Eğitim-İş Sendikası
Çanakkale Temsilcisi Ahmet Bozdemir, öğretmenlerin yetiştirilmesi, istihdamı,
ekonomik durumu ve çalışma koşullarının gün geçtikçe kötü gittiğini iddia etti.
Bozdemir, yeni eğitim
öğretim yılının başlaması nedeniyle yaptığı yazılı açıklamada, öğretmen yetiştirme ve
öğretmen atamaları, yetersiz
bütçe, ödeneksiz okullar, gerici kadrolaşma, öğretmen ve
derslik açıkları, yok sayılan sanat eğitimi, günlük yaşamdan uzak, ezberci ve eleyici eğitim sistemi, bilimsellikten ve ulusal değerlerden yoksun
müfredat programlarının genel sorunları oluşturduğunu bildirdi.
Bu sorunlar sarmalındaki eğitimin büyük bir çıkmazda olduğunu ileri süren Bozdemir, ''Bu sorunlar yetmiyormuş gibi öğretmenin yetiştirilmesi, istihdamı, ekonomik durumu, çalışma koşulları gün geçtikçe kötüye gitmektedir. Cumhuriyetin ilk yıllarında ekonomik ve sosyal statüsü en üst sıralarda olan eğitim çalışanları, son yıllarda
yoksulluk sınırının yarısına yakın bir
ücretle açlığa mahkum edilmektedir'' ifadesini kullandı.
Bozdemir, açılmasında şunları kaydetti:
''
Milli Eğitim Bakanlığına ayrılan bütçenin yetersizliğinden ve okul yapım işlerinin
hayırsever vatandaşlara
havale edilmesi nedeniyle derslik açıkları yıllardır kapatılamamaktadır. Milli Eğitim Bakanlığının rakamlarıyla 160 bin civarında derslik açığı bulunmaktadır. Hala bazı
kent merkezlerinde 50-60 kişilik kalabalık sınıflarda ders yapılmaktadır. Sokakta 400 bin civarında atanamayan öğretmen iş ararken, 160 bin öğretmen açığının olması anlaşılır bir durum değildir.
Öğretmen açığının
ücretli öğretmen uygulamasıyla kapatılmaya çalışılması, eğitimin niteliğini olumsuz yönde etkilemekte, her yıl sıfırcı öğrenci sayısını katlayarak artırmaktadır. Ayrıca bu durum 700 lira ücret verilerek
köle gibi çalıştırılan 70 bin ücretli öğretmen ordusu yaratmaktadır.
Ülkemizin geleceğini belirleyen eğitime yeterli bütçenin ayrılmaması nedeniyle eğitim giderleri yoksul
halk kitlelerinin sırtına yüklenmektedir. Hükümetin 2011 yılı bütçesinde MEB'e ayırdığı pay, herkes için nitelikli eğitim hedefini gerçekleştirmekten çok uzaktır. Bu hedefe yaklaşmak için genel bütçenin yüzde 20'si, milli gelirin en az yüzde 6'sı eğitim bütçesine ayrılmalıdır.
Talim Terbiye Kurulu'ndan Anadolu'daki en ücra köy okullarına kadar partizanca ve gerici kadrolaşma devam ediyor. Bilimsel eğitimi dışlayan, liyakatsiz, bilgi ve beceriden yoksun
yöneticiler, kayırmacı yöntemlerle ya da görevlendirmeyle iş başına getirilmektedir. Güvenilirliği tartışılan sınavlarla ve haksız yere verilen üstün başarı ödülleriyle bir adım öne çıkarılarak yönetici yapılan yetersiz kadrolar, eğitimin niteliğini düşürmektedir. Geleceğimiz olan çocuklarımızın
estetik değerleri kazanmasında büyük önem taşıyan resim ve
müzik dersleri yok sayılmış, ders saat sayıları azaltılarak norm kadroları düşürülmüştür. Bu durum geleceğimizi tehdit etmekte, estetik değerlerden yoksun yetişen çocuklarımız şiddete eğilimli bireylere dönüşmektedir.
Ulusal değerleri yok sayan,
tüketim toplumunu özendiren, bireyci, sorgulamayan insan
tipi yetiştirmeyi hedefleyen, bilimsellikten uzak müfredat programları günlük yaşamda kullanılmayan gereksiz bilgiler içermektedir.''
(BYR-BAK)19.09.2011 14:27:18