ESKİŞEHİR (A.A) - Oktay Özden - Eskişehirde, 12 yıl önce
dikkatini çeken kurumuş ağaç köklerini toplamaya başlayan işçi emeklisi Faruk
Kırkel, bunların doğallıklarını bozmadan işleyerek, insan ve hayvan figürlü sanat
eserine dönüştürüyor.
Sarıcakaya ilçesine bağlı Mayıslar köyünde yaşayan emekli Kırkel (60), AA
muhabirine yaptığı açıklamada, kurumuş ağaç köklerini hobi olarak toplamaya
başladığını söyledi.
Sakarya Nehri kıyısında fark ettiği ilk ağaç kökünün timsaha benzediğini
belirten Kırkel, şunları kaydetti:
"Ağaç köklerini toplama işim bir tutku haline geldi. Topladığım kökler,
toprak altında tamamen çürümüş, yaşam fonksiyonu olmayan ağaçlardan oluşuyor.
Bunları, atölyemde temizliyor, böceklerden arındırmak için ilaçlıyor ve
vernikliyorum ancak hiçbir şey eklemiyorum. Bir şeye benzesin diye herhangi bir
işlemden geçirmiyorum. Örneğin, kök kuşa benziyor ama ağız kısmı yoksa sadece o
zaman bir çalışma yapıyorum. Ayrıca bunlar doğal kök olduğu için sahip olan kişi,
dünyada bir tek şeye sahip olmuş oluyor."
Kırkel, kökleri adeta kapalı kutuya benzeterek, nesnenin, temizlendikten
sonra ortaya çıktığını ifade etti.
"Su olan yerdeki objeler, suda yaşayan hayvanlara, dağdaki objeler ise o
bölgedeki hayvanlara benziyor" diyen Kırkel, yaptığı işin zevkli ama meşakkatli
olduğunu dile getirdi.
Ağaç köklerini bulmasının kolay olmadığını vurgulayan Kırkel, "Topraktan,
görmediğiniz bir şeyi çıkarıyorsunuz. Doğada var, bakıyoruz ama çoğu şeyi
görmüyoruz. Gördüğünüz zaman da bu özel nesneler, kendiliğinden çıkıyor. Gördüğüm
bir figürü, bir başkası da farklı şekilde yorumlayabiliyor. Bazen bir obje için
aylarca dolaştığım oluyor. Mesela, çıkardığım yüz kökten 5 obje elde
edebiliyorum. Bunların çoğu da yöremizde, kızılardıç dediğimiz dikenli ağaç
türünden oluşuyor" dedi.
Ağaç köklerinden elde ettiği eserlerle, ilki köyde olmak üzere 5 sergi
açtığını aktaran Kırkel, "Bugüne kadar topladığım obje sayısı, yaklaşık 400 ama
sergilerden gelir elde etmiyorum. Gelirim yok, giderim var. Yaptığımız işi, belki
de Türkiyede yapan 10 kişi çıkmaz. Her şeyden önce bizim milli varlıklarımız,
doğal güzelliklerimiz olan bu objelerin, Avrupada tanınmasını istiyorum.
Avrupadan gelip, eserlerime ilgi gösterenler var. Fakat Avrupalıların sanata
verdiği önem, gösterdiği ilgi, bizde yok" diye konuştu.
Yayıncı: Mürsel Çetin