DİYARBAKIR (A.A) - Sema Kaplan / Şengül Oymak - Hukukçular,
anadilde savunmaya ilişkin tasarının kabul edilmesi halinde ortaya çıkacak
tercüman ihtiyacının bölgedeki üniversiteler tarafından karşılanması gerektiği
görüşünü taşıyor.
Kamuoyunda anadilde savunma hakkı olarak bilinen Ceza Muhakemesi Kanunu
ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısının Genel Kurulda kabul edilmesi halinde Kürtçe bilen
tercümanlara ihtiyaç duyulacak. Bölgedeki hukuk çevreleri, bilirkişinin bağımsız
olması ilkesinden hareketle adil bir yargılamanın sağlanması için tercüman
yetiştirilmesi konusunda en büyük görevin üniversitelere düştüğünü belirtiyor.
Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bugüne
kadar yargılamada gerek duyulması halinde tercüman olarak ehil olmayan, tercüme
sanatı konusunda altyapısı bulunmayan kişilerin hizmet verdiğini, bunların
çoğunlukla Kürtçeye hakim olmayan mübaşir gibi adli personel veya koridorda
bulunan herhangi bir vatandaş olabildiğini söyledi.
Bunun adil savunma hakkını engelleyen, savunma hakkının gereği gibi yerine
getirilmesini sağlayamayan bir uygulama biçimi olduğunu ifade eden Elçi, bu
nedenle yargılamaların da yeterince adil yapılamadığını savundu.
Elçi, anadilde savunma hakkına ilişkin tasarının kabul edilmesi halinde
ortaya çıkacak Kürtçe bilen tercüman ihtiyacının giderilmesi konusunda
üniversitelere büyük görev düştüğüne dikkati çekerek, şöyle dedi:
Geçmiş yıllarda yurt dışındaki Kürt Enstitülerinde sertifika almış bazı
kişiler de tercüman olarak değerlendiriliyordu. Ancak bunlar istisnai ve
kesinlikle genel ihtiyaca cevap verecek nitelikte bir tercüman portföyü
oluşturmuyor. Tercüman ihtiyacının bölgedeki üniversitelerce karşılanması adil
yargılama açısından son derece önemli olacaktır. Bu kapsamda üniversitelerin
bünyesinde enstitüler kurulmalı, Kürt dili ile ilgili eğitim göreceklerin
sayısının artırılması lazım. Bir konuda adım atılırken, onu tamamlayacak diğer
noktalarda da tedbir almak gerekiyor. Yeni düzenleme ile tercüman sıkıntısının da
giderilmesi gündeme geleceğinden çalışmalara başlanmalıdır. Yargılama diline
hakim, Kürtçeyi iyi bilen tercümanların yetiştirilmesi üniversitelerin, bilim
merkezlerinin işi. Bu alanda görevlendirilecek tercümanın yargılama dilinde
standardı yüksek Kürtçe bilmesi lazım ki; yargılama aşamasında hukuk terimlerini
çözebilsin. Adalet Bakanlığının böyle bir yapılanması olduğunu zannetmiyorum. Bu
işi eğitim kurumlarına bırakmak lazım. Nasıl ki hesap ile ilgili bilirkişi
istendiğinde mali müşavirler veya muhasebeciler odasından sağlanıyorsa, Kürt dili
ile ilgili konuda da istenen uzman kişinin üniversitelerden karşılanması gerekir.
Yargılamanın mantığı gereği bilir kişinin bağımsız olması gerekir. Adalet
Bakanlığının idari yapı içerisinde devleti temsil etmesi, bilirkişinin
bağımsızlığı mantığı ile uyuşmuyor.
-Tercüman ücretini sanığın ödemesi-
Elçi, baro olarak tasarı ile ilgili görüşlerini ve hazırladıkları alternatif
yasa tasarısını hem Meclise hem de Adalet Bakanlığına gönderdiklerini
belirterek, bu kapsamda adil yargılama ve savunma hakkı ile yargılamanın işleyişi
gereği tercüman temin etme veya ücretini karşılama yükümlülüğünün sanığa
yüklenmesini doğru bulmadıklarını söyledi.
Bu durumun düzenlemenin amacını da tehlikeye sokabileceğine dikkati çeken
Elçi, Bu durum düzenlemeyi işlevsiz kılabilir. Tercüman ücreti kesinlikle kamu,
yani devlet tarafından karşılanmalıdır. Aksi taktirde bu durum insan haklarına da
aykırıdır ve büyük sıkıntıya yol açar. Yargılama yetkisi, maddi gerçeğe ulaşma ve
adil bir hüküm verme yükümlülüğü devlete verilmiştir. Adil yargılama hakkı da
anayasa tarafından güvence altına alınmıştır. Dolayısıyla bu hakkın gereği olan
tercüme ile ilgili yükümlülüğün sanığa yüklenmesi doğru değildir şeklinde
konuştu.
-Kürtçe savunmalar daha teknik tercümeyi gerektirecektir-
Dicle Üniversitesi (DÜ) Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Vahap Coşkun,
anadilde savunma hakkının hayata geçirilmesi halinde tercüman ihtiyacının
artacağını ifade ederek, Kürtçe bilen tercüman yetiştirilmesi konusunda
önümüzdeki süreçte üniversitelere büyük görev düşeceğini belirtti.
Doç. Dr. Coşkun, üniversitelerin hukuk dili konusunda Kürtçe sertifika
programı başlatabileceğini kaydederek, bu programlardan mezun olacak kişilerin
mahkemelerde Kürtçe tercümanlık yaparak açığı gidermiş olacağını vurguladı.
Bugüne kadar ihtiyaç olması halinde tercümanların genellikle mahkemede
Kürtçe bilen adli personelden seçildiğine işaret eden Coşkun, Mahkeme kaleminde
yer alan bir kişi tercümanlık yapabiliyordu. Artık Kürtçe savunmalar daha teknik
tercümeyi gerektirecek. Dolayısıyla tercümanın hukuki kavramlara hakim olması,
hukuki kavramları iyi bilmesi gerekecek. Bu nedenle de kişi Kürtçe bilse de bir
eğitime tabi tutulması gerekecek. Bu ihtiyacın giderilmesi için çeşitli formüller
üretilebilir diye konuştu.
Doç. Dr. Coşkun, düzenlemede yer alan meramını daha iyi anlatacağını
düşündüğü dil ifadesinin yerine, daha açık ve net bir kavram kullanılması
gerektiğini savunarak, bu ifadenin yerine, tercih edilen dil ifadesinin
kullanılarak hangi dilde savunma yapmak istediğinin kişinin tercihine bırakılması
gerektiğini de belirtti.
-Tezsiz yüksek lisans öğrencilerine çeviri eğitimi-
DÜ Genel Sekreteri Prof. Dr. Sabri Eyigün ise, anadilde savunmaya ilişkin
gelişmelerden sonra yönetim kurulu olarak toplanarak, çevirmen ihtiyacının
giderilmesi için bir çalışma başlattıklarını söyledi.
Ocak ayında başlanacak tezsiz yüksek lisans programında eğitim verecek
akademisyenlere çeviri konusunda uzman bir hocayı da dahil ettiklerini ifade eden
Eyigün, bu kapsamda tercüman ihtiyacının kısmen giderilmesine yönelik çalışmalara
da başladıklarını belirtti.
Eyigün, çeviri eğitimi ile hem tezsiz yüksek lisans programlarının
kalitesinin güçlendirileceğini, hem de eğitimi tamamlayanların öğretmenliğin yanı
sıra çevirmenlik de yapabileceklerini vurgulayarak, şöyle konuştu:
Gelişmelerden sonra tezsiz yüksek lisans programına çeviri dersi de ilave
etme kararı aldık. Bu kapsamda yurt dışında da çeviri ve dil bilimi konusunda
kuramsal çalışmaları olan üniversitemizdeki bir akademisyeni derslere dahil
ettik. Öğrencilerin bu dersi almaları halinde çeviri konusundaki sıkıntı büyük
ölçüde aşılmış olacak. Bunun yanı sıra üniversitemiz bünyesinde kurulan Kürt Dili
ve Edebiyatı Bölümünün bu süreçten sonra eğitim öğretime açılması
hızlandırılabilir. Ocak ayında eğitime başlanacak tezsiz yüksek programında
YÖKün onayı ile ilk etapta 150 öğrenci eğitim görecek. YÖKe kontenjanın
artırılması konusunda başvurumuzu yaptık.
-Tercüman ve avukatlara Kürtçe eğitim için hazır ve hazırlıklıyız-
Mardin Artuklu Üniversitesi (MAÜ) Yaşayan Diller Enstitüsü Müdürü Prof. Dr.
Kadri Yıldırım da, ana dilde savunma çalışmalarına destek vermeye hazır
olduklarını belirtti.
Üniversite olarak bu konuda tecrübeli ve donanımlı olduklarını ifade eden
Yıldırım, şunları kaydetti:
Anadille savunma için henüz yasal bir çalışmanın olmadığı, hatta resmi
çevrelerce buna karşı çıkıldığı 2 yıl önceden bu yana eğer istenirse başta
çevirmenlik olmak üzere her türlü katkıyı sunmaya aracı olmaya hazır olduğumuzu
deklare etmekteyiz. Aynı şey bugün de geçerlidir. Eğer taraflar isterlerse ben ve
12 kişilik Kürdoloji ekibim her türlü katkıya hazırız ve bundan memnuniyet
duyarız. Kürtçenin bütün lehçelerinden kadrolu donanımlı öğretim elemanlarımız
mevcut olduğu için nitelik ve nicelik olarak bir sıkıntımız yoktur. Ancak şimdiye
kadar bize resmen intikal etmiş bir talep yoktur. Anadilde savunma bağlamında
avukatlara veya tercümanlara yönelik bir sertifika programı tabi ki
düzenlenebilir. Kürdoloji birimimiz kurulduğundan beri çok amaçlı sertifikalı
programlarımız 3er aylık periyotlar halinde kesintisiz devam etmektedir.
Sertifikalı okutman adayları programı, sertifikalı öğretmen adayları programı,
sertifikalı kurslar, yurt içi ve yurt dışından çeşitli üniversitelerden gelen
lisansüstü öğrencilere yönelik programlar bunlardan bir kaçıdır. İstek olması
halinde avukat ve tercümanlara da pekala program düzenleyebiliriz. Şu anda en
güçlü kadro bizdedir. Kadromuz 1 profesör, 4 yardımcı doçent ve 7 öğretim
görevlisinden oluşmaktadır. Dolayısıyla tercüman ve avukatlara Kürtçe eğitim için
hazır ve hazırlıklıyız.
Yıldırım, Kürtçe öğretmenliği tezsiz yüksek lisans programında şu anda 250
öğretmenin eğitim gördüğünü, adaylara gramer, imla, edebiyat, dil öğretim
metotları, diksiyon gibi dersler verildiğini kaydederek, Bir aksilik çıkmazsa
Şubat döneminde 250 kişiyi daha alacağız ve mevzuat el verdiği ölçüde bu adayları
yazın da eğitime tabi tutarak daha önce aldığımız 250 kişiyle birlikte okulların
açılacağı Eylül 2013e yetiştireceğiz. Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer de bir
beyanında bu öğretmenlere Eylülde ihtiyaçları olduğunu ifade etmiştir dedi.
Yayıncı: Behçet Güngör