BURSA (A.A) - Büşra Nur Özcan - Adıyamanda, 5 yaşındayken
kollarını biçerdövere kaptıran 27 yaşındaki Ayşe Işık, ayaklarını kullanarak
yaptığı resimlerle dünyada tanınan bir ressam olmayı hedefliyor. Ayaklarını
elleri gibi kullanan Işık, 9 yıla tam 29 resim sergisi sığdırdı.
Aile ve Sosyal Politikalar Bursa İl Müdürlüğünce 3 Aralık Dünya
Engelliler Günü kapsamında düzenlenen programda, Canda Özür Olmaz Derneği
Başkanı Dr. Mustafa Öztürkün Türkiyede Engelli Gerçeği ve Engellilerin
Toplumla Bütünleşme Sorunları konulu sunumu esnasında Işık, sahnede ayaklarını
kullanarak resim yaptı.
Işık, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Adıyamanın Besni ilçesi Üçgöz
köyünde doğduğunu belirtti.
İki kolunu, 5 yaşındayken biçerdövere kaptırdığını belirten Işık, Babam,
biçerdöverle iş yapıyordu. Ben de onu oyun sandım. Önce bir kolum, onu kurtarayım
derken de diğer kolum gitti diye konuştu.
Kollarını kaybettikten sonra ayaklarını kullanarak hayata tutunduğunu dile
getiren genç kız, Kollarımı kaybettikten bir yıl sonra, annem bir cenazeye
gitti. Tüm gün evde yoktu, aç kaldım. Annem eve geldiğinde tüm gün aç kaldığımı
öğrendi ve Ben hep başında olamayacağım diyerek bana ayaklarımı kullanmayı
öğretti. Şimdi ayaklarımı çok rahat kullanıyorum dedi.
Işık, kollarını makineye kaptırdıktan 2 yıl sonra da okula başladığını dile
getirerek, İlk yıl çok zorluk çektim. Ayaklarımı kullanmak çok zordu. Yürümekle
yükümlü bir ayağı, başka bir şekilde çalıştırmak çok zordu. Ama bütün zorlukları
aştım. Lise 2ye kadar normal okulda okudum. Şimdi, açıköğretim programıyla lise
3e devam ediyorum diye konuştu.
-Dünya ressamı olmayı hedefliyorum-
Güzel Sanatlar Fakültesinde okusam da okumasam da dünyada ayaklarıyla
resim yapan ilk kişi olmayı, dünya ressamı olmayı hedefliyorum diyen Işık,
sözlerini şöyle sürdürdü:
Resimle tanıştığımda 18 yaşındaydım. 17 yaşımdayken İstanbula taşındık,
bir yıl sonra da resim yapmaya başladım. Kimseden öğrenmeden, tamamen kendi
gayretlerimle ve ailemin yardımıyla resimler yaptım. Ardından birçok sergiye imza
attım. 29. resim sergim, Mersin Ticaret Odasında sergileniyor. Üniversiteyi,
Güzel Sanatlar Fakültesinde okumayı istiyorum. Başka bir isteğim de yurt dışında
sergiler açmak. Bunun için Almanyadan bir teklif geldi, fakat şu an için bu,
biraz ertelendi. Ama yakın zamanda yurt dışında da bir sergim açılacak. Ayrıca,
engelli çocuklara, resim yapmayı öğretme hayalim var, onlarla ilgilenmeyi
istiyorum.
-Başbakan Erdoğanın ilgisi-
Ayşe Işık, 18 Mayısta, AK Parti Özürlüler Koordinasyon Merkezinde açtığı
24. sergisini, Başbakan Recep Tayyip Erdoğanın ziyaret ettiğini hatırlatarak,
şunları kaydetti:
Başbakanın beni kırmaması ve sergime gelmesi beni çok mutlu etti. Beraber
çay içtik, sohbet ettik. Saçlarımı tarayışımı, ayaklarımla yaptıklarımı gördü ve
çok şaşırdı. Engelliler, genelde hep evine kapanır, ölümle iç içe gibi kendini
eve hapseder. Ben bütün bunları aşmıştım ve başbakanın karşısına çıktım. Bu,
gurur verici bir şey. Ailem de çok mutlu oldu. Ben bu engelimi aşmak için çok
çaba gösterdim, kendimi çok zorladım. Başbakanla kendi imkanlarımla tanıştım.
Sergiden sonra çeşitli etkinliklerde 3 kez daha bir araya geldik.
-Engelliler kendilerini ölüye bir tutmamalılar-
Engelli-engelsiz herkesin üretken olması gerektiğine dikkati çeken Işık,
Engellilerin topluma karışması ve kendilerini ölüyle bir tutmamaları gerekiyor.
Biz, bu dünyada varsak kendimizi anlatmalıyız. Toplum da bizim var olduğumuzu
bilmeli ki Engelliler hiçbir şey yapamaz diye düşünmesinler ifadelerini
kullandı.
-Hayata hiç küsmedi-
Anne Zeynep Işık (46) ise kızının azimli olduğunu belirterek, Ayşe, hayata
hiç küsmedi, biz de küsmedik. Belki de küsecek ortamı hiç yaratmadık dedi.
Işık, şöyle devam etti:
Kendi çevremde birkaç engelli vardı. Onları aileleri dışarı bırakmadığı
için çocuklar bildiklerini de unutmaya başlıyorlardı ve tamamen içlerine
kapanıyorlardı. Ben onları öyle görünce, elimden geldiğince Ayşeyi öyle
yapmamaya çalıştım. Okula gönderme, ayağıyla nasıl kalem tutacak dediler,
Gidecek dedim. Köyde lise yoktu, ilçeye gidip geldi. Liseye ilk başladığında da
Engelli çocuk liseye nasıl gider dediler fakat gitti ve başardı.
Zeynep Işık, kızının, ayaklarını, elleri gibi nasıl kullanmaya başladığını
şöyle anlattı:
Kızım ellerini kaybettikten bir yıl sonra idi. Ben bir cenazeye gitmiştim
ve Ayşenin ablası ile babası evdeydi ama ben olmadığım için yemek yememiş. Ben
ertesi gün eve geldim. Geldiğimde Ayşe, açtı. Yarın öbür gün yanında kimseyi
bulamayabilir diye ona yemek yedirmeyi bıraktım ve artık yedirmeyeceğimi
söyledim. Ayak parmaklarının arasına kaşığı sıkıştırdım. Ayaklarıyla yemek yemeyi
öğrendi, sonra okula gitti, kalem tutmayı, saçlarını taramayı öğrendi. Artık
ellerinin olmadığını anlamıştı. Ayağını artık bir kol olarak görmeye başladı.
Yayıncı: Kamuran Akkuş