KARABÜK (A.A) - AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali
Şahin, Terör sorunu ile ilgili bir umut belirdi, Kılıçdaroğlu destek verdi,
MHPnin de destek vermesi gerekir dedi.
Şahin, partisinin Eskipazar İlçe Başkanlığı İstişare Toplantısı ve
Safranbolu Belediyesi forma dağıtım töreni için geldiği Karabükte gazetecilerin
sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin terör örgütünün silah bırakması için yapılan görüşmeleri
hatırlatması üzerine Şahin, 30 yıla aşkındır Türkiyenin birinci ve öncelikli
sorunu haline gelen terör belasından bir an önce kurtulunması gerektiğini, halkın
tamamınında beklentisinin bu yönde olduğunu söyledi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğanın bu konuyla ilgili söylediği Barış yapmak
savaş yapmaktan daha zordur cümlesini hatırlatan Şahin, zoru seçtiklerini ve bu
terör belasından kurtulmaya kararlı olduklarını ifade etti.
2013 yılının bu bakımdan ümitli olmalarını gerektiren bir başlangıca yol
açtığını gördüğünü belirten Şahin, O bakımdan İspanya ve İrlanda hangi yöntemle
bölücü terör sorununu çözmüşse biz de o tecrübelerden yararlanmalıyız. Şu anda
hükümetimizin, devletimizin ve güvenlik birimlerimizin yapmakta olduğu budur.
Görüşmeler yoluyla ülkemizin birliğini, bütünlüğünü hiçbir zaman zedelemeyecek
adımlarla bu sorunu çözebileceğimize inanıyorum görüşünü belirtti.
-Siyasi partilerin desteği-
Tüm siyasi partilerin, halkın, sivil toplum kuruşları ve basın yayın
organlarının terörle mücadelede silahların bırakılması ve Türkiyede huzurun
gelmesi için destek vermesi gerektiğin altını çizen Şahin, şöyle devam etti:
Terör sorunu ile ilgili bir umut belirdi, Kılıçdaroğlu destek verdi,
MHPnin de destek vermesi gerekir. Çünkü Abdullah Öcalan yakalandığında, onu
İmralıya göndererek orada kalma kararını veren ve idam yerine ağırlaştırılmış
hapis cezası için hüküm giymesini sağlayan yasal düzenlemeleri MHPnin de içinde
bulunduğu hükümet gerçekleştirdi. Demek ki bu adımlar atılırken terörle
mücadelede ve terörün sonlandırılmasında Abdullah Öcalanın varlığından istifade
etmek düşünülüyordu. Nitekim 1999lu yıllarda birtakım görüşmelerde yapılmıştır,
bunu biliyoruz. Hükümet nezdinden devlet adına istihbarat birimleri o zamanda
Abdullah Öcalanla görüşme yapmıştı. Ama netice alınamadı. Şimdi artık müsait bir
zemine geçildiği görünüyor. Bunu çok iyi değerlendirmemiz lazım.
-Af konusu-
Bir gazetecinin görüşmeler sırasında Abdullah Öcalana af veya ev hapsinin
gündeme gelip gelmeyeceğini sorması üzerine Şahin, şöyle cevap verdi:
Bizim gündemimizde böyle bir şey söz konusu değil. Artık Türkiye
Cumhuriyeti devleti ile mücadele edilemeyeceğini, silah yoluyla Türkiyeye bir
şeyler kabul ettirilemeyeceğini herkesin görmesi ve anlaması lazım. 2012 yılını
final yılı olarak ilan eden PKK terör örgütünün bu amacına ulaşamadığını
sanıyorum, 2013ün başlangıcında bunu görmüştür. Dolayısıyla yapılacak olan şey
silahları bırakmaktır. Eğer gerçekten onlar ülkemizde yaşayan Kürt
vatandaşlarımızın yaşamış olduğu birtakım sorunların çözümü için bu eylemleri
yapıyor iseler bunun hiçbir altyapısı kalmamıştır. Türkiyede ana dili Kürtçe
olan hiçbir vatandaşımıza hiçbir ayrım yapılmamaktadır. Onlar da herkes gibi
birinci sınıf insanlardır. Var olan bazı sorunlar geçmişte çözüldü, bizim
dönemimizde de bu sorunların tamamı çözüldü. Artık terör örgütünün istismar
edeceği hiçbir konu kalmamıştır.
Şahin, yapılacak tek şeyin silahları bırakmak olduğunu, gereksiz ölümlere
son verip anaların ağlamayacağı bire platforma Türkiyeyi taşımaları gerektiğini
kaydetti.
-Anayasa süreci-
Gazetecilerin terör örgütü ile yapılan görüşmelerin anayasa çalışmalarına
nasıl etki edeceğini sormaları üzerine Şahin, Bu sürecin anayasayla doğrudan
ilişkisi olduğu kanaatinde değilim. Anayasa çalışmalarımız devam ediyor.
Anayasada terörün sonlandırılması için birtakım beklentileri gerçekleştirmek
niyetiyle orada bulunmuyoruz. Çağdaş ve sivil anlayış ile hazırlanmış temel hak
ve özgürlükleri, demokratik standartları yükseltecek bir anayasa yapmak için
oradayız. Terörü sonlandırmak için anayasa yapılıyor şeklindeki bir anlayışı,
düşünceyi ve izlenimi doğrusu bu masaya düşen bir gölge olarak değerlendiririm.
Böyle bir şey söyleyemem cevabını verdi.
Muhabir: Ahmet Özler
Yalıncı: İbrahim Uyar