İZMİR (A.A) - Mustafa Yıldırım - İzmirin Urla ilçesinde süren
Klazomenai Antik Kenti kazı çalışmalarının, antik dönemdeki Ege yaşantısına
ilişkin önemli ipuçlarına sahip olduğu bildirildi.
Klazomenai Antik Kenti Kazı Heyeti Başkanı Prof. Dr. Yaşar Ersoy, AA
muhabirine yaptığı açıklamada, Batı Anadoluda milattan önce 1050-300lü yıllar
arasında hüküm süren İyon medeniyetinin 12 kenti arasında yer alan Klazomenai
Antik Kentinde 33 yıldır süren kazı çalışmalarının, bu yıl Karantina Adası
adı altında kalan bölümde yoğunlaştığını söyledi.
Kazı çalışmaları sayesinde Kuzey İyonyanın kültür izlerini sürdüklerini
belirten Ersoy, çalışmalar sayesinde kentteki yerleşim alanları, endüstriyel
alanlar, gömü alanları ile birlikte izleri çok zayıf olsa da savunma sistemine
dönük verilerin, gün yüzüne çıktığını ifade etti.
Ersoy, geçen yıl ilk defa M.Ö. 6. ve 7. yüzyıllardaki yerleşimin savunma
sistemi ile kentin konumlandığı Karantina Adasında klasik dönem ve sonrasındaki
yerleşimi araştırdıklarını, 30 kişilik bir ekiple yürüttükleri kazıların çok
geniş bir alana yayıldığını, tespit etikleri arkeaik ve prehistorik yerleşimi
araştırmaya devam edeceklerini bildirdi.
Prof. Dr. Ersoy, şöyle konuştu:
Kazı çalışmaları, batı Anadolunun o dönemdeki sosyo-kültürel yapısının,
ekonomik etkinliklerinin ne şekilde olduğunu göstermesi açısından oldukça önemli.
Adadaki kazılara ciddi önem veriyoruz. Buna ilaveten Karantina Adasında aynı
zamanda görsel olarak önem taşıyabilecek bir dizi mimari kalıntının izlerini de
aramak, ne şekilde olduklarını tespit etmek için çalışmak da görevlerimiz
arasında. Karantina Adasında çok yoğun bir bitki örtüsü var. Ondan dolayı
yüzeyde mimari izleri görebilmek mümkün olmuyor. Arkeolojiye bu anlamda destek
olacak bir dizi başka disiplinlerin bilgi anlamında bizlere katkısı yararlı
olacak. Teknolojik anlamda buna ihtiyacımız var. Bu sene jeoradar ve jeofizik
analizlerle oradaki mimari kalıntıların kazılar öncesindeki konumlarını,
durumlarını tespit etmeye girişeceğiz.
-Antik dönemdeki üretim-
Her yürütülen arkeolojik kazıda farklı bilgi çeşitliliğinin sağlandığını,
Klazomenai kazılarının antik dönemdeki yaşamla ilgili birçok bilgi verdiğini dile
getiren Prof. Dr. Ersoy, şöyle devam etti:
Kazılar, Antik dönemdeki üretime dönük faaliyetlerin nasıl gerçekleştiği,
bu üretimlerin kentin içinde nerelerde konumlandığı, nasıl bir üretim biçiminin
var olduğu konusunda aydınlatıcı bilgiler veriyor.
Burada yalnızca zeytinyağı işleği değil demirci işçiliklerini de biliyoruz,
seramik fırınlarını da biliyoruz. Seramik fırınlarının Prehistorik dönemden
Helenistik döneme kadar olduğunu tespit ettik. Kazılarda zeytin ve zeytin yağının
Ege dünyasında ne kadar önemli bir yer işgal ettiğini belirledik. Zeytin ve
zeytinyağının çok uzun bir geçmişi vardı. Prehistorik dönemlere kadar gidiyordu.
Onun evcilleştirilmesi, artı ürün olarak elde edilerek tüketilmesi, ticari meta
olarak kullanılması uzun bir zaman alan ve adım adım gelişen birşey. Bu noktadan
bakıldığında Klazomenaideki zeytin yağı işleğinin kazısının yapılmış olması,
daha sonra ise bu atölyenin 2003 yılında ayağa kaldırılarak turizme
kazandırılması önemli bir kazanım.
Yayıncı: Şükran Yücel