ANTALYA (A.A) - Güç Gönel - Evlendiği Türk eşi, geçirdiği iki
trafik kazasının ardından zihinsel engelli hale gelen 32 yaşındaki Hollandalı
kadın, 8 yıldır yalnız başına inanılmaz bir yaşam mücadelesi veriyor. Çalışma
izni olmadığı yıllarda eşine bakabilmek için hurda toplayan, pazarda çilek satan,
klima temizliği yapan Iris Brouwer Kavaklı, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı
olduktan sonra biteceğini düşündüğü bu yolda ne yazık ki biraz daha yürümek
zorunda...
Beni seviyor musun- diye sordu, az önce üşümesin diye yatağa yatırıp
üzerini örttüğü kocasına. Hem de nasıl yanıtını verdi eşi. Hayırsever bir ev
sahibinin elektrik giderlerini karşılama sözüyle 200 liraya kiraya verdiği tek
odalı evlerinde, elektrik gideri olmasın diye soba yakmıyorlardı. Üşümesin diye
yorganı boynuna kadar çekti eşinin.
Yaklaşık 11 yıl önce tanıştıklarında Hollandalı Iris Brouwer Kavaklı bir
tatilci, bir yıl sonra eşi olacak Deniz Kavaklı ise turist rehberiydi.
Birbirlerine o kadar bağlandılar ki 2002 yılında evlenmeye karar verdiler.
Mutluluk içinde geçirdikleri 3 yılın ardından bir gün arkadaşları Iris Kavaklıya
eşinin kaza geçirdiği haberini verdi. Kullandığı motosikletiyle bir otomobille
çarpışmıştı Deniz Kavaklı. Ağır yaralı olarak Akdeniz Üniversitesi Hastanesine
kaldırıldı, hemen ameliyata aldılar. Ameliyattan çıktığında her şey normal
görünüyordu ama birden bire kötüleşti, bilincini kaybetti. Yoğun bakıma
alındığında beyin embolisi geçirdiği anlaşıldı.
Kendine geldiğinde hiçbir şeyi hatırlamıyordu. Yürümeyi, konuşmayı, yemek
yemeyi, her şeyi unutmuştu. Ama bir tek şey hala hafızasındaydı. Eşine olan
aşkı...
-Eşine her şeyi baştan öğretti-
Antalyanın Manavgat ilçesinin Side Mahallesinde yaşayan 32 yaşındaki Iris
Brouwer Kavaklı, acı hikayesini AA muhabiriyle paylaştı. 37 yaşındaki eşi Deniz
Kavaklının 2005te geçirdiği trafik kazasının ardından beyninde oluşan hasar
yüzünden her şeyi unuttuğunu, tedavi sürecinde yürümeyi, yemek yemeyi, konuşmayı
eşine yeniden öğrettiğini anlattı.
Eşinin anne ve babasının boşandığını ve çocuklarına sahip çıkamadıklarını
belirten Kavaklı, bu sürede henüz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmadığı için bir
işte de çalışamadığını kaydetti. Eşine bakabilmek için neredeyse her işte
çalıştığını ifade eden Kavaklı, Çalışma iznimin olmadığı dönemde hurda
topladım. Pazarda çilek sattım. Eşimi de yanımda götürdüm. Hediyelik eşya yapıp
sattım. Klima temizliği işinde çalıştım erkeklerle birlikte. Soğuk hava
depolarında izolasyonda çalıştım. Hala bakıyorum yerde bira şişesi var, 5 tanesi
bir ekmek oluyor. Alıyorum dedi.
Kavaklı, iş bulup çalıştığı sırada bir gün eşinin dolaşmak için evden
çıktığını ve bu sırada bir motosikletin çarpması sonucu yeniden yaralandığını
söyledi. Kavaklı, İlk kazadan sonra yeniden doğmuş gibiydi. Her şeyi yeniden
öğrettik. İkinci kazadan sonra sinir krizleri başladı. Kafasını duvara çarpıyor.
Çabuk sinirleniyor. Ardından sara krizi geldi. Çok korktuk. Eşim şimdi sürekli
konuşuyor. Aynı kelimeleri sürekli tekrarlıyor diye konuştu.
Eşiyle birlikte taşındıkları evde ev sahibinin kendilerinden su ve elektrik
parası almadığını belirten Iris Brouwer Kavaklı, 200 lira kirada oturdukları tek
odalı evde elektrik gideri olmasın diye soba da yakmadıklarını kaydetti.
-Vatandaş olmaktan gurur duydum-
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olduktan sonra hayatlarının değişeceğini
düşündüğünü dile getiren Kavaklı, sözlerini şöyle sürdürdü:
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olduktan sonra bir yardım olacak diye
düşündüm. Kendimi gururlu hissettim. Çünkü bu ülkeyi çok seviyorum. Kendimi
güvende hissettim, çalışabileceğimi düşündüm. Ama olmadı. Eşimi çok seviyorum ve
ortada kalması çok zoruma gidiyor. Eşime bir bakıcı veya bakıcı maaşı verseler
ben de çalışıp evi geçindirebilirim. Ben çalışırken o yalnız kalırsa başına yine
bir kaza gelebilir.
Kavaklı, son olarak bir fırında çalıştığını, bu işten bazı sebeplerle dün
ayrılmak zorunda kaldığı için şu anda işsiz olduğunu kaydederek, yardım için
kaymakamlığa başvurduklarını, işlemlerin sürdüğünü anlattı.
Yayıncı: Hızır Hacısalihoğlu