ADANA (A.A) - AK Parti Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan
Yardımcısı ve Adana Milletvekili Ömer Çelik, Afrin ve Kobaninin teslimatı
sırasında PKKya ağır silahların teslim edildiğine dair kesin bilgilere sahibiz
dedi.
Çelik, bazı ziyaretlerde bulunmak üzere geldiği Adana Havalimanında
gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Çelik, Hakkaride saldırılar gerçekleştiren terör örgütü PKKya silahları
Suriyenin teslim ettiği iddialarıyla ilgili soru üzerine, PKKnın Şemdinlide
yaptığı saldırının, şimdiye kadarki PKK saldırılarından farklı bir boyut ve
içerik teşkil ettiğini anlattı.
Burada açık şekilde PKKnın Şemdinlide, belli bir bölgede hükümranlık
sağlamaya çalıştığını anlatan Çelik, şöyle devam etti:
En azından birkaç gün de olsa orada kendince bölgeye hakimiyet kurduğu
mesajını vermeye çalıştı. Bunun öncesinde bazı gelişmeler var. Nedir o-
Suriyenin kuzeyinde Afrin ve Kobani bölgesinde Esed kendisine ait bu bölgeleri
PKKya teslim etti. Afrin ve Kobaninin teslimatı sırasında PKKya ağır
silahların teslim edildiğine dair kesin bilgilere sahibiz. Ortaya çıkan tablo,
PKKnın oraya yaptığı yığınak, oraya getirdiği mühimmat ve orada bulunan terörist
sayısına bakıldığı zaman bunun muhakkak arkasında başka bir organizasyonla
yapılmış saldırı olduğu görülüyor. Bunun uluslararası boyutunu gözden kaçırmak
için bazıları şunu söylüyorlar; PKK şimdiye kadar defalarca saldırı yaptı,
dolayısıyla bu saldırı da onlardan bir tanesidir. Evet defalarca saldırı yaptı
ama 1991-1994 arasında Saddam Hüseyinin kendisine teslim ettiği silahları
kullandı. Oradaki kaostan faydalandı.
Çelik, PKKnın şimdi kendisini bir Arap Baharının devamı gibi göstermeye
çalıştığını belirterek, Kendini, Arap Baharındaki halkların meşru
ayaklanmalarının bir doğal sonucu gibi göstermeye çalışıyor. PKKnın bölge
halklarının meşru talepleriyle bir ilgisi yoktur. PKKnın talepleri olsa olsa
bölgedeki diktatörlüklerle aynı boyutta değerlendirilebilir dedi.
Suriyede bakanların istifa ederek ülkeyi terk ettiği iddialarını da
değerlendiren Çelik, Başbakan Recep Tayyip Erdoğanın Kofi Annandan çok daha
önce demokratik geçiş yapması için Esede tavsiyelerde bulunduğunu anımsattı.
Çelik, Suriye halkının üzerindeki olağanüstü hal durumunun ve Baas parti
tekeline son verilmesi, olağan rejime geçmesi için Başbakan Erdoğanın Esede pek
çok tavsiyede bulunduğunu belirterek, şunları söyledi:
Ama Esed bunlarla ilgili yapacağım sözünü vermesine rağmen yapmadı.
Netice itibarıyla halkına silah çekmiş, rejimini bir katliam şebekesine
dönüştürmüş diktatörden bahsediyoruz. Eninde sonunda gidecek, arkasında duranlar
eninde sonunda mahcup olacaklar. Ama netice itibarıyla olan Suriye halkına
oluyor. Bugün ortaya çıkan tabloda büyük kan dökülüyor, Halepte büyük çatışmalar
var. Son olarak, bizzat Esedin Haziran ayında atadığı Suriye Başbakanının
Ürdüne kaçmış olması. Bazı bakanların da kaçtığı iddia ediliyor. Rejim bir
katliam şebekesi halindedir. Bundan sonra da başka çözülmeler olacaktır.
-Türkiye doğru tarafta-
Çelik, hükümetin Suriye politikalarına yönelik eleştirilere de değinerek,
Türkiyenin tarihin doğru tarafında durduğunu belirtip, Bölge halklarının
tarafında durmuştur, meşru yerde durmuştur diye konuştu.
CHPnin ne tarihten, ne jeopolitikten, ne de dış politikadan anladığını
ifade eden Çelik, şunları kaydetti:
(Dün Esed ile iç içeydiniz bugün niye karşı karşıya geldiniz) diye
soruyorlar. Dün Esed ile kurduğumuz diyalog bu işler buraya gelmesin diyeydi.
Esed o zamanki diyaloğun kıymetini bilseydi bugün bu işler buraya gelmeyecekti.
Bugün bu kadar kan dökülmeyecekti, bu kadar acı çekilmeyecekti. Dolayısıyla
mesele Kılıçdaroğlunun dediği gibi çok dosttunuz da, bir gece uyandınız nasıl
düşman oldunuz meselesi değildir. Onu bize soracağına halkına silah çeken Esede
sormalıdır.
CHPnin TBMMyi olağanüstü toplantıya çağırmasını nasıl değerlendirdiği
yönündeki soruyu da cevaplayan Çelik, şöyle konuştu:
Meclis çeşitli konularda, bununla ilgili de defalarca toplandı. TBMMnin
toplanması meselesi değil, mesele. CHP şöyle bir izlenim oluşturmaya çalışıyor;
sanki hükümet kontrolü kaybetti ve meclis bu işlere el koysun gibisinden. Bunu
daha önce Sayın Baykal da söyledi biliyorsunuz. Tabi CHPnin bu çağrısının
BDPnin çağrısından sonra gelmesi de anlamlıdır. CHPnin bugüne kadarki hangi
meselede ortaya koyduğu anlamlı bir açılım var ki, meclise bilgi verilecekse her
zaman veriliyor. Şu anda meclise bilgi verilecek olağanüstü bir durumdan
bahsetmiyoruz. Her şey hükümetin kontrolü altındadır. Bunlar uluslararası boyutu
olan, bölgemizdeki çalkantıların neticesi olarak ortaya çıkan hareketliliklerdir.
CHPnin meclisin toplanması gibi meşru bir mekanizmanın arkasına sanki bir
hükümet zafiyeti varmış imajını yerleştirme çabası vardır. Yoksa meclisin
toplanması her zaman meşrudur. Meclis her zaman toplanabilir.
-Irak ziyareti-
Çelik, kendilerinin bütün bölgeyle barış içinde olmak istediğini, Kuzey Irak
bölgesel yönetimi ile Türkiye arasında ciddi ekonomik işbirliği bulunduğunu
vurguladı.
Türkiyedeki istikrar ve zenginliğin, Kuzey Iraktaki bölgesel yönetimin
istikrarına destek verdiğini belirten Çelik, Meseleyi, Maliki yönetimine karşı
Kuzey Irak temelinde bir inisiyatif geliştiriyor, Irakı bölmek istemiyormuşuz
gibi gösteriyorlar. Tam tersine Iraktaki bütün taraflarla görüşüyoruz. Bu
Irakın istikrarı ve birliği içindir. Kerküke zaten 1 yıl önce de gidecektik. Bu
gezide nasip oldu dedi.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlunun Kerkük ziyaretiyle ilgili gelen
tepkilere de değinen Çelik, Türkiye Cumhuriyetinin hiçbir bakanını tutuklamak
veya böyle bir şeyi aklından geçirmek herhangi bir hükümetin haddine düşmez.
Malikiye aklından böyle bir şey geçirmemesini tavsiye ederiz diye konuştu.
Muhabir: Aykut Ünlüpınar
Yayıncı: Orhan Topal