Adana Ticaret Odası (ATO),
Bakanlar Kurulu kararıyla 2006 yılında, "Yaban
Hayatı Koruma ve Geliştirme Sahaları Yönetmeliği" kapsamına alınan
Kuzey Adana'nın
ekonomik ve sosyal yapısına
darbe vuran olumsuzlukların çözümü konusunda başlattığı girişimlerini sürdürüyor.
ATO'nun başvurusu üzerine
İstanbul Teknik Üniversitesi'nin farklı bölümlerinden
öğretim üyeleri tarafından hazırlanan konuyla ilgili
raporda, uygulamanın yeniden gözden geçirilmesi gerektiği vurgulandı.
ATO Yönetim Kurulu Başkanı
Şaban Baş, Adana'nın kuzey kesiminde "Yaban Hayatı Koruma ve Geliştirme Sahaları Yönetmeliği" kapsamında koruma altına alındığı gerekçesiyle uygulanan inşaat yasağının,
bölgede yaşayan 80 bin insanın yanı sıra çok sayıdaki işyeri ve inşaatı zor durumda bıraktığını belirtti.
Baş, "Koruma alanının sınırlarının yeniden belirlenmesine yönelik daha önce de çeşitli kuruluşlar tarafından haklı gerekçelere dayandırılarak açıklamalar yapılmıştı. Son olarak da konunun daha bilimsel temellere dayandırılması amacıyla
İstanbul Teknik Üniversitesi'nin konunun uzmanlarından oluşturulan bir heyete konuyla ilgili rapor hazırlattık. İnceleme sonucu hazırlanan rapor bizi haklı çıkardı ve mevcut uygulamanın yeniden gözden geçirilmesi gerektiğine dikkat çekildi." dedi.
Bölgedeki gerek kamu, gerekse özel şahıslara ait binlerce yapının "kaçak" durumuna düşürülmesi, yapımı sürenlerin de ruhsat alamamasına neden olan yasaklamanın günümüze nasıl uyarlanabileceğine ilişkin İstanbul Teknik Üniversitesi
Çevre Mühendisliği'nden Prof. Dr. Seval
Sözen, Prof. Dr.
Orhan İnce, Doç. Dr. Süleyman Övez,
Orman Mühendisliği'nden Prof. Dr. Ahmet
Yeşil ile Şehir Bölge ve
Planlama Bölümü'nden Doç. Dr. Ferihan Gezici'den oluşan ekibin hazırladığı kapsamlı rapor, ATO'yu bir kez daha haklı çıkardı.
YENİ BİR KORUMA BANDINA KARAR VERİLMELİ
Raporda, söz konusu yönetmeliğin, "Köy ve beldelerin meskun mahallerinde, özel mülkiyet tapulu yerleşim alanları ile altyapı hizmetleri, konut,
ahır, samanlık ve benzeri ek binaları,
ibadethane, sağlık ocağı gibi ortak kullanım yerleri koruma sahaları için hazırlanacak olan plan hükümleri dışında kalır" hükmüne aykırı olduğuna dikkat çekilerek şu görüşlere yer veriliyor: "Bölge mahallinde yapılan incelemede gözlenen ve bölgenin koruma sahası ilanından en az 15 yıl öncesinde inşa edilmiş büyük bir yapı stoku tespit edilmiştir. Ayrıca
Çukurova Belediyesi'nin önemli bir bölümü, Topalak, Dörtler, Memişli köyleri,
Çukurova Üniversitesi alanı yanında Balcalı Hastanesi,
Devlet Hastanesi, Özel Metropark Hastanesi, Adana Metrosu park alanı, Adana Fuar Alanı binaları, Adana
Öğretmenevi ve Akşam
Sanat Okulu, Kız Lisesi, Adana Ticaret Borsası Lisesi, yapımı devam eden İsmail Kulak
Anadolu Lisesi gibi çeşitli okullar, çok sayıda
ulaşım yolları,
köprü bağlantıları, kapalı
