KIRKLARELİ (A.A) - Aşağıpınar kazı çalışmalarında Anadolunun
Avrupaya geçiş noktalarından Kırklarelinin Avrupa uygarlık tarihine nasıl yön
verdiği araştırılıyor.
Kazı başkanı ve İstanbul Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Prehistorik
Bölümü Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Mehmet Özdoğan, AA muhabirine
yaptığı açıklamada, Aşağınar kazılarının 1993 yılından bu yana devam ettiğini
söyledi.
Kırklarelinin Anadolu ve Avrupa kültür bölgeleri arasında kaldığını
belirten Özdoğan, kazı sayesinde, iki kültürel alanın nasıl etkilediğinin
anlaşılacağını bildirdi.
Bu yıl ki çalışmaları 50 kişilik ekiple sürdürdüklerini anlatan Prof. Dr.
Özdoğan, şunları kaydetti:
Aşağıpınar kazı alanı kültür açısından son derece önemli bir bölge. Avrupa
ve Anadoluyu bir birine bağlayan yakın doğu Anadolu kültürlerini Avrupaya
aktaran bir kültür köprüsü. Anadoluda ilk gelişme uygarlığı Avrupaya aktarımı
buradan oluyor. Kırklarelinin 8 bin 400 yıllık tarihini ortaya çıkarmaya
çalışıyoruz. Kazılarda Anadoludaki ilk tarımı, buğdayı, mercimeği, hayvan
evcilleştiren toplumların Avrupa topraklarına geçişini görüyoruz.
Köy kurulmuş. Burada ekoloji ve doğa şartlarına uyum sağlıyorlar.
Bulgaristan üzerinden Avrupaya geçişler gözlemleniyor. Yeni bir değişimin,
dönüşümün izlerini görüyoruz. İlk çiftçilik, tarımın Avrupa topraklarına nasıl
aktarıldığını Anadoludan nasıl farklılaştığını araştırıyoruz. Yerleşim
yerlerinin çanak, çömlek, kemik parçalarını buluyoruz. Yedikleri hayvan kemikleri
bulunuyor. Bizim için bu bulgular çok önemli. Burası Avrupanın taşrası. Avrupa
uygarlıklarının çekirdeği. Avrupa uygarlıklarının oluştuğu bir bölge.
Kırklarelideki bulgular son derece heyecan verici. Topraktaki ölü bilgiyi
canlandırarak, topluma sunuyoruz.
-Samanlıktan müze-
Kazılarda, elde edilen eserlerin bir kısmının Kırklareli Müzesinde
sergilendiğini ifade eden Özdoğan, bu eserlerin fotoğrafları ve kazı planları ile
kazı alanındaki Neolotik döneme ait ev ve yaşam tarzının maketlerinin, kazı alanı
yakınında kurulan iki samanlıkta sergilendiğini belirtti.
Samanlıkta açılan sergiye köy müzesi adını verdiklerin ve bunun yurt
dışında örneklerinin bulunduğunu anlatan Özdoğan, Ahmetçe köyünde de büyük bir
araştırma merkezi kurduklarını söyledi.
Yayıncı: J.Jale Müminoğlu