Isparta Süleyman
Demirel Üniversitesi(SDÜ) AB
Merkez Müdürü Doç. Dr. Murat Okçu, bazı AB
ülkelerinin Türk vatandaşlarından vize istemesinin hukuk dışı olduğunu söyledi. Okçu, '
Vizesiz AB'nin kazanılmış bir hak oluğunu belirterek, gerekirse bu konuda tazminat davaları açılması çağrısında bulundu. Okçu, "
Avrupa Birliği
Türkiye'yi tekrar 'vize alması gerekmeyen ülkeler' listesine dâhil etmelidir." dedi.
SDÜ'ye bağlı araştırma ve
uygulama merkezlerinden birisi olan ve son dönemde yaptığı çıkışlarla dikkatleri üzerine çeken SDÜ AB Merkezi kamuoyunun uzunca bir süredir gündeminde olan ve iş âlemini de yakından ilgilendiren vize konusunda çarpıcı bir açıklama yaptı.
Merkez Müdürü Doç. Dr. Murat Okçu, Türkiye'nin ticaretini geliştirmek amacıyla özellikle yakın komşularıyla vizeleri kaldırmaya çalışırken,
Almanya ve
İngiltere gibi bazı ülkelerin Türk vatandaşlarına uygulanan vizeleri kaldırmamakta ısrar ettiğini söyledi. Ticaretinin yarısından fazlasını Avrupa ile yapan Türkiye açısından bu durumun ciddi para ve zaman kayıpları anlamına geldiğini ifade eden Okçu, "Verilere göre vatandaşlarımızdan her yıl yaklaşık olarak 60 milyon
Euro vize parası alınıyor. Vizeyle birlikte diğer ücretler de eklendiğinde kayıp 1,2 milyar Euro'yu buluyor. Fakat esas
darbe Türkiye'nin
hizmet sektörüne vuruluyor. Bu yolla Türkiye'nin hizmet sektöründe dünya sıralamasında yukarı çıkmasının önü kesilmeye çalışılıyor." dedi.
TAZMİNAT DAVASI AÇILMALI
Murat Okçu, vize almaksızın AB üyesi ülkelere
seyahat etmenin sanki bir pazarlık ve müzakere konusu gibi görülmesinin yanlış olduğunu vurgulayarak 'Vizesiz Avrupa'nın aslında kazanılmış bir hak olduğuna dikkat çekti. Okçu, bu durumu şu şekilde açıkladı: "
Ankara Antlaşması ile 1 Ocak 1973 tarihinde yürürlüğe giren 'Katma Protokol'ünde, 'Taraflar aralarında yerleşme hakkı ve hizmetlerin serbest icrasına yeni kısıtlamalar koymaktan sakınırlar' ifadesi bulunmaktadır. Madde yanlış anlamaya mahal vermeyecek kadar açık, somut ve hiçbir koşula bağlı olmaksızın geçerli bir hukuki düzenlemedir. Madde, AB'ye üye herhangi bir ülkenin ulusal hukukunda bu konuda geriye dönük bir kötüleştirme yapıldığında devreye girerek böylesi bir işlemin o ülke tarafından yapılmaması için hukuki bir set oluşturmaktadır."
Okçu, 1973'te kazanılan bu hakkın hiçbir AB üyesi ülke tarafından yok sayılamayacağını, hiçbir üye ülkenin de bu
mahkeme kararına karşı bir kararı kendi ülkesinde çıkaramayacağını anlattı. Okçu, bu yüzden AB üyesi ülkelere karşı
tazminat davası açılması gerektiğini dile getirdi.