yüzme havuzu ve benzeri yapılaşmalar koruma alanının sınırları içerisinde yer almıştır. Bu tespit, anılan meskun bölgeler, altyapılar ve ilgili faaliyetlerin olumsuz etkileri ve bu yöndeki gelişmelerin bölge sınırlarının belirlenmesi aşamasında mevzuatın gerekleri doğrultusunda dikkate alınmadığını göstermektedir. Yapılaşmanın fazla olduğu bölgelerde Yaban Hayatı Koruma ve Geliştirme Sahaları Yönetmeliği'nde bahsedilen konu ve başlıkların hiçbirisinin yerine getirilmediği ve dolayısıyla korumaya ve geliştirmeye yönelik hiçbir faaliyetin sürdürülmediği anlaşılmaktadır. Koruma bandı sınırlarının bu yönüyle tekrar uzman ekiplerce gözden geçirilerek yeni bir koruma bandına karar verilmesi ve bu yeni çizilecek bandın sorumluluk sahalarının sözde değil, gerçekten korunması,
Seyhan Baraj Gölü ve civarında kalan
doğal hayatı koruma ve geliştirme adına büyük önem taşımaktadır."
ÜYELERİMİZ MAĞDUR DURUMDA
ATO Başkanı Şaban Baş, bölgede yaşanan karmaşayı bilimsel verilere dayanan bilgiler ışığında sonuçlandırmak amacıyla böyle bir çalışma yaptıklarını ifade ederek, "Çok sayıda konut, işyeri ve kamu binası yıllardır kullanılıyor. Bölgede büyük çoğunluğunu konutun oluşturduğu binlerce yapının inşaatı ise sürüyor. Bu bölgeye yatırım yapan çok sayıda üyemiz de
mağdur durumda. Çünkü mevcut yönetmelikten dolayı belediyelerden ruhsat alamıyorlar. Adana ekonomisini olumsuz etkileyen bu karmaşanın önlenmesi için, gerek doğal hayat, gerekse günümüz gerçekleri dikkate alınarak koruma sahasının tekrar belirlenmesi gerekmektedir. Çukurova ilçesindeki Süleyman
Demirel Bulvarı ve çevresini de kapsayan alanın, -Doğal Hayatı Koruma Bölgesi- ilan edilmesi, bölgedeki ev ve işyeri sahiplerinin yanı sıra, yatırımı devam eden ya da yeni yatırıma hazırlanan çok sayıda kişiyi belirsizliğe sürüklüyor. Yaban hayatının korunması için mevcut yapıya göre yönetmelik kapsamına alınan en uygun kesim gölün karşı tarafındaki Çatalan bölgesidir" dedi.
Öte yandan, ATO tarafından, "Doğal Hayatı Koruma Bölgesi"nin yeniden düzenlenmesi için
Başbakanlık, Çevre ve
Orman Bakanlığı ile Adana milletvekillerine gerekçeleri de içeren bir yazı gönderildi. Yazıda, "3167 Sayılı Kara Avcılığı Kanunu'na göre, -Yaban Hayatı Koruma Sahası- olan söz konusu bölgenin adı, 2003 yılında Çevre ve Orman Bakanlığı'nın birleşmesi sonucunda 13
Eylül 2006/10966 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile -Yaban Hayatı Geliştirme Sahası- biçiminde değiştirilmiştir. Bu değişiklik, bölgenin imara açıldığı 1990'lı yıllar öncesinde yapılsaydı kuşkusuz kimsenin
itiraz etme hakkı olmazdı. Ancak, bölge imara açılıp, binlerce konut ve işyerleri yapıldıktan 16 yıl sonra, -Burası koruma alanıdır, yapılaşmaya kapatılmıştır- denilmesinin mantıkla açıklanması mümkün değildir" görüşü dile getirildi.