MUĞLA (A.A) - AB Bölgeler Komitesi Türkiye Çalışma Grubu Başkanı
Bernard Soulage, AB, sadece bir coğrafyadan ibaret değil. ABnin değerleri
evrensel değerlerdir dedi.
Muğla Belediyesi Mustafa Kemal Kültür Merkezinde başlayan AB Bölgeler
Komitesi Türkiye ile Çalışmalar Grubunun 12. Çalışma Toplantısı AB-Türkiye
Katılım Müzakereleri ve Yerel İdareler Üzerindeki Etkileri başlıklı oturumun
açılışında konuşan ve oturuma başkanlık eden Soulage, toplantıda Türkiye-AB
ilişkilerinin son durumunun ele alınacağını belirterek, AB, sadece bir
coğrafyadan ibaret değil. ABnin değerleri evrensel değerlerdir. ABnin sahip
olduğu bu değerlerin Müslüman ülkelerde de kabul edilmesini isterim. Ayrıca,
Türkiye çok önemli bir stratejik noktada bulunuyor diye konuştu.
Türk halkında son dönemde, Avrupa ülkelerinde kriz var. Türkiyenin ABye
ihtiyacı daha az şeklinde bir görüş oluştuğuna işaret eden Soulage, Bu görüşü
bazı siyasiler de dillendirdi. Ben Türkiye ile ABnin bu süreçte, özellikle
ekonomik konularda birlikte hareket etmesi gerektiğine inanıyorum. Bu
toplantıları, her seferinde Türkiyenin farklı kentlerinde yapmaya çalışıyoruz.
Muğladaki toplantıda Türkiye ile ABnin geldiği son noktayı tüm yönleriyle ele
almaya çalışacağız. Bugün yapılan 12. toplantıda, önceki toplantıda alınan
kararlar da oy birliği ile kabul edildi diye konuştu.
AB Türkiye Delegasyonu Başkan Yardımcısı Tibor Varadi ise, AB ile Türkiye
arasındaki ilişkilerinin çok güçlü ve gelişmekte olduğunu söyledi.
AB ile Türkiye arasında yüzde 45-50 oranında ithalat, ihracat söz konusu
olduğunu anlatan Varadi, Türkiyedeki yabancı yatırımcıların büyük bir bölümü
AB üyesi ülkelerin şirketleri. Ayrıca 40 bin öğrenci AB değişim programlarında
yer alıyor. Bu, Türkiye-AB ilişkileri açısından çok önemli dedi.
Başka bir önemli konunun ise Türkiyedeki yeni anayasa hazırlık süreci
olduğunu, Türkiye Büyük Millet Meclisinin bu süreçte doğru yolda olduğunu ifade
eden Varadi, on binlerce insanla görüşülmesini, yüzlerce tarafla mülakat
yapılmasını olumlu bulduklarını, bu süreçte önemli olanın metin üzerinde uzlaşma
sağlanarak çalışmaların bu doğrultuda yürütülmesi olduğunu kaydetti.
Türkiye-AB Karma Parlamento Üyesi ve AK Parti Muğla Milletvekili Yüksel
Özden de, Türkiye-AB katılım müzakerelerinin 3 Ekim 2005 tarihinde başladığını
anımsatarak, AB üyeliği, bizim için stratejik bir hedeftir ve tam üyelik
dışında başka bir alternatif Türkiye açısından söz konusu değil. Üyelik
müzakereleri, temel hak ve özgürlükler alanında gerçekleştirilen kapsamlı
reformlar neticesinde hayata geçirilmiştir. Bu çerçevede ülkemizde ırk, cinsiyet,
inanç ve siyasi görüş farkı gözetilmeden tüm vatandaşları kapsayacak şekilde
demokratik standartların yükseltilmesi, hukukun üstünlüğü, insan hakları, temel
hak ve özgürlüklerin daha da güçlendirilmesi amacıyla kültürel haklardan kadın
haklarına, çocuk haklarına kadar sağlam adımlar atılmıştır. Bunun yanı sıra,
ekonomik ve sosyal alanlarda da önemli reform çalışmaları gerçekleştirilmiştir.
Ülkemizin ekonomik gücü ve etkinliği yükselmiştir diye konuştu.
Özden, Türkiyenin bölgedeki rolü nedeniyle aktif politika izlemek zorunda
olduğuna işaret ederek, şöyle konuştu:
Bir takım siyasi engellemeler, mesela Fransa ve Rum yönetimlerin bloke
ettiği fasıllar gibi, Türk insanının zihninde, bir çifte standart uygulanıyor
imajı oluşturdu. Bundan dolayı da 2003 yılında yüzde 73 olan AB için kamuoyu
desteği, 2009 yılında yüzde 38lere kadar düştü. Yaşanan bekleme süreci, Türk
toplumunu olumsuz etkiliyor. Bu ülkenin daha ileriye gitmesi için hükümetimiz
ciddi adımlar atmıştır. Konuşulan yeni anayasa süreci, bu ülke insanının 150
yılda ilk defa kendi anayasasını kendisinin yazması olayıdır.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökhan Günaydın da, hükümetin kentsel dönüşüm
projelerini eleştirerek, İçişleri Bakanlığı arzu ettiği belediyeyi denetlemek
üzere müfettişler gönderiyor. CHPli belediyeler üzerinde bir siyasi baskı söz
konusu. Hayata geçirilen kentsel dönüşüm projelerinde belediyelerin yetkilileri
azaltılıyor dedi.
Son günlerde konuşulan yeni anayasa sürecinde ciddi bir ilerleme
sağlanamadığını savunan Günaydın, son aşamada eşitlik konusunun ele alındığı
maddede bile ciddi bir ilerleme sağlanamadığını ileri sürdü.
Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etütler Vakfı (TESEV) Dış Politika Programı
yöneticisi Jonathan Levack, 10 yıldır Türkiyede yaşadığını anlatarak, Son
dönemde Türkiyede sivil toplum güçleri daha etkili hale geldi. Bu önemli ve
güzel bir gelişme. Yapılan araştırmalara göre, Türk insanı ABnin ne yapılırsa
yapılsın kendilerinin kabul etmeyeceği şeklinde bir düşünceye sahip. Bence,
bunun ciddi olarak araştırılması lazım diye konuştu.
Muğla Belediye Başkanı Osman Gürün ise, Türkiyede toplumun talepleri ve
ihtiyaçlarına cevap veren yeni, sivil bir anayasa yapımına ilişkin toplumsal
talebin ciddi boyuta ulaştığını vurgulayarak, anayasanın toplumu özgürleştirici,
demokratikleştirici nitelikte olması için anayasanın kendisi kadar yapım
sürecinin de önem taşıdığını, bu nedenle toplumun her kesiminin taleplerinin
dinlenip, değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.
Toplantıda Muğla Valisi Fatih Şahin, CHP Muğla Milletvekili Nurettin Demir,
Denizli Belediye Başkanı Osman Zolan, Çankaya Belediye Başkanı Bülent Tanık ile
yerel yöneticiler de katıldı.
Toplantının son bölümünde Türkiyedeki Yerel İdarelerin Yeni Anayasa
Sürecine Dahil Olması konusunda sunumlar yapıldı.
Muhabir: Kenan Gürbüz
Yayıncı: Hızır Hacısalihoğlu