Ergenekon ana davasının
tutuklu sanığı
Veli Küçük,
duruşmanın talepler bölümünde Jandarma
İstihbarat Gruplar Komutanlığı yaptığını ancak kendisi hakkında iddia edilenin tersine JİTEM'in ne olduğunu bilmediğini söyledi.
İstanbul 13. Ağır
Ceza Mahkemesi'nde görülen Ergenekon ana davasında
Tuncay Güney'in el yazısıyla çizdiği Ergenekon şemasında üstü kapalı olarak iddianameye konan isimlerin dinlenmesini talep ettiğini ifade eden tutuklu
sanık Veli Küçük, "Tuncay Güney'in el yazısıyla yaptığı şema ile Türk yargısı bu hale getirilemez." iddiasında bulundu.
JİTEM'in ne olduğunu bilmediğini savunan Küçük, "Ben Jandarma İstihbarat Gruplar Komutanlığı yaptım. Görev saham da tüm
Türkiye'ydi. Görevimiz istihbarat elde etmekti. Onun dışında operasyonel faaliyetimiz yoktu, olamazdı da. Türkiye genelinde aldığımız istihbaratları, kendileriyle alakalı olan MİT ve
emniyet gibi kurumlara ihtiyacı olur diye verirdim. İstihbarat işlemlerini yasalara göre yürüttüm." ifadesini kullandı.
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni
Hrant Dink cinayetiyle ilgili iddialara yönelik ise Küçük, "Ben Hrant Dink'i hiç tanımam. Ne aracılarla ne de doğrudan bir görüşmem vardır. Kendisini tehdit etmedim, kendisini sevmiyorum. Sevmek mecburiyetinde değilim. Ancak başına gelenleri de kesinlikle kabul etmiyorum." dedi. Sanık Küçük, "Böyle beynine kurşun sıkılarak öldürülmesi onun cezası değildir. Zaten mahkemeye verilmişti. Varsa cezası çekerdi. Evet, Hrant Dink'in davasına müdahil oldum. Şişli Adliyesi'ne gidip müdahillik dilekçesini imzalayıp 4 dakika bile durmadan çıktım. Duruşma salonuna bile girmedim. 'Hrant Dink Veli Küçük'ün ekibi tarafından öldürüldü' denildi.
Dink cinayeti örtbas ediliyor. Asıl araştırılması gereken konular araştırılmıyor" şeklinde konuştu.