ANTALYA (A.A) - Güç Gönel - Amerikalı akademisyen, film yapımcı
ve dağıtımcısı, Oscar Akademi üyesi Barbara Boyle, Altın Portakal Film
Festivalinin Oscar seviyesini yakalayabilmesi için öncelikle sanatçıların
desteklenmesi gerektiğini söyledi.
49. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivalinde Ulusal Uzun
Metraj Film Yarışması jürisinde görev yapan Barbara Boyle, AA muhabirine yaptığı
açıklamada, geçen yıl Los Angelesta düzenlenen Türk Filmleri Festivalinde jüri
üyeliği yaptığını, burada Türk sinemacıların eserlerini izleme şansı yakaladığını
kaydetti.
Antalyada karşılaştığı misafirperverlikten çok etkilendiğini ve ilk kez bir
festivalde böyle bir ilgiyle karşılaştığını dile getiren Boyle, Antalyayı ise
Fransız Rivierası diye tanımladı.
Yapımcılık ve dağıtımcılık işinin yanı sıra Oscar Akademi üyeliği de
yaptığını hatırlatan Barbara Boyle, Oscarda her yıl ortalama 60-65 yabancı film
izlediklerini ifade etti. Bugüne kadar Fransa, İtalya, Güney Amerika, Çin ve
Japonyadan çok sayıda filmi izlediğini anlatan Barbara Boyle, Ortadoğu filmleri
konusunda ise yeterince bilgi sahibi olmadığını vurguladı.
Barbara Boyle, Altın Portakalın Türkiyenin Oscarı diye
adlandırıldığının hatırlatılması üzerine, Tabi ki bunu geçen akşamki ödül
töreninde gördüm. Oscar ödül törenlerine çok benziyordu dedi.
-Sanatçıları destekleyin-
Boyle, Altın Portakalın Oscar seviyesinde bir film festivali olabilmesi
için nasıl bir yol izlenmesi gerektiğine yönelik soruya da şu yanıtı verdi:
Altın Portakalın Oscar seviyesine gelebilmesi için size tavsiyem,
sanatçıları desteklemeniz. Onların hikayelerini destekleyin. Özellikle kadınları,
kadın hikayelerinin anlatıldığı filmleri ve kendine özgü yorumu olan sanatçıları
destekleyin. Böylece daha eşsiz bakış açıları yakalarsınız. Bu şekilde bu
sanatçılar gün yüzüne çıkar. Daha önce İranın A Separation filmini izledim. Bu
filmi izlemeden önce hiç İran filmi görmemiştim, ama A Separation beni daha
fazla İran filmi izlemeye itti. Film son yarışmada son 5e kaldı ve En iyi
yabancı film Oscarını kazandı. Bu da Oscar Akademi üyelerinin dikkatini İranlı
artistlere çekti. İşte sizin yapmanız gereken de bu. Sanatçılarınızın sesinin
daha çok duyulması için onları yaratıcılık ve maddi yönden desteklemek.
Boyle, A Separationın Oscar kazanmasının filmin sadece akademi
üyelerinin değil, halkın dikkatini çekmesini de sağladığını, bunun da izleyici
sayılarını olumlu etkilediğini kaydetti.
Festivallerin sanatçıların bir araya gelmeleri ve birbirlerini tanımaları
açısından yararlı olduğunu anlatan Barbara Boyle, ayrıca festivaller sayesinde
her ulus, din ve cinsiyetten insanın bir araya geldiğini vurguladı. Boyle, Bu
da güzel haber, çünkü buna gerçekten ihtiyacımız var diye konuştu.
-Para seyirciyi satın alamaz, iyi film alır-
Barbara Boyle, bir filmin Oscar kazanabilmesi için yüksek bütçeli olmasının
gerekip gerekmediğine yönelik soruya da Para, seyirciyi satın alamaz, iyi film
alır yanıtını verdi.
John Carter adlı bir Disney yapımını örnek gösteren Boyle, yapımcı
şirketin film için 50-60 milyon doları reklam olmak üzere toplam 300 milyon dolar
harcadığına dikkati çekti. Buna rağmen filmin istenen seyirci sayısına
ulaşmadığına işaret eden Barbara Boyle, sözlerini şöyle sürdürdü:
Yine yüksek bütçeli Avatar ile The Hurt Locker aynı yıl Oscara aday
gösterildi. Yönetmen Kathryn Bigelow, The Hurt Locker için 9 milyon dolar,
James Cameron ise Avatar için 250 milyon dolar harcadı. Sonuçta Oscarı The
Hurt Locker kazandı. İşte akademinin en güzel tarafı bu. Filmi seçerken ne kadar
para harcandığına değil, filmin kalitesine bakıyor. Sol Ayağım filmiyle Oscara
aday gösterildiğimiz yıl çekilen tüm filmlerin bütçelerini şöyle bir sıralayınca,
bizim filmimiz listenin son sırasında yer alıyordu. Ama film, En İyi Erkek
Oyuncu (Daniel Lewis), En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu (Brenda Fricker)
dallarında Oscar kazandı. Halbuki film için neredeyse hiçbir şey harcamamıştık.
Boyle, geçmişte yüksek bütçeler harcanan filmlerin birçoğunun bugün
isimlerinin bile hatırlanmadığını belirterek, Bu filmlerden bazılarını da ben
yapmıştım şeklinde konuştu.
-Barbara Boyle kimdir--
Kariyerine avukat olarak başlayan Barbara Boyle, bir süre sonra finans ve
yapımcılık alanlarına yöneldi. Sovereign Picturesın kurucularından Boyle, My
Left Foot, Cinema Paradiso, Ompromptu ve The Commitments gibi
filmlerinin yapımcı ve dağıtımcılığını yaparken, The Hulk, The
Clockstoppers, The Hi Line, Instinct, Bottle Rocket,
Phenomenon, Mrs. Munck ve Eight Men Out gibi filmlerin ise
yapımcıları arasında yer aldı.
Sinema Sanatları ve Bilimleri Akademisi ve akademinin Yabancı Diller
Komitesinde de görev yapan Boyle, aynı zamanda UCLA Girişimci Aktiviteler ve
Özel Girişim Bölümünde dekan yardımcılığı yapıyor. Boyle, UCLA Hukuk Okulundan
Yılın Mezunu ödülü, Film Independentdan Vizyon Ödülü, Women in Filmden
ise Kristal Ödül kazandı.
Yayıncı: Hızır Hacısalihoğlu