ADIYAMAN (A.A) - İstanbul Ticaret Üniversitesi Fen Edebiyat
Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Görevlisi Dr. Bekir Tank, Ermenilerin,
sorunlarının çözümünü, kendi acıları için timsah gözyaşı döken başkentlerde
değil, kendi başkentleri Erivanın yanında yine kendileriyle aşağı yukarı aynı
acıları yaşayanların başkenti olan Ankarada aramaları gerektiğini söyledi.
Adıyaman Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Topluluğu tarafından düzenlenen
ve İstanbul Ticaret Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim
Görevlisi Dr. Bekir Tankın konuşmacı olduğu Ermeni Sorununda Konuşulmayanlar
konulu konferans gerçekleştirildi.
Tank konferansta, Ermeni meselesinin değerlendirilmesinde 1915 öncesinin hiç
tartışılmadığını, sadece 1915 yılına odaklanıldığını belirterek, o tarihte başta
Rusya olmak üzere sorumlu olan ülkelerin bugünde aynı şekilde sorunu istismar
etmeye devam ettiklerini söyledi.
Tank, Ermenilerin Selçuklu ve Osmanlı döneminde Müslümanlarla barış içinde
yaşadığını, hatta Milleti Sadık-a olarak kabul edildiklerini ancak başta
Rusya olmak üzere batılı ülkelerin Ermenileri Osmanlıya karşı kışkırttığını
belirtti.
Ermenilerin ilk örgütlenme sürecine bazı mason localarının da katkı
sağladığını vurgulayan Tank, Ermeniler ile Türkler arasında 1915 olaylarının
farklı şekilde değerlendirildiğini, karşılıklı olarak birbirlerini suçladıklarını
ve kırmızı çizgilere sahip olduklarını belirterek, üçüncü ülkelerin ise daha önce
yaptıkları gibi günümüzde de sorunun çözülmesine değil, kendi çıkarlarını esas
alan bir yaklaşım içerisinde olduklarına dikkat çekti.
1915 yılında cereyan eden olayların değerlendirilmesinde Müslüman ve
Ermenilerin yaşadıkları acıların insani boyutunun göz önüne alınmak yerine resmi
söylemlerin daha çok ön plana çıkarıldığını, konunun insani tarafının göz ardı
edildiğini ifade eden Dr. Bekir Tank, sözlerini şöyle tamamladı:
Dün kendi çıkarları adına Ermenilerin sorunlarını istismar eden ülkeler
olduğu gibi, bugün de yine çıkar eksenli Ermenilerden yana tavır aldıkları
iddiasında olan ülkeler var. Bunu yapmakla, aslında çekilen bütün acıların da suç
ortağı olmuşlardı. Dün Ermenilerin sorunlarını çözmek adına, Ermenilerin bizzat
kendilerini Osmanlı için bir sorun haline getiren ülkelerin bunu yapmalarındaki
amaç ne idiyse, bugün parlamentolarında soykırım yasaları çıkaran ülkelerin
amaçları da aynıdır. Bu tür politikaların Ermenistana ve Türkiyeye bir getirisi
olmayacaktır.
Her iki tarafında bu istismara artık bir son vermeleri ve sorunlarını
kayıtsız şartsız bir şekilde birbirleri ile doğrudan müzakere etmeleri gerekir.
Ermeniler, sorunun çözümünü, kendi acıları için timsah gözyaşı döken başkentlerde
değil, kendi başkentleri Erivanın yanında yine kendileriyle aşağı yukarı aynı
acıları yaşayanların başkenti olan Ankarada aramalılar. Tabii sorunun çözümüne
samimi katkıları olan ülkelerin bu çabaları da önemsenmelidir
(FUR-HAS-İU)