AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Kurtulmuş:

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Kurtulmuş: -Bundan sonra esas olan, Filistinin sadece kağıt üzerinde bir devlet olarak kalması değil, Filistinin gerçekten var olan güçlü bir devlet hale gelmesinin sağlanmasıdır -Bu ülkenin ile


BURSA (A.A) - AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Filistinin Birleşmiş Milletlerde (BM) üye olmayan gözlemci devlet statüsü kazanmasına ilişkin, Bundan sonra esas olan, Filistinin sadece kağıt üzerinde bir devlet olarak kalması değil, Filistinin gerçekten var olan güçlü bir devlet hale gelmesinin sağlanmasıdır dedi.
     Kurtulmuş, AK Parti Bursa İl Başkanlığına yaptığı ziyaret sırasında yaptığı açıklamada, Filistinin BMde gözlemci statüye kavuşturulmasının Filistinin kuruluşu anlamında fevkalade önemli bir adım olduğunu, fakat her şeyin bittiği anlamına gelmediğini söyledi.
     Filistin halkının ve yönetiminin diplomatik bir başarı gösterdiğini kaydeden Kurtulmuş, Bu başarının kazanılmasında başta Türkiye olmak üzere destek veren tüm ülkelere teşekkür ediyorum. Bu sadece Filistin davasıyla ilgili bir gelişme değil, aslında insanlığın kazandığı bir oylamadır. Bütün baskılara, başta Amerika Birleşik Devletleri (ABD) olmak üzere güçlü devletlerin tüm baskılarına rağmen, 138 ülke, şahsiyetli bir şekilde aslında İsrailin şimdiye kadar uyguladığı bütün baskılara, insanlık suçlarına, savaş suçlarına karşı gelmiş, hiç olmazsa Filistin, gözlemci olarak BMde bulunsun demiştir. Bu, büyük bir demokratik zaferdir diye konuştu.
     Kurtulmuş, zaferin kazanılmasında en önemli başarının Filistin direnişine ait olduğunu belirterek, Filistinin bir avuç inançlı insanı, başından itibaren her türlü zulme, baskıya, asimetrik savaş taktiklerine rağmen büyük bir direniş gösterdi, büyük bir onur mücadelesi verdi. Aslında bu, diplomatik başarının ardındaki esas başarı, Filistin halkının başarısıdır dedi.
     BMdeki bazı ülkelerin gücü dolayısıyla, İsrail biliyor ki BMde her zaman arkasında dayıları duracak diyen Kurtulmuş, sözlerine şöyle sürdürdü:
     Hiçbir şekilde İsraile karşı BM Güvenlik Konseyinde bir yaptırım uygulanmayacak. Bundan sonra esas olan, Filistinin sadece kağıt üzerinde bir devlet olarak kalması değil, Filistinin gerçekten var olan güçlü bir devlet hale gelmesinin sağlanmasıdır. Burada, iki önemli husus var. Birincisi, Filistinin birleşmesidir. Gazze ve Batı Şeriada iki farklı yönetimin varlığı, aslında Filistinin bütünleşip bir devlet olmasını engelliyor, bu yüzden birleşmesi lazım. Ve mutlaka, başşehri Kudüs olan, toprak bütünlüğü sağlanmış ve sınırları uluslararası camia tarafından güvenlik altına alınmış olan bir Filistin devletinin kurulmasıdır. Bundan sonraki iki adım budur. Nasılsa bir gözlemci statüsünde diyerek oturmak değil, dünya kamuoyunun bu noktaya gelmesi gerekiyor. Artık herkes biliyor ki dünya barışının kilidi Ortadoğu barışıdır. Ortadoğu barışının kilidi de Filistin İsrail barışının sağlanmasıdır. Bu kadar asimetrik, gayri insani, haksız bir durum ortada olduğu sürece kağıt üzerinde bir Filistin devletini kurmak bir anlam ifade etmez.
    
     -Türkiye artık BMnin sorgulanmasının öncülüğünü yapacaktır-
    
     Kurtulmuş, İsrailin yapmış olduğu saldırıların da mutlaka hesabının sorulması gerektiğini dile getirerek, şunları kaydetti:
     Şimdiye kadar BMnin İsraili kınayan yüzlerce kararı var. Niçin oldu bu savaş- Dünya bunu sormuyor. Muhtemelen bu karardan sonra İsrailin saldırıları biraz daha artabilir. Dünya sistemi artık bugünkü BMnin yapısıyla taşınamaz bir noktaya gelmiştir. BMnin sorgulanma vakti gelmiştir. BM artık dünyada barışı sağlayan bir kurum olmaktan daha çok savaşı engelleyemeyen bir kurum haline gelmiştir. Beşşar Esed, her gün uçaklar kaldırıyor, halkının üstüne bombalar yağdırıyor. Hastaneleri, ilkokulları vuruyor. Biliyor ki BMde dayısı var, ona kimse bir şey yapmayacak. Şu soruyu sormanın vakti gelmedi mi- Beş tane ülkenin keyfine biz dünyayı bırakabilir miyiz- Dolayısıyla BMnin bu yapısı barışı sağlamıyor, tam tersine güçlünün egemen olduğu bir dünyanın daha fazla despot hale gelmesini, sağlıyor. Önümüzdeki dönemde Türkiye artık BMnin sorgulanmasının öncülüğünü yapacaktır. Kalıcı barışı sağlayacak, bir takım fonksiyonlara BMnin kavuşması, Türkiyenin gayretleriyle gerçekleşecektir.
    
     -Türkiyenin darbelerle yüzleşmesi tarihi bir adım-
    
     Darbeleri Araştırma Komisyonunun hazırlamış olduğu raporun Meclis Başkanına takdim edilmiş olmasının Türkiyenin darbelerle yüzleşmesi noktasında önemli bir adım olduğuna dikkati çeken Kurtulmuş, Türkiyenin darbelerle yüzleşmesi tarihi bir adım. İnşallah bu komisyonun raporlarının icabı yerine getirilir. Bu rapor, çok kapsamlı, detaylı bir rapordur. Biz burada, 28 Şubat ya da 12 Eylül üzerinden bir takım darbeler üzerinden geçmişle kavgalı, geçmişe dönük rövanşist mantıkla bunları gündeme getirmiyoruz. Eğer Türkiyenin dünya dengelerini değiştirecek önemli bir devlet olmasından bahsediyorsak, bunun en önemli ilk adımı Türkiyenin geçmişinden emin olmasını sağlamaktır ifadelerini kullandı.
     Kurtulmuş, Türkiyenin 66 yıllık çok partili siyasi hayatında 5 askeri müdahale olduğunu hatırlatarak, Bu ülkenin ileriye gitmesinin ilk yolu, arkasını emniyete alıp, derin bir nefes çekerek arkasına yaslanmasıdır. Bunun yolu da darbelerle yüzleşmekten, bu karanlık dönemleri, bu ülkeye reva görenlerin hesap vermesinden geçiyor. Böyle olmazsa yarın Türkiye, yine aynı tehditlerle karşı karşıya kalır dedi.
     Türkiyenin darbelerle yüzleşmesi kadar önemli bir başka gelişmenin de Türkiyenin yeni Türkiyeyi kuracak olan hukuki ve siyasi sitemi inşa etmesi olduğunu aktaran Kurtulmuş, hukuki sistemi inşa etmenin yolunun da anayasanın, siyasi partiler yasasının, seçim yasasının ve meclis iç tüzüğünün demokratikleşmesinden geçtiğini ifade etti. Kurtulmuş, Bunların dördü de 12 Eylülün askeri mantığıyla yapılmış olan yasalar, metinlerdir. Bunların değişmesi gerekmektedir, Türkiyeyi ileri götürecek yeni bir sistemin kurulması şarttır açıklamalarını yaptı.
    
     -Anadil ana sütü kadar helaldir
    
     Anadilde savunma hakkının Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Komisyonundan geçmiş olmasının Türkiye için önemini anlatan Kurtulmuş, şunları kaydetti:
     Aslında bu, pratikte yıllardır uygulanan bir şeydir. Mahkemede Ben Türkçeyi çok iyi bilmiyorum diyenlerin kendilerini daha iyi ifade edecekleri bir dilde savunma yapması zaten birçok mahkemede yargıçların müsaade ettiği bir husustu. Ancak özellikle son bir buçuk yıldır terörle yapılan etkin mücadelenin sonucu olarak, terörde zemin kaybeden örgüt, buradaki açığını kapatmak için KCK üzerinden siyasi bir adım atmaya çalıştı. Bu siyasi adımın kullandığı en önemli siyasi argüman da anadilde savunma yapma hakkıdır. Bunu bir siyasi argüman olarak uzun süre kullandılar. TBMM, AK Parti Grubunun kararlarıyla bu argümanı KCKnın elinden almak için ve Türkiyede gerçekten halkımızı rahatlatmak için bu adımı attı. Bunun Meclis Genel Kurulunda yasalaşacağına inanıyoruz. Anadil ana sütü kadar helaldir. Bu mesele, siyasetin ötesinde, insani olarak herkesin kendi anadilini, kültürünü geliştirmesini, korumasını daha ileriye götürmesini sağlayacak olan imkanlara sahip olmasıyla alakalıdır. Bu çerçevede en temel meselelerden birisi, ülkede halkın bu konuda özgürlüğünü sağlamak. Bu konuda herkesin Türkiyenin birliğini, bütünlüğünü koruyarak resmi dilin Türkçe olduğu gerçeğini muhafaza ederek, asla bu anadil meselesini ayrışmanın ve bölücülüğün bir aracı haline getirilmesine müsaade etmeden herkesin kendi dilini geliştirmesine imkan vermektir. Bu siyasetin üzerine düşen bir sorumluluktur. Türkiyede yıllardır devam eden, giderek daha riskli bir hal alan Kürt meselesinin çözümü için insani bir adımdır. Biz hiçbir komploya takılmadan tüm vatandaşlarımızın kendi gelenek ve göreneklerini yaşamasını sağlayacak düzenlemeleri yapmak zorundayız. Hiçbir yurttaşımızın arasında ayrım yapılmadığı Türkiyeyi inşa etme mecburiyetimiz var. Bu Türkiyenin birliğini dirliğinin garantisidir.
    
     Muhabir: Büşra Nur Özcan
     Yayıncı: Doğan Sarıtaş
<< Önceki Haber AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Kurtulmuş: Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER