MUĞLA (A.A) - Adalet Bakanı Sadullah Ergin, "Bir ülkeyi sevmek,
o ülkeyi güçlendirmekle olur. Söz gider eylem kalır. Dilde kemik yok. Dil konuşur
ama dilin konuştuklarını eyleme dökmezseniz lafta kalır" dedi.
Bakan Ergin, Fethiyede Muğla Valisi Fatih Şahin, AK Parti Muğla
Milletvekili Ali Boğa ve beraberindekilerle Fethiye Kaymakamı Ekrem Çalıkı
ziyaret ederek, kent hakkında brifing aldı.
Daha sonra Fethiye Belediyesi Kültür Merkezinde vatandaşlara hitap eden
Ergin, Türk milletinin çok köklü bir geçmişten, büyük bir medeniyetten süzülüp
gelen bir millet olduğunu belirterek, ecdatlarının 3 kıtada 600 sene adaletle
hükmettiğini, bu coğrafyalarda kardeşlik, huzur, dayanışmanın en güzel
örneklerini ortaya koyduklarını söyledi.
Türk milletinin dünyanın neresinde olursa olsun, bir afet olduğunda yardım
elini uzatmak için koştuğunu vurgulayan Ergin, "Bu ülkenin öyle geniş hinterlandı
var ki ayağa kalkmasın, yolunu gözleyen coğrafyalar ile kucaklaşmasın diye
Türkiye illetlerle, hastalıklarla meşgul edildi. Başımızı kaldırıp
hinterlandımızda olan milletlerle toplumlarla sağlıklı bir bağ kuramamamız için
böyle bir meşguliyetle uğraştık" diye konuştu.
Gelecek nesillere daha yaşanabilir, zengin, özgür, güçlü adalet sistemiyle
bezenmiş bir Türkiyenin bırakılması için atılması gereken adımlar, yapılması
gereken işler bulunduğunu dile getiren Ergin, "Bir ülkeyi sevmek, o ülkeyi
güçlendirmekle olur. Söz gider eylem kalır. Dilde kemik yok. Dil konuşur ama
dilin konuştuklarını eyleme dökmezseniz lafta kalır. Vatanı ve milletini sevmek,
vatanperverlik ve milliyetçilik dediğimiz şey bayrağımızı daha yukarıya
taşıyabilmektir. Cebinizdeki pasaportun itibarını güçlü kılabilmektir. Ülkemizin
marka değerini artırmak, dünyanın ülkemize saygısını güçlendirmektir.
Milliyetçilik ve vatanperverlik budur" diye konuştu.
-"Hiç kimse kendisine farklı muamele yapıldığını hissetmemeli"-
Ergin, Türkiyenin son 10 yılda çok önemli mesafeler kat ettiğini, iktidarı,
muhalefeti, farklı din, düşünce ve bakış açıları ile Türkiyeyi oluşturduklarını
ifade ederek, şöyle devam etti:
"Biz birlikte Türkiyeyiz derken, burada sadece AK Partilileri kast
etmiyoruz. Türkiyeyi Türkiye yapan değerleri ayrıştırırsak, geriye kalan şey
Türkiyeden farklı bir şey olur. Bu toplumdan CHP, MHP, BDPliyi, Kürtü, Arapı,
Aleviyi ayırırsanız geriye kalan şey Türkiye olmaz, farklı bir şey olur. Bütün
bunların bir arada olduğu yapıya Anadolu, Türkiye diyoruz. Biz birlikte
Türkiyeyiz derken, iktidarıyla muhalefetiyle seveniyle sevmeyeniyle laikçiyle
anti laikçiyle kim varsa şiddeti aradan kaldırmak suretiyle birbirimizi, medeni
bir zeminde konuşarak anlamaya çalışarak, makulü bulmaya gayret ederek bu ülkeyi
geleceğe taşırız diye düşünüyorum. Türkiye tasavvurumuz budur. Hiç kimseyi
ötekileştirmeden, ayrıştırmadan, 76 milyonu vatandaşlık ve kardeşlik çatışı
altında kucaklayan, devletin sıcaklığını ona hissettiren her bireyin kendini bu
devletin çatısı altında birinci sınıf vatandaş hissedebileceği bir iklimi
oluşturmayı amaçlıyoruz. Hiç kimse kendisine farklı muamele yapıldığını
hissetmemeli."
Bakan Ergin, Türkiyede geçmişten bu yana insanların değişik sıkıntılar
yaşadığını, Anadolu insanının uzunca bir süre potansiyel tehdit olarak
algılandığını söyledi.
-"Çocuklara daha yaşanılabilir bir ülke bırakmanın adımları atılacak"-
"Kimilerine bu dincidir, Nurcudur, İslamcıdır, Alevidir, Kürttür, fazla
milliyetçidir. Bütün bunları potansiyel tehlike alanları olarak yaftalayan bir
mekanizma her birimize ayrı ayrı bir yaptırım uyguladı" diyen Ergin, şöyle
konuştu:
"Oysa farklılıklarımızla medeni bir zeminde bunları ifade edebilip
paylaşabildiğimiz, özgürlükler ülkesi Türkiye tasavvurunu gerçekleştirdiğimizde
her birey olması gereken temel haklara sahip olur. İnsanlar kendi düşüncelerinden
dolayı ötelenmediğini hissettiği anda, işte o zaman bu kardeşlik duygusu pekişir
ve geleceğe güvenle bakma ortamı oluşur. Türkiye bunu yapabilmek için
demokrasisini güçlendirmek zorundaydı. Tek yapılacak şey ülkemizdeki demokrasinin
standartlarını yükseltmek ve geleceğe dönük demokrasimizi tahkim etmekti. 2002
yılından beri bu noktada önemli adımlar atıldı. Siyasi istikrar sağlandı, hamd
olsun. Böylelikle 2002 yılındaki toplumdan Türkiye hızla uzaklaştı, büyümeye ve
gelişmeye başladı."
Misyonlarının sadece bu sınırların içerisine sığmayacağını, kendilerinden
beklenti içerisinde olan çok geniş bir coğrafya bulunduğuna dikkati çeken Ergin,
bu coğrafyada kardeşliği pekiştirerek, iç sorunları gidererek, yürüyüşlerini
takviye ederek güçlü Türkiyenin, milletin daha müreffeh yaşamasının, çocuklara
daha yaşanılabilir bir ülke bırakmanın adımlarını atacaklarını kaydetti.
Ülkenin büyümesi ve gelişmesi için 11 yıldır canla başla uğraşan, Türkiyede
ilkleri başaran bir siyasi hareketin ülkenin aleyhine en küçük adımı atmayacağını
herkesin bilmesini isteyen Ergin, AK Partinin 2002 yılından beri milletin
gözünün içine bakarak siyaset yaptığını, milletin razı olmayacağı hiçbir adım
atmadığını, bundan sonra da atmayacağını vurguladı.
-"Bu coğrafyada kazanan yok. 76 milyon üzgün"-
"Kırmızı çizgilerimiz var. Milletin birliği, beraberliği, bayrağımızın
gönderde şanla, şerefle dalgalanması, vatanımızın selametle geleceğe gitmesi,
gençlerin ve çocukların istikbali için sizin razı olmayacağınız hiçbir seçeneğe
razı olmayız" diyen Ergin, artık bu coğrafyada gözyaşının, kanın fazlasıyla
aktığını, buna son vermenin zamanının geldiğini söyledi.
Bakan Ergin, konuşmasına şöyle devam etti:
"Son 30 yıllık süreçte kim kazandı, kim kaybetti. Bu terörü yapanlar ne
kazandı. 76 milyon, hepimiz üzüldük. Kürt de Türk de Arap da Çerkez de üzüldü.
Hepsinin gözlerinden yaş, yüreklerinden kan aktı. Sıkıntılar Türkiyenin dört bir
köşesini yaktı. Bu coğrafyada kazanan yok. 76 milyon üzgün. Yakın coğrafyamıza
ulaşmayalım diye Türkiyeyi kendi problemleri ile meşgul etmek isteyen bir takım
unsurlar, ülkeler var. Türkiyenin sıkıntıda olmasından keyif alanlar bu süre
içerisinde sevindi. Artık 76 milyon gülsün, sevinsin istiyoruz. Bizim
sevincimizden sıkıntı duyanlar düşünsün istiyoruz. Artık külahları değişelim.
Artık bu millet bütün unsurları ile gülsün. Yapmaya çalıştığımız bu. Bu ülkeye,
bu coğrafyaya emniyet, huzur ve kardeşlik duyguları hakim olsun istiyoruz.
Yapmaya çalıştığımız şey bu ülkenin geleceğe daha güçlü yürümesi."
(Sürecek)
Muhabir: Durmuş Genç
Yayıncı: Hızır Hacısalihoğlu