ŞANLIURFA (A.A) - Kadir Karakuş - AK Parti Genel Başkanı ve
Başbakan Erdoğan, terör sorunu ile ilgili, Bizden öncekilerin yaptığı gibi,
bizler de meseleyi görmezden gelebilirdik. Bizden öncekilerin yaptığı gibi,
bizler de idareimaslahata sığınabilirdik. Bizden öncekilerin yaptığı gibi, bizler
de hiç risk almadan, durumu idare edip gidebilirdik. Ama biz bunu yapmadık
dedi.
Erdoğan, partisinin GAP Arena Stadyumunda düzenlenen il kongresine katıldı.
Yaptığı konuşmada, 12 Haziran seçimlerinde AK Partinin Şanlıurfada 12
milletvekilliğinden 10unu aldığını hatırlatan Başbakan Erdoğan, bu başarıda
katkısı olan tüm partililere teşekkür etti.
Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
Peygamberler şehri, ilim şehri, tarım şehri, yiğit, mert, kahraman
kardeşlerimin şehri Şanlıurfaya biz sevdalıyız. Şanlıurfa, bu şehri
şereflendiren Hazreti İbrahim Aleyhisselam kadar cömert bir şehir. Şanlıurfa
kendisini şereflendiren Hazreti Eyyub Aleyhisselam, Hazreti Musa, Hazreti Yakup,
Hazreti Elyesa Aleyhisselam kadar büyük bir şehir.
Bakın, Şanlıurfa, hem Türkiye için hem dünya için örnek bir şehir.
Şanlıurfa, tarihiyle olduğu kadar, bugünüyle de Türkiyeye, dünyaya emsal olacak
bir şehir. Şanlıurfa, birlik içinde, beraberlik içinde, kardeşlik içinde,
çalışarak, üreterek, dünyanın bu en verimli topraklarını işleyerek, her geçen gün
değişen, her geçen gün büyüyen bir şehir. Biz de Şanlıurfayı büyütmek, çehresini
değiştirmek, Şanlıurfayı, İstanbulla Ankarayla Trabzonla Antalyayla birlikte
bir dünya şehri yapmak için gece gündüz çalışıyor, gece gündüz ter döküyoruz.
Ben, yaklaşık 1 yıl önce, 21 Mayısta Şanlıurfaya geldiğimde büyükşehir olma
sözü verdim. İşte şimdi bu sözümüzü yerine getiriyoruz. Şanlıurfanın nüfusu 750
binin üzerinde, çıkaracağımız yasayla artık Şanlıurfa büyükşehir olarak, köylere
kadar merkezden hizmet götürecek.
Şanlıurfaya geçtiğimiz ay içinde bir başka müjdeyi verdik. Yeni
açıkladığımız teşvik uygulamasında, Şanlıurfa 6. Bölgede yer alıyor. Teşvik
paketimiz uygulanmaya başladığı andan itibaren, inşallah, Şanlıurfaya her
zamankinden çok daha fazla yatırım akacak. Buraya yapılacak yatırımları her
boyutuyla destekleyeceğiz. Yer tahsis edeceğiz. Gümrük muafiyetleri sağlayacağız.
İşverenin sigorta priminin asgari ücrete tekabül eden kısmını tam 10 yıl devlet
olarak biz ödeyeceğiz. Yatırım Organize Sanayi bölgesinde olursa 12 yıl biz
ödeyeceğiz. Buraya yatırım yapacak işverene 10 yıl süreyle vergi indirimleri
sağlayacağız. Şanlıurfaya yatırım yapacak işverenin alacağı kredinin faizinin
dahi bir kısmını devlet olarak biz karşılayacağız. Buna benzer daha nice destekle
Şanlıurfanın, Şanlıurfa gibi bölgedeki diğer illerimizin inşallah çok daha fazla
yatırım çekmesini sağlayacağız. İnşallah, bu teşvik paketiyle Şanlıurfanın
sanayi ve ticaret noktasında da artık farklı bir boyuta geçmesini, komşusu
Gazianteple rekabet eder bir hale gelmesini, Güneydoğunun adeta incisi haline
dönüşmesini bekliyoruz.
-Kültürel haklarımızı yasakladılar. Konuşulan dile ipotek koydular-
Şanlıurfanın tüm bu yapılanları hak ettiğini vurgulayan Başbakan Erdoğan,
Şanlıurfayı kucakladıklarını ve yeniden imar, inşa ettiklerini ifade etti.
Konuşmasında bir hadisi hatırlatan Erdoğan, şunları kaydetti:
Hazreti Peygamber aynen şunu söylüyor; fakirlik, küfür olayazdı diyor...
Fakirliğin nasıl bir çaresizlik olduğunu biz çok iyi biliriz. Yoksulluğun, nasıl
bir dert olduğunu, nasıl insanın elini kolunu yana düşürdüğünü, insanı nasıl
bunalttığını biz çok iyi biliriz. Fakirliğin, yoksulluğun, yolda kalmışlığın,
istismara nasıl açık olduğunu bizler de sizler de çok iyi bilirsiniz. Ne yazık ki
on yıllar boyunca bu bölgeyi yoksulluğa terk ettiler. On yıllar boyunca bu
bölgeyi kendi kaderine terk ettiler. On yıllar boyunca, ne yol ne su ne hastane
ne okul... Bu bölgeye gerekli yatırımların hiçbirini yapmadılar.
Bununla da kalmadılar. On yıllar boyunca, benim bu bölgede yaşayan
kardeşimin, en temel, en insani, doğuştan gelen haklarını onlardan esirgediler.
İnancımızdan kaynaklanan haklarımızı esirgediler. Kültürel haklarımızı
yasakladılar. Konuşulan dile ipotek koydular. Kelimeleri, kavramları dahi
yasakladılar, cezalandırdılar. Maalesef, işte bu inkar, bu ret, bu asimilasyon
politikaları, bu bölgenin, bu bölgedeki kardeşlerimin istismar edilmesine,
yoksulluğun, yasakların, ret, inkar ve asimilasyonun istismar edilmesine yol
açtı. Birileri de çıktı, bu istismarı kullanarak, bu yoksulluğu kullanarak,
meseleyi daha da derinleştirecek şekilde şiddeti bir yöntem olarak uygulamaya
başladı.
Biz ne yaptık- AK Parti olarak biz geldik, bu büyük soruna, bu karmaşık
soruna, bu iç içe geçmiş, oyun içinde oyun olan soruna çok güçlü, çok kararlı,
çok cesur şekilde dur bakalım dedik. Bizden öncekilerin yaptığı gibi, bizler de
meseleyi görmezden gelebilirdik. Bizden öncekilerin yaptığı gibi, bizler de
idareimaslahata sığınabilirdik. Bizden öncekilerin yaptığı gibi, bizler de hiç
risk almadan, durumu idare edip gidebilirdik. Ama biz bunu yapmadık. Çünkü biz,
statükonun değil, belli çevrelerin değil, belli etnik kökenlerin, belli
inançların değil, Türkiyenin partisiyiz. Biz milletin partisiyiz. Biz milletin
kurduğu, milletin istikamet çizdiği, milletin emanetini taşıyan bir partiyiz.
(Sürecek)
(KDR-ADM-İU)