Türk
Sağlık Sen
İzmir 1 No'lu Şube Başkanı Ahmet Doğruyol, "4924'lüler ile
vekil ebe ve hemşireler aylık mahsuplaşma hakkına kavuştu." dedi.
Konuyla ilgili bir
basın açıklaması yapan Doğruyol, Türk
Sağlık-Sen olarak sağlık çalışanlarının haklarını daha ileriye götürme, kazanımlarına kazanım ekleme ve
mağduriyetlerini gidermek için yoğun bir mücadele verdiklerini belirtti.
Doğruyol, "Son olarak Torba Yasa'da girişimlerimiz sonucunda tüm sağlık çalışanlarına aylık mahsuplaşma hakkı verilmişti.
Sağlık Bakanlığı,
Mart ayında yayınladığı bir
genelge ile 4924'lü
sözleşmeli personel ile vekil ebe ve hemşireleri bu haktan mahrum bırakmıştı. Sendika olarak yapılan bu haksızlığa en kısa zamanda gerekli tepkiyi göstererek, genelge yayınlandıktan bir gün sonra Danıştay'a
dava açtık. Açtığımız davada, 4924'lüler ile vekil ebe ve hemşireleri aylık mahsuplaşma hakkından yoksun bırakan maddelerinin iptalini istedik." şeklinde konuştu.
Doğruyol, 11
Nisan 2011'de Sağlık Bakanlığı'na başvuru yaptıklarını, 4924'lülerin ve vekil ebe-hemşirelerin 375 sayılı KHK'nın Ek 3'üncü maddesi kapsamında yer almadıkları gerekçesiyle mağdur edilerek aylık mahsuplaşma hakkından ve garanti gelirden faydalandırılmadıklarına dikkat çektiklerini belirtti. Doğruyol, söz konusu mağduriyetin giderilmesi amacıyla ivedilikle bir yasal
düzenleme yapılması istediklerini kaydetti.
Başvuruda ayrıca, bu konuda mağduriyet yaşayan yaklaşık 20 bin sağlık çalışanının bireysel dava açması ve bu davaları kazanması halinde hükmedilecek yargılama giderleri ve vekalet ücretleri neticesinde, oldukça ciddi anlamda bir kamu zararı oluşacağını da aktaran Doğruyol, "Sağlık Bakanlığı, bu somut girişimlerimiz ve uyarılarımız sonucunda yanlışından
dönerek yeni bir genelge ile hatasından dönmüştür. 4924'lü
sözleşmeli personel ile vekil ebe ve hemşirelere de aylık mahsuplaşma hakkını tanımıştır. Yaklaşık 20 bin sağlık çalışanını ilgilendiren bu olumlu gelişme hayırlı olsun diyor, bir daha böyle haksızlıklara
imza atılmamasını temenni ediyorum. Bir hak verilirken personel arasında ayrım yapılması, bir bölümünün yeni haklardan mahrum bırakılması kadar adaletsiz bir durum yoktur. Bu nedenle kamuda sürekli bir şekilde mağduriyetler yaşanmaktadır. Kimisi döner
sermaye alamamakta, kimi
aile yardımından faydalandırılmamakta, kimine
tayin hakkı tanınmamaktadır. Bu tür adaletsizliklerin tek çözüm yolu ise tüm çalışanların kadrolu personel olarak istihdamıdır." diye konuştu.