ESKİŞEHİR (A.A) - AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan, Uzun ince bir yoldayız, gidiyoruz gündüz gece dedik ve Aşık
Veyselin diliyle hakikaten gece gündüz yürüdük ama biz Ferhat gibi sizlere
aşıktık. Biz Ferhat, siz de Şirinsiniz. Dağları deldik ve hamdolsun çoğu gitti
azı kaldı dedi.
Eskişehirin Sarıcakaya ilçesinden OBA helikopteriyle Çifteler ilçesine
gelen Erdoğan, AK Parti seçim otobüsünden halka hitap etti.
Erdoğan, 1 Mayıs 1948de çok partili dönemin ilk mitinginin Çiftelerde,
merhum Başbakan Adnan Menderes tarafından yapıldığını, dava arkadaşlarıyla
buradan yola çıktığını hatırlattı.
Bunun, demokrasi mücadelesinin çok partili dönemdeki ilk adımı olduğunu
belirten Erdoğan, Menderesin bu çıkışın ardından aralıksız 10 yıl 5 gün
başbakanlık yaptığını dile getirerek, şöyle devam etti:
Biz de yola çıktık ve biz yola çıktığımızdan bugüne hamdolsun art arda hiç
aralıksız 10 yıl 5 günü aştık. Bunu sizinle yaptık. Siz bizim arkamızda durdunuz,
siz yanımızda durdunuz. Siz bize yürüyün dediniz ve biz de dağ demedik, taş
demedik, yaz demedik kış demedik, gece demedik gündüz demedik yolculuğumuza devam
ettik ve devam ediyoruz. Uzun ince bir yoldayız, gidiyoruz gündüz gece dedik ve
Aşık Veyselin diliyle hakikaten gece gündüz yürüdük ama biz Ferhat gibi sizlere
aşıktık. Biz Ferhat, siz de Şirinsiniz. Dağları deldik ve hamdolsun çoğu gitti
azı kaldı.
-Necip Fazıl Kısakürek ve Sakarya Türküsü şiiri-
Sakarya Nehrinin, Çiftelerden doğduğunu hatırlatan Erdoğan, bu nehrin,
kendi dünyalarında farklı bir yere sahip olduğunu anlattı.
Gençlik yıllarını, hep Sakarya ile güçlü kıldıklarını vurgulayan Erdoğan,
Allah, Üstad Necip Fazıla rahmet eylesin. Hep coşkuyla benliğimizde, ruhumuzda
Sakaryayı hissettik. Gün oldu adeta her birimiz birer Sakarya olduk ifadesini
kullandı.
Erdoğan, Necip Fazıl Kısakürekin Sakarya Türküsü şiirinin, kendilerine,
bir nehre sesleniş suretiyle insanı anlatan şiir olduğuna değinerek, şiirin ilk
dört dizesini okudu.
Bu şiirin, tarihi ve ecdadı anlattığı kadar duraklamayı, Kısakürekin
deyimiyle sürünme noktasına ulaşan bir süreci de anlattığını vurgulayan Erdoğan,
bu bakımdan kendi dünyalarında farklılığa sahip olduğunu belirtti.
Erdoğan, şiirin son dört dizesini de okuyarak, bu dizelerin farklı bir
şeyler ifade ettiğini bildirdi.
Yola çıkarken, Sultan Alparslanın ifade ettiği gibi bir şey söylediklerini
anımsatan Erdoğan, Bana kefendir yatak, sana tabuttur havuz. Sen kıvrıl, ben
gideyim, son Peygamber kılavuz dediklerini ve bugünlere öyle geldiklerini
söyledi.
-Onlara el kalkmaz, onlara saygısızlık olmaz-
Erdoğan, daha önce uğradığı Mihalgazi ve Sarıcakaya ilçelerinden, Çifteler
halkına selamlar getirdiklerini bildirdi.
Oralarda beyaz yaşmaklı eli öpülesi analarla selamlaştıklarına işaret eden
Erdoğan, şöyle konuştu:
Burada da bakıyorum, hanım kardeşlerim bu işe ağırlığını koymuşlar.
Beyefendi kardeşlerime de sesleniyorum. Biz kadına, annelik makamında değer biçen
bir medeniyetin çocuklarıyız. Cennet, babaların değil, annelerin ayağı
altındadır. Ben babamın ayağını da öptüm ama anamın ayağının altı bambaşkaydı.
Nazlanırdı, ayağını çekerdi. Ayağını çektiği zaman, Anacığım dur, öpeceğim
derdim. O, Olmaz derdi. Anacığım ayağının altında Cennetin kokusu var, onu
kokluyorum derdim. Tüm gençlere sesleniyorum; aman ha analarınızın kıymetini
bilin, annelerinize de babalarınıza da yanınızda yaşlandıklarında öf bile
dedirtmeyin. Bizim medeniyetimizde ana da baba da bambaşkadır. Onlara el kalkmaz,
onlara saygısızlık olmaz. Onlara saygı, bizim medeniyetimizin gereğidir. Onun
için anayı, babayı bir yere koy olmaz. Ne yap yap, ananı, babanı yalnız koyma.
Hep beraber geleceğe yürü.
Erdoğan, boşanmak zorunda kalan kadınlara ayda 250 lira maaş verildiğini,
aynı şekilde destek verdikleri engellilerin ailelerine de şimdiye kadar
milyonlarca lira ödendiğini anlattı.
Türkiyeyi, eğitim, sağlık, adalet ve emniyet olmak üzere 4 temel taş
üzerinde yükselteceklerini söylediklerini ifade eden Erdoğan, okullarda her geçen
gün daha ileriye gittiklerini vurguladı.
Erdoğan, kız ve erkek çocuklarına belli bir destek verdiