DİYARBAKIR (A.A) - Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, çözüm
süreciyle ilgili olarak, Bunu istemeyenler olabilir, provokasyonlar olabilir
ama biz kararlıyız, devletin tüm kurumlarıyla mücadelemizi ve çabamızı
sürdüreceğiz dedi.
Atalay, Kaplan Düğün salonunda yapılan AK Parti Diyarbakır İl Danışma
Meclisi toplantısında yaptığı konuşmada, 2 günden beri Diyarbakırda hükümetin
çözüm süreci ile ilgili çok önemli görüşmeler yaptıklarını kaydetti.
İktidarında 11inci yılına girdikleri AK Partinin kutlu bir hareket
olduğunu, bu hareketin içinde olmanın çok önemli olduğunu belirten Atalay,
iktidarlarında devletin, kurumları ve görevlileri ile yöneticilerin vatandaşa
karşı anlayışının değiştiğini vurguladı. Atalay, sözlerini şöyle sürdürdü:
Türkiye, bu süreçte çok değişti. Ekonomimiz ve demokrasimiz güçlendi.
Siyaset üzerindeki vesayet mekanizmaları kalktı. Bugün milletimizin daha çok
özgüveni var. Bunlar kolay olmadı, büyük değişimler büyük adımlar gerektiriyor.
AK Parti olarak büyük riskler aldık, cesaretli adımlar attık. Türkiye, bizzat
devlet tarafından uygulanan zulümler yaşamıştır. Aslında hepimiz bunları belli
oranda yaşadık. Kimi dilini kullanamadı, kimi inancını, kimi istediği kıyafetini
giyemedi. Biz geçmişteki o olumsuz gelişmeleri bir bir kaldırıyoruz. Türkiye
normalleşiyor. Önemli bir çözüm sürecini yaşıyoruz. Bu sadece bölgenin, Kürt
halkının değil ve Kürt meselesi diyoruz ama Türküyle, Kürdüyle herkesin meselesi.
Ayağımıza takılmış pranga, gelişmemizi ve kardeşliğimizin gelişmesini engelliyor.
Çözüm süreci yeni bir cesaretli adımdır. Hükümetimiz büyük bir kararlılık
içerisinde ve sorunun çözümü için Türkiyenin her kesiminden bütün bölgelerden
bir destek var. Bu sürecin her safhası iyi planlanıyor ve yürütülüyor. Bunu
yaparken, herkesin desteğini almak istiyoruz. Bunun için sürece desteği artırma
yönünde çaba göstermelisiniz. Bunu istemeyenler olabilir, provokasyonlar olabilir
ama Türkiyenin bundan kurtarılmasını istemeyenler var. Ama biz kararlıyız
devletin tüm kurumlarıyla mücadelemizi ve çabamızı sürdüreceğiz. Bu aynı zamanda
bir samimiyet testidir. BDP için de, diğer partiler için de, terör kesimi için
de, herkes için bir samimiyet testidir, çözüm isteniyor mu- istenmiyor mu- bunu
göreceğiz. Ama biz samimiyiz, kararlıyız.
Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, bugün ne yapılıyorsa tümünün parti
programında yer aldığını vurgulayarak, hükümet olduktan sonra ilk adım olarak
OHALi kaldırdıklarını anımsattı.
Bizim zamanımızda Hablemitoğlu cinayeti dışında faili meçhul siyasi
cinayet yoktur. Olanların failleri yakalanarak adalete teslim edildi diyen
Atalay, şöyle dedi:
DGMleri kaldırdık. Başbakanımız da burada DGMde yargılandı. Vandan,
Hakkariye kadar 8 ayrı kontrol noktası vardı bunları asgariye indirdik. MGK
sekreterliği vardı, adeta alternatif bir hükümet gibiydi. Bunun yasasını
değiştirdik, şimdi sadece MGKya sekretarya görevi yapmaktadır. Bazı yerlerin
isimlerini değiştirdik Mustafa Muğlalı gibi. İnsanlar ister suçlu olsun, ister
zanlı olsun işkence yapılmaz, bunun için işkenceye sıfır tolerans dedik ve
işkencenin cezasını çok ağırlaştırdık. 4üncü yargı paketiyle bunun zaman aşımı
da yok artık. 40 bin polis vatandaşlara nasıl davranması konusunda eğitildi.
Bütün karakollar artık kameralı. Gözaltı süreleri 90 günden 4 güne indirildi. Son
3 yılda AİHMe giden bir dava yok işkence ile ilgili. Dernekler Yasasını
değiştirdik. Basın toplantısı için izin istenmesine gerek yok. Parti
kapatılmasını BDP dahil maalesef kendi içimizdeki 4 kişi de oy vermedi ve
geçmedi. Keyfi olarak yurt dışı yasakları uygulanıyordu. Anayasaya hüküm koyduk
ve artık mahkeme kararı olmadan kimse bunu yapamaz. Anayasa Mahkemesinin baktığı
davalarda sonuç alınmazsa ardından vatandaşlar AİHMe gidecek. Yeni yasa ile ağır
hastaların tahliyesi sağlandı. Askeri mahkemelerin alanı daraltıldı. 4üncü yargı
paketinin yarın bakanlar kurulunda imzaya açılacağını düşünüyorum. Bu paketle
ifade özgürlüğünün alanı genişliyor, düşünce ve ifadeyi suç olmaktan çıkarıyoruz.
Anadilde savunma ile ilgili yasayı çıkardık. Kültürel haklar konusunda 24 saat
yayın yapan bir devlet televizyonu var, bunun zararını görmedik aksine yararını
gördük.
Yapılan değişikliklerle insanlar çocuğuna artık istediği ismi verebilecek.
Yerleşim yerlerine isim verilmesi için talepte bulunulacak ve oylama sonucu
isimler değiştirilebilecek. 28 Şubatın eseri olan katsayıyı kaldırdık. Farklı
dil ve lehçelerde seçmeli dersi getirdik. Hükümet çok açık bir pozitif
ayırımcılık yapıyor. Belediyelere hak ettiği paralar nüfus oranlarında veriliyor.
Ama geçen gün Kızıltepede gördük hizmetler tam yapılmıyor. Kamu hizmetleri
aralıksız sürüyor ama terör örgütü bunu istemiyor ve şantiyeleri yakıyor.
-Terör mağdurlarına tazminatlar-
Atalay, terörün izlerini silmek için ciddi çalışmalar yapılmakta olduğunu da
belirterek, Terör mağdurlarına 14 ilde 2 milyar 946 milyon 209 bin lira
tazminat ödendi. Terörün izlerini silmek için köye dönüşler için ciddi çalışmalar
yapılıyor bu kapsamda 187 milyon lira harcandı diye konuştu.
-Türkiye bu tarihsel rolünü iyi oynamalı-
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker de, Diyarbakırda önemli
görüşmeler yaptıklarını kaydetti.
Görüştükleri herkesin süreçten umutlu ve iyimser olduğunu vurgulayan Bakan
Eker, 150 seneden beri, Tanzimattan beri aslında insanlar AK Partiyi ve onun
kadrolarını bekliyordu. Cumhuriyet tarihi boyunca Kürt sorunu ve diğer sorunlarda
da insanlara tekçi zihniyetle zulüm ettiler. Bu zulmün zihniyetleri hala bizimle
mücadele ediyorlar. Bu yanlış sistemi bir kaleyi korur gibi koruyorlar. Biz de
diyoruz ki, Türkiyeyi demokratikleştirip sivilleştireceğiz dedi.
Allahın izniyle bu topraklarda barışı tesis edeceğiz, hazreti İbrahimin
barışını, Selahattin Eyyubinin adalet anlayışını inşallah tesis edeceğiz diyen
Eker, Bu sorunu çözdükten sonra Türkiyeyi kimse tutamaz. Afrikadan
Ortadoğuya, Balkanlardan, Kafkaslara kadar herkesin gözü şu anda Türkiyede,
herkes Türkiyenin gelişmesini gıpta ile izliyor. Kuzey Iraktaki, Suriye ve
İrandaki Kürtler Türkiyeye bakıyor, Türkiyedeki gelişmeleri hayranlıkla ve
dikkatle izliyor. Onun için Türkiye tarihsel bu rolünü iyi oynamalı. Kendi
meselesini çözecek güç ve iradeye sahip olduğunu ortaya koyabilmeli. Bu sorun
bizim sorunumuz ve bu sorunu kardeşlik hukuku içerisinde çözeriz. Kürt sorununu
çözerken, Türk sorunu veya başka etnik sorun çıkarmadan çözeceğiz şeklinde
konuştu.
-Diyarbakır maalesef mülteci kampına döndü-
Bakan Eker, Diyarbakırın, yakılan boşaltılan köylerden gelen fakir
insanların yaşadığı bir varoş şehir haline geldiğini, kentin tarihteki medeniyet
merkezi olma vasfından adeta bir mülteci kampına döndüğünü söyledi.
Kürt sorununu ve terör baskısını çözdüklerinde Diyarbakırı kimsenin
tutamayacağını ifade eden Eker, şöyle devam etti:
AK parti hükümetleri zamanında sadece tarım desteği olarak Diyarbakıra 1
katrilyon 800 trilyon lira karşılıksız hibe desteği verdik. GAP Eylem Planı
çerçevesinde birçok projeye destek verdik. Hükümetlerimiz zamanında köylerde bin
365 kilometre atıksu ve kanalizasyon döşedik. Havaalanının yeni terminal binası
için 257 milyon lira ödenek ayırdık, çalışmalara başlandı. Burası askeri atış
alanıydı kimsenin rüyasını kuramayacağı bir işti ama biz bunu gerçekleştirdik.
Diyarbakıra ikinci bir üniversite kurulacak, burada da Kürtçe ve diğer dillerde
eğitim verilecek. Devlet artık milli eğitim okullarında Kürtçe eğitim veriyor.
Bizim topraklarımızın ruhunda barış var. Diyarbakırın surlarına yukarıdan
baktığınız zaman bir kalbe bezer, bu kalbin içerisinde binlerce yıl Türk, Kürt,
Ermeni, Süryani barış içerisinde yaşamışlar. Bir sistem Türkiyede o kalbi
kanatmaya başladı, biz yeniden onarmaya çalışıyoruz.
Muhabir: Nail Kadırhan - Aziz Aslan
Yayıncı: İrfan Cemiloğlu