'Mutlaka vatandaşın kapısını çalın. Vatandaşın sofrasını paylaşın. Vatandaşın size gelmesini beklemeyin.' uyarısında bulunuyor. Bence çok doğru da bir tarz. Yoksa bunları bilemiyorsunuz. Bizim yetiştiğimiz ortam farklı, çalıştığımız ortam farklı. Her bölgenin kendine göre gelenek ve görenekleri var. Bunu çok daha yakından tanıma şansımız oluyor. Bir de ihtiyaç sahiplerini gidip kendi gözünüzle görüyorsunuz. Bazen size gelebilecek mecali olmayan insanlar oluyor. Bunları gidip sizin bulmanız gerekiyor. Bizim arka mahallelerimizde çok sayıda muhtaç insanımız var."