Yozgat Barosu Başkanı Yusuf Başer,
Yargıtay ve Danıştay'daki daire ve üye sayılarının artırılması artık zorunluluk haline geldiğini söyledi.
Yusuf Başer, Yargıtay'da bekleyen bin 700 civarında
dosya olduğunu ve açılmayı bekleyen 40 bin dosyanın bulunduğunu hatırlattı.
Yargıtay başkanının 'yüksek yargıda
yangın var' şeklindeki ifadesine dikkat çeken Başer, "400 bin civarında dosya Yargıtay'daki yer yokluğu sebebiyle
Ankara postanelerinde beklemekte. Dolayısıyla gerçekten bu manada yüksek yargıda yangın var. Adalet zamanında ve hakkaniyete uygun olarak sonuçlandırılmalı."dedi.
Yargıtay ve Danıştay'daki üye sayılarının artırılması noktasında hukukla ilgisi olan herkesin aynı fikirde olduğunu savunan Başkan Başer, şöyle devam etti: "Vatandaşın
adalete olan güveni sarsılmamalıdır. Dolayısıyla istinat mahkemelerinin biran önce faaliyete geçmesi Yargıtay ve Danıştay'daki daire ve üye sayılarının artırılması artık zorunluluk haline gelmiştir. Yargıtay ve Danıştay'daki üye sayılarının artırılması noktasında hukukla ilgisi olan herkesin ve herkesin ortak kanaatidir. Ancak yapılan bu düzenlemelerin mevcut
iktidar tarafından yapılmasına karşıdır."
Hukukun çifte standardı kabul etmediğine vurgu yapan Başer, "Mademki 12
Eylül halk oylamasıyla birlikte
Anayasa Mahkemesi'nin yapısı ve
HSYK'nun yapısı değişmiştir. Çünkü adaletin olmazsa olmaz kurallarından olan avukatlarda artık buralarda söz sahibi haline gelmiştir. Bir tane baro başkanı
Anayasa Mahkemesi üyeliğine, bir tane baro başkanımız HSYK üyeliğine seçilmiştir. Biz bunların toplumun bütün katmanlarının bu yapı içerisinde girmiş olmasını doğru ve yerinde buluyoruz. Dolayısıyla yapılması gereken şey siyasi eylemler ve kaygılar sebebiyle vatandaşlarımızın adalete olan arzusu zedelenmemelidir. Yargıdaki yangını biran önce söndürmek gerekir. Hükümetin yapmış olduğu şey de budur." ifadelerini kullandı.
Aralarında
Adana,
Amasya, Ankara'nın da bulunduğu 24 baronun yapmış olduğu ortak açıklamayı talihsiz olarak değerlendiren
Baro Başkanı Başer, "Bu barolarımız hukuk adına talihsiz bir açıklama yapmışlardır. Mevcut
sistem içerisinde
12 Eylül halk oylamasıyla birlikte yapılan değişikliği halkımızın büyük çoğunluğu kabul ettiğine göre, biz hukukçulara düşen şey halkın iradesine saygı duymaktır. Siyasi söylemlerle yapılan bu değişikliklere karşı çıkmak abesle iştigaldir. Kendilerini hukuka uygun olarak davranmaya ve hukuka uygun olarak fiil ve eylemlerde bulunmaya davet ediyorum." açıklamasını yaptı.