İstanbul Valisi Hüseyin
Avni Mutlu,
Küçükçekmece Gölü Havzası'nda yürütülen Bathonea
kazı çalışmalarında elde edilen bulguların heyecan verici olduğunu ifade ederek, bölgenin İstanbul için çok önemli bir
gezi ve bilgilenme alanı olacağını söyledi.
Vali Mutlu, 2007 yılında,
Bakanlar Kurulu kararıyla Küçükçekemece Gölü Havzası'nda başlatılan Bathonea kazı sahasında incelemelerde bulundu.
Kazı başkanlığını yürüten
Kocaeli Üniversitesi
Arkeoloji Prehistorya Anabilim Dalı Başkanı Yrd. Doç.
Şengün Aydıngün, Vali Mutlu'nun yanı sıra İstanbul İl
Kültür Müdürü Ahmet Emre Bilgili, Küçükçekemece ve
Avcılar yerel yöneticileri ve basın mensuplarına, 2011 yılındaki kazı çalışmaları hakkında bilgi verdi.
Aydıngün,
yerli ve
yabancı üniversitelerden gelen 125 kişilik bilim heyetinin yanı sıra 65 öğrenci ve çalışanın kazılarda görev yaptığını ifade etti.
Arkeologların dışında mimarlar, şehir plancıları, botanikçilerin, kuş gözlemcilerinin,
deniz biyologlarının ve fizikçilerin de bu çalışmalarda yer aldığını vurgulayan Aydıngün,
kaza çalışmalarının karadan ve göl içinden çok detaylı bir şekilde son teknolojik cihazlarla yürütüldüğünü kaydetti.
Aydıngün, 5 Mayıs'ta başlayan 2011 kazı sezonuna ilişkin bilgi verirken, ''Küçükçekmece Gölü Havzası'nda yürütülen Bathonea kazılarında, arkeoloji dünyasında ilgiyle karşılanan ve İstanbul'un tarihinde yeni bir sayfa açacak yapı kalıntılarına ulaşıldı'' dedi.
-İSTANBUL'UN KAYIP SU YOLUNUN İZLERİ-
Çalışmalarda, oval biçimde bir su yapısı bulunduğunu, şimdiye kadar 60 metresi ortaya çıkarılan yapının uzunluğunun 100 metreyi geçeceğinin düşünüldüğünü, 6 metre derinliğinde, 2,60 metre
duvar kalınlığı olan 19 metre enindeki yapının tamamının Roma imparatoru Konstantin damgalı tuğlalarla örüldüğünü anlatan Aydıngün, şöyle dedi:
''Kalın bir
sıva tabakasıyla sıvanmış
havuz biçimli yapının, duvarındaki künklerle farklı bir
mimari özellik gösteriyor ve temelinden hala kaynak suyu çıkıyor. İstanbul'un Su Yapıları tarihine önemli bir katkı sağlayacak yapıda, damgalı amfora kulpları, İmparator Konstantin dönemi yazıtlı tuğla parçaları, unguanteriumlar (kültür tarihi içinde
koku kabı olarak kullanılan, ölü
hediye objeleri),
gümüş başlı tunç gövdeli bir kırbaç sapı da ortaya çıkarıldı.
Su yapısı yakınlarında bir bölümü
toprak altında kalmış, '
kale' görünümündeki Geç Roma dönemine tarihlenen yapı ise 2011 kazı sezonunun heyecan uyandıran bir başka kalıntısı. Kale, 12 metre yüksekliğinde, 50 metre uzunluğunda, 1,5 metre kalınlığındaki duvarlarıyla dönemi için önemli bir yapı olduğu izlenimini veriyor. Çevresinde açılan sondajlarla
mermer tabanlı olduğu anlaşılan yapının bir bölümünde de mozaik bir taban bulundu. Yapının MS 4-5 yüzyıllar arasında inşa edildiği ve değişik imparatorlar tarafından zaman zaman onarılarak kullanıldığı düşünülüyor.
Göl kıyısına yakın 10 X 10 ebatlarındaki bir başka açmada ise sütunlu bir yapının bölümleri ortaya çıkarılıyor. Buradan çıkan 4-6'ıncı yüzyıllar arasına tarihlenen damgalı tuğlalar ve seramikler, yapının bir Geç Roma yapısı olduğunu gösteriyor. İçinde
göle doğru uzandığı düşünülen bir
su kanalı da bulunan yapıdaki çalışmalar devam ettikçe ne amaçla yapıldığı da anlaşılacak.
Ayrıca, 2010 yılındaki kazılarda ortaya çıkarılan apsisli yapının üst seviyelerinde çok sayıda iskeletin yer aldığı bir
mezarlık bulundu.''
Arkeolog Ümran Yöğrük Planken de 2011 yılı çalışmalarında ortaya çıkarılan su yapısının kaçak kazı çukurlarının kendilerine yol göstermesiyle ortaya çıkarıldığını belirterek, bu yapının saray benzeri bir kompleksin altyapısı olduğunu, ancak daha sonra sarayın fonksiyonunu kaybetmesiyle su depolamak için sarnıç amaçlı kullanıldığını düşündüklerini kaydetti.
İstanbul'un tarihten gelen bir su sıkıntısı bulunduğunu anlatan Planken, ''İstanbul'a su taşıyan 2 kanaldan birisi bilinmiyor. Bizim tahminimiz bu kayıp olan (Aretas Hepdomos) İstanbul'un su yolunun ucunu yakalamış durumdayız'' diye konuştu.
-İSTANBUL VALİSİ MUTLU -
Bathonea kazı sahasında yaptığı incelemenin ardın basın mensuplarına açıklama yapan
İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, bugün İstanbul'un bir tarih, kültür şehri olduğunun çok açık örneklerinden birini gezdiklerini belirterek, şöyle dedi:
''İstanbul, bir tarih ve kültür şehridir. Küçükçekmece'nin kıyısında arkeolojik değeri çok yüksek, geçmişi itibarıyla 2300 yıl öncesine giden bu verilerle kentin arkeolojik tarihine önemli bir katkıda bulunuldu. Bunda emeği olan herkese teşekkür etmek istiyorum. Bundan sonraki yıllarda bu çalışmalar daha da derinleştirilerek İstanbul'a önemli bir gezi alanı, önemli bir tarih alanı oluşturacağız. Görmüş olduğumuz bütün bu veriler hepimizi heyecanlandırdı. Ümit ediyorum İstanbul için çok önemli bir gezi ve bilgilenme alanı olacak. Buradaki çalışmaları desteklemeye devam edeceğiz. Böylesine önemli bir tarihi mirasın çok iyi korunması ve çok iyi sergilenmesi lazım. Bunu yapabilmenin yolu da iyi bir ören yeri uygulamasından geçecek. Güvenliği ile ilgili birtakım ilave tedbirlere ihtiyacımız var.''
-AVRUPA'DAKİ İLK İNSAN YAŞAMININ İZLERİNİ TAŞIYAN MAĞARA-
Vali Mutlu, incelemelerini daha sonra kazı çalışmalarının yapıldığı Yarımburgaz Mağarası'nda sürdürdü. Mutlu, burada yaptığı açıklamada, Yarımburgaz Mağarası'nın oluşumu itibarıyla
mağara turizmi açısından çok önemli bir değer olduğunu ifade etti.
İstanbul'un, çok önemli bir mekanı olan bölgenin bugüne kadar yeterince değerlendirilemediğini belirten Mutlu, '''Çok önemli bir mağara. 750 metre uzunluğu var. Mağara, bu turizmin heyecanını gezecek olanlara verebilecek önemli görüntülerin olduğu bir mağara. Burasının da gezi yolları, dinlenme alanlarıyla nitelikli bir hale dönüştürülmesi ve İstanbul'un farklı bir gezi alanı haline getirilmesi de düşünülmeli. Bu konuyla ilgili İstanbul Büyükşehir Belediyesinin, Sazlıdere Vadisi ile ilgili çalışmaları var. Bu çalışmalar kapsamında bu mağara da değerlendirilmeli, bir bütün içerisinde ele alınmalı ve İstanbul'a yeni bir gezi alanı, turistik merkez oluşturulmalı'' diye konuştu.
Yrd. Doç. Aydıngün de Yarımburgaz Mağarası'nın Avrupa'daki ilk insan
yaşam izlerinin görüldüğü çok önemli bir yer olduğunu ifade etti.
(SM-DÜR-ÇAL)07.07.2011 17:16:12