BURSA (A.A) - AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu,
Dün Türkiyeyi irtica ve laiklik tartışmaları üzerinden gerenler, bunun
üzerinden siyasal kimlik sağlamaya çalışanlar, bugün Türkiyeye Ergenekon davası
ve Silivri üzerinden siyasal kimlik tanımaya ve oluşturmaya çalışmaktadırlar. Bu,
son derece sakat bir anlayıştır dedi.
AK Parti Siyaset Akademisinde ders vermek üzere Bursaya gelen Soylu,
program öncesi gazetecilere yaptığı açıklamada, Silivride yaşananların Türkiye
açısından talihsizlik olduğunu ve Anayasanın 138. Maddesine aykırılık teşkil
ettiğini söyledi.
Soylu, Silivride yapılmak istenenlerin amacının hukuk devletini kuşatmak
olduğunu dile getirerek, şöyle konuştu:
Silivride yaşananlar hukuk devletine karşı girişilmiş ve ülkenin yakın
tarihinde belki de çok fazla görülmeyen, Türkiye için çok sancılı bir süreci
tetikleyen girişimdir. Bunu Türkiye açısından son derece talihsiz bir başlangıç
olarak görmekteyim. Sebebi şu; Anayasanın 138. Maddesi çok açıktır. Yürüyen bir
davada özellikle o davayı etkilemeye, baskı almaya yönelik bütün girişimleri
anayasaya aykırılık olarak kabul eder. Orada, uzun yıllardan beri Türkiyenin en
önemli siyasal davası olarak, normal, meşru ve hukuki bir zeminde gerçekleşen bir
davayı da resmen hakimler, savcılar ve hukuk devleti kuşatılmak ve baskı altına
alınmak istenmiştir. Bu girişimin çok önemli bir sonucu vardır. Sonucu şudur;
Türkiyenin meşru siyasi partisi olan Cumhuriyet Halk Partisi ve onun
milletvekilleri yani yasama organının mensupları, tam da anayasanın 138.
Maddesinde ortaya konulduğu gibi maalesef yargıya baskı yapmak istemişlerdir ve
yapmışlardır da.
-Hukuk devletine yönelik kuşatma-
Türkiyeye, Ergenekon davası ve Silivri üzerinden siyasal kimlik tanımaya ve
oluşturmaya çalışıldığını ifade eden Soylu, şöyle devam etti:
Bu, Türkiyede şöyle bir sonucu beraberinde getirecektir. Şöyle bir soruyu
hep birlikte soralım; yarın KCK davasında BDPliler yürüyen KCK davasına yönelik
böyle bir kuşatma girişimini ortaya koyarlarsa Türkiyede hukuk devletinin durumu
ne olur- Dün Türkiyeyi irtica ve laiklik tartışmaları üzerinden gerenler, bunun
üzerinden siyasal kimlik sağlamaya çalışanlar, bugün Türkiyeye Ergenekon davası
ve Silivri üzerinden siyasal kimlik tanımaya ve oluşturmaya çalışmaktadırlar. Bu
son derece sakat bir anlayıştır. Çünkü dün yıllarca Türkiyenin irtica ve laiklik
hatta darbeler üzerinden bir şekilde gerginleşmesini sağlayanların parmak izleri
bana göre Silivri mahkemelerinin önündeydi. Çünkü biz oradakilerin suçlu veya
suçsuz olduğunu ancak hakimlerin ve savcıların yürüyen davanın sonucunda ortaya
koyacakları kararlarla anlayabileceğiz. Bu işin arkasında ciddi bir siyasal irade
varsa ki var gözüküyor, bunu siyasal irade yanlışlığı olarak görüyorum ve hukuk
devletine yönelik kuşatma olarak nitelendiriyorum.
- Özalın ölümüne ilişkin hazırlanan rapor-
Soylu, 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özalın otopsi raporunun sonucunu da
değinerek, şunları kaydetti:
Bu raporda başka bir sonuç var. Diyor ki; Ölüm sebebi belli değil. Oysa
1993de rahmetli Özalın ölüm sebebi ortaya çıkmıştı. O ölüm sebebi bugün yapılan
araştırmada, soruşturmada o gün kuvvetli bir dayanağı olmayan bir şekilde, oraya
yazıldığı çok net bir şekilde ortadadır. Bir ülkenin Cumhurbaşkanının ölüm sebebi
konusunda devlet aklı yanılıyorsa bu devlet ki herkesin önemli ölçüde endişeyle
baktığı bir meselede kendi Cumhurbaşkanının nasıl öldüğüne dair açıklamayı
getiremiyorsa, o zaman tartışmamız gereken konu şudur ki; bu devlet bizim o
kutsal devlet sınırları içerisinde yıllarca bize gösterilen bir devlet midir-
Yoksa sürekli birilerini iktidar yapmak için format atılmış devlet geleneği
midir- Türkiye, son 10 yıldaki demokratik gelişmeleri yaşamasa, belki bu bizim
kafamızdaki hala müphem olan endişe ortaya getiren bir sonuç doğuracaktı,
düşüncesi içerisindeyim.
Muhabir: Metin Aktaş / Haluk Yüksel
Yayıncı: A. Fatih Tekcan