AFYONKARAHİSAR (A.A) - Afyonkarahisarda düzenlenen İl
Müftüleri Seminerinin son günündeki Sonuç Bildirgesinde, bugün başta Suriye
olmak üzere, coğrafyadaki kimi sorunlu bölgelerde mezhep olgusu üzerinden
Müslümanları bölüp parçalamaya yönelik girişimler karşısında herkesin uyanık ve
basiretli olması gerektiği kaydedildi.
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Afyonkarahisarın Sandıklı ilçesindeki
bir otelde düzenlenen İl Müftüleri Seminerinin kapanışına katıldı.
Toplantının son gününde, Görmezin başkanlığında yapılan istişarenin
ardından hazırlanan Sonuç Bildirgesi Dini Yayınlar Genel Müdürü Yüksel
Salman, tarafından okundu.
Bildirgede, Türkiyede toplumun maddi refahına yönelik çalışmaların her
geçen gün arttığı, bu çerçevede, asla ihmal edilmemesi gereken hususun,
bireylerin manevi dünyalarının zenginleştirilmesine yönelik çalışmaların da aynı
oranda artırılması olduğu belirtildi.
Bugün, din hizmetleri alanında yerine getirilmeye çalışılan görevlerin
önemli bir bölümünün, zaman içerisinde ihmal edilen dini-toplumsal sorunların
aşılmasına yönelik olduğu belirtilen bildirgede, şu ifadelere yer verildi:
Bir anlamda idrak gecikmesi olarak da değerlendirilebilecek bu ihmalin,
mutlaka telafi edilmesi gerekiyor. Bunun altında, modern dünyanın akışını kavrama
konusundaki gecikmişlik, köyden kente gerçekleşen göç hareketlerinin yeni
formlarıyla buluşabilecek bir din hizmetleri hamlesini gerçekleştirememiş olmak,
kitle iletişim devriminin hızını yakalayabilecek eş zamanlı bir irşad
faaliyetinin harekete geçirilmemesindeki kusurlar ve küreselliğin sınır tanımaz
akışkanlığı karşısındaki yanlış öz güven ve mevcut durumun olası etkilerini
tahmin edip kavrayamama gibi zaaflar yatıyor. Temel görevimiz, her türlü
vasıtadan yararlanarak din konusunda toplumu aydınlatmaktır. Müftülerimizin,
toplumun dini hayatına sağlıklı bir şekilde rehberlik etme konusunda sahip
oldukları misyon, halkımız tarafından yüksek düzeyde bir ilgi ve güvenle teyit
edilmektedir. Hz. Peygamberden günümüze değin değişen sosyal hayat tarzları
içinde hemen her dönemde müftülerin rolü her zaman ağır sorumluluklarla mücehhez
olmuştur. Esasen bu sorumluluk, müftülük vazifesini şerefli bir konuma
yükseltmektedir.
İslamın bidayetinden bugüne kadar tarihin hemen her safhasında camiler,
herkesin, varlığından huzur ve sükun bulduğu mukaddes mekanlar arasında yer
almıştır. Esasen camiyi hayatın merkezi ve kalbi haline getiren, onu hayatın her
anıyla ilişkilendiren husus, caminin kuşatıcı ve ilham verici iklimi olmuştur.
Bugün camilerimizin, bu geleneksel rollerinin yeniden ihya edilmesinde
teşkilatımıza ağır sorumluluklar düşmektedir. Camilerimiz, varlığıyla insanlığa
huzur veren birer kıymet abideleri olmalıdır. Gerek manevi inşirah, gerekse
estetik duyarlılık açısından camilerimiz mutlaka geçmişte olduğu gibi bugün de en
güzel mimari yapılar olarak inşa edilmelidir.
-Herkesin uyanık ve basiretli olması gerekir-
Cami içi hizmetlerde olduğu gibi cami dışı din hizmetlerinde de daha etkin
ve verimli bir hizmet politikası geliştirmek için sürekli gelişme ve yenilenme
ihtiyacının aşikar olduğu kaydedilen açıklamada şöyle denildi:
Bugün kadınlar, gençler ve çocuklar, tutuklu ve hükümlülerin yanı sıra
toplumun değişik katmanlarında sıkışmış ve ciddi anlamda manevi sorunlar yaşayan
insanımıza İslamın rahmet yüklü mesajlarını ulaştırmakla yükümlüyüz. Bugün
toplumun dini-manevi hayatını zenginleştirmeye yönelik yoğun çalışmalara karşın
hala dinimizin yüksek hakikatleriyle buluşamamış insanların olması hepimiz için
ağır bir sorumluluktur. Diyanet İşleri Başkanlığı, Türkiyenin belli başlı
sorunları karşısında dinin alanını daraltma ya da abartılı bir şekilde genişletme
anlayışından uzak durarak dinin kendi tabiatına denk bir duyarlılık içinde
milletin huzur ve saadetinin teminatı olan maneviyata ulaştırılması konusundaki
azim ve kararlılığını sürdürüyor. Bu bağlamda dini bir takım yorum, adet ve
geleneklerle özdeşleştiren, hurafeler zemininde insanımızın maneviyatını hayattan
koparan her türlü olgu karşısında teşkilatımız gereken irşad görevinin
gerçekleştirilmesi öncülüğünü devam ettirecektir. Bugün başta Suriye olmak üzere
coğrafyamızdaki kimi sorunlu bölgelerde mezhep olgusu üzerinden Müslümanları
bölüp parçalamaya yönelik girişimler karşısında herkesin uyanık ve basiretli
olması gerekir. Hutbe ve vaazlar birer irşad vasıtası olarak çok büyük önem
taşıdığı açıktır. Bundan dolayı özensiz, gündemden kopuk ve sıradan söz
akışlarıyla örülmüş bir hutbe ve vaaz içeriğiyle bu görevin hakkıyla yerine
getirilemeyeceği malumdur. Hutbe ve vaaz metinlerinin iyileştirilmesi konusunda
gereken bütün tedbirler özenle alınmalıdır
-Yeni anayasa çalışmaları Diyanet İşleri Başkanlığını güçlendirecek
Yeni Anayasa çalışmalarında Diyanet İşleri Başkanlığının ilmi ve dini
özerkliğini güvence altına alan ve başkanlığımıza kamu tüzel kişiliği sağlayan
bir düzenleme günümüz dünyasının gerekliliklerini karşılayabilme bakımından
başkanlığımızı daha da güçlü hale getirecektir ifade edilen bildirgede şunlar
kaydedildi:
2013 yılı Kutlu Doğum Haftası teması Hz. Peygamber ve İnsan Onuru olarak
belirlendi. Hiç kuşkusuz bu hafta vesilesiyle icra edilecek etkinliklerle
toplumumuzda insan hayatı, insanın değeri, saygınlığı konusunda yeni
farkındalıklar sağlanacaktır. İstanbulda toplanacak olan Rüyet-i Hilal konulu
uluslararası istişare toplantısının, Müslümanların birlik ve beraberliklerinin
teminine vesile olması en büyük temennimizdir.
Muhabir: Ali Kemal Akan - Mustafa Güngör / Deniz Açık
Yayıncı: Mürsel Çetin