Malatya'da 18
Nisan 2007'de
Zirve Yayınevi'nde 1'i
Alman uyruklu 3 kişinin öldürülmesiyle ilgili
davada
mahkeme, olayın
Kafes Eylem Planı'yla ilgili fiili bağlantısı olup olmadığının değerlendirilmesi için
Poyrazköy davasının dosyasını istedi.
Malatya'da 1'i Alman uyruklu, 3 kişinin bıçaklanarak öldürüldüğü olayın
sanıkları, Malatya 3. Ağır
Ceza Mahkemesi'nde 33. kez hakim karşısına çıktı. Duruşmada müdahil
avukatlar,
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca mahkeme ile ilgili bir
soruşturma yürütüldüğünü ve çeşitli tutuklamalar olduğunu hatırlattı. Zirve Yayınevi
cinayetlerinin
Kafes Eylem Planı ile fiili ve hukuki bağlantılar olduğunu savunan avukatlar, davanın usul ve şekil açısından 10'uncu
Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Poyrazköy soruşturmasıyla birleştirilmesini istedi.
SANIK ARAL: ALBAY ÜLGER CİNAYET İÇİN BANA 500 BİN TL TEKLİF ETTİ
Daha sonra
tutuklu sanıklardan Varol Bülent Aral itiraflarda bulunacağını söyleyerek söz aldı. Aral, bazı
tanıklar ve sanıklar hakkında muhtelif suçlamalarda bulundu. Malatya eski Jandarma
Alay Komutanı
emekli Albay Mehmet Ülger ile 2005'te tanıştığını belirten Aral, Ülger'in cinayetleri işlemesi için kendisine 500 bin TL para
teklif ettiğini, reddedince olay için
Emre Günaydın ve babasına aynı teklifin yapıldığını anlattı. DHKP/C ile bağlantısı ve Nur cemaatini sevmediği için kendisinin seçildiğini düşündüğünü ifade eden Aral şöyle devam etti: "2005 yılından itibaren Malatya eski İl Jandarma Komutanı Mehmet Ülger ile tanışıyoruz, bana o tarihlerde
Yaşar Büyükanıt tarafından gönderilen bir zarf içerisinde 'senin vatansever birisi olduğunu duyduk, sizi uzun zamandır takip ediyoruz, çalışmalarını taktir ediyoruz, bizimle çalışmanı istiyoruz' diyerek bu içerikli bir yazı gösterdi. Bu yazının gerçek olduğunu sanmıyorum. Bana Mehmet Ülger bizzat geldi, bu şekilde beyanda bulundu. Ben 'düşünürüz, değerlendiririz' şeklinde başımdan savdım. Ben güvenlik malzemeleri işi yapıyordum, cinayet mahalline yakın bir yerdeydi. Kitapevi buraya, biz buradan ayrılmadan bir kaç gün önce taşındı. Mehmet Ülger işlerimizi bozdu. Daha sonra Adıyaman'a taşındık, burada da işlerimizi bozdu."
Zaman zaman MHP, bazen CHP'ye gittiğini,
Fethullah Gülen'i sevmediğini ve
Alevi kökenli olduğu için bu işe uygun olduğunun düşünüldüğünü söyleyen Aral, son görüşmesinde
jandarmaya gittiğini belirtti. Aral, "Buradan beni alıp, görüşeceğimiz yere beraber gidiyorduk. Yine buluştuğumuz yere gittiğimizde burada Emre Günaydın ve babası Mustafa Günaydın ile abisi olduğunu tahmin ettiğim
genç bir şahıs vardı." dedi.
Aral, son görüşmelerinde Albay Ülger'in Günaydın'a kendisinin kabul etmediği 500 bin TL'yi verdiğini şu şekilde belirtti: "En son görüşmemizde Albay Mehmet Ülger bir çanta içerisinde 500 bin TL parayı Emre Günaydın'ın babasına verdi, Emre Günaydın ve babasına bu iş
ihale edildi. Babası bu işi azmettirmek ve takip etmekle görevliydi."
Daha sonra Mahkeme Başkanı Hayrettin Kısa'ya bir
gazete kupürü uzatan Aral, bunu okumasını istedi. Mahkeme başkanı da kupüre baktıktan sonra ''Ne anlam çıkarmamı istiyorsun?'' diye sordu.
Mahkeme Başkanı Kısa daha sonra, ''Biz cinayet konusuna geri dönelim'' diyerek Aral'ın ifadesini sürdürmesini isteyince, ''Benim anlattıklarım bir kurguydu. Ben mahkemenizin yaptığı yanlışları anlatmaya çalıştım.'' dedi.
Emre Günaydın ise söz olarak "Sanık Varol Bülent kendisi hırsızlıktan sabıkalı,
çatı aralarında yatan bir kişidir, beyanlarına itibar edilmemesini talep ediyorum." diye konuştu.
Sanık avukatları da Varol Bülent Aral'ın
psikolojik tedavi gördüğünü belirterek ifadelerinin dikkate alınmamasını talep etti.
ARAL'IN AVUKATI ÇEKİLDİ
Baro tarafından sanık Varol Bülent Aral'ı
savunması için atanan avukat Tuna Ateş, müdafilikten çekilmek istediğini söyledi. Bunun üzerine mahkeme başkanı, Aral'a, ''Bu avukatı istemiyor musun?'' diye sordu.
Aral da ''Ben avukatsız savunma yapmak istiyorum. Bana verilen avukatlar korkunç yaratıklar. Avukatlık vasfı taşımıyorlar.'' ifadesini kullandı.
Mahkeme Başkanı Kısa ise üzerine atılı suç nedeniyle avukatsız duruşmalara katılamayacağını ifade etti. Aral da ''Madem öyle bana da müdahil avukatlardan birkaç tane atanmasını istiyorum.'' karşılığını verdi.
Aral'ın ifadesini tutanağa geçiren mahkeme heyetindeki Özel Yetkili
Savcı Şeref Gürkan, sanıkların yüzlerine TCK'nın ilgili maddesini okuyarak, ''İstanbul Cumhuriyet Savcısı'nca gerçekleştirilen operasyonlarda tutuklamalar oldu. Bu kapsamda etkin pişmanlık yasasından yararlanmak isteyen ve varsa bildiklerini anlatmak isteyen var mı?'' diye sordu.
POYRAZKÖY DAVASININ DOSYASI İSTENDİ
Cumhuriyet savcısının taleplerinin ardından mahkeme heyeti ara kararı açıkladı. Buna göre,
gizlilik kararı bulunmuyorsa, Zirve Yayınevi cinayetleri ile Kafes Eylem Planı arasında fiili bağlantı olup olmadığının değerlendirilmesi için İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Poyrazköy davasının onaylı suretinin istenmesine karar verdi. Birleştirme hususunun Poyrazköy davası kapsamında Zirve Yayınevi ile ilgili yapılan tutuklamalarla ilgili soruşturmanın sonucuna göre incelenmesi kararlaştırıldı.
31. Duruşmada mahkemede dinlenen tanık Erhan Özen'in ek beyanda bulunma talebi çerçevesinde sonraki duruşmada tekrar duruşmaya getirilmesine karar verildi.
Tanık Erhan Özen'in kullandığı
telefon kayıtları ile ilgili ibraz edilen bilirkişi raporununun daha açıklayıcı hale getirilmesi talep edildi.
Tutukluluk süresi sona erdikten sonra
tahliye olan tanık Ercan Genli'nin adresinin araştırılmasına, sanıkların tutukluluk hallerinin devam etmesi kararlaştırıldı.
Baro tarafından Varol Bülent Aral için yeni bir avukat atanması talep edildi. Mahkeme davayı 24 Haziran tarihine erteledi.
ZİRVE DAVASI
Malatya'da, 18 Nisan 2007'de, Zirve Yayınevi'nde çalışan Alman uyruklu Tilman Ekkehart Geske ile
Necati Aydın ve Uğur
Yüksel bıçaklanarak öldürülmüş, zanlılardan
Salih Gürler(20),
Cuma Özdemir (20),
Hamit Çeker (19) ve Abuzer
Yıldırım (19) olay yerinde yakalanmıştı. Üçüncü katın penceresinden kaçmaya çalışırken düşerek yaralanan Emre Günaydın,
İnönü Üniversitesi Turgut
Özal Tıp Merkezinde tedavi edildikten sonra tutuklanmıştı.
Günaydın'ın olaydan yaklaşık 2 yıl sonra cezaevinde Cumhuriyet savcısına verdiği ifade doğrultusunda, olayı azmettirdiği gerekçesiyle Varol Bülent Aral ve Zirve Yayınevi çalışanı olduğu belirtilen Hüseyin Yelki de tutuklanmıştı. Yelki, 22
Mayıs 2009, Aral ise 20
Ağustos 2009'daki duruşmalarda tahliye edilmiş, 15
Ekim 2010'daki 29. duruşmada tanık olarak dinlenilen Erhan Özen'in ifadelerini de dikkate alan mahkeme heyeti, Aral'ın yeniden tutuklanmasına karar vermişti.
Bununla birlikte, İstanbul Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı'nca 17 Mart'ta yapılan ve aralarında Malatya Jandarma eski komutanı Emekli Kurmay Albay M.Ü. ve
İnönü Üniversitesi İlahiyat Fakültesi araştırma görevlisi R.A.'nın da bulunduğu 7 kişi,
Ergenekon soruşturması çerçevesinde incelenen Zirve Yayınevi cinayetleriyle ilgili tutuklanmıştı. Dava kapsamında 6 tutuklu sanık ile birlikte Hüseyin Yelki, Kürşat Kocadağ ve Mehmet
Gökçe ise tutuksuz yargılanıyor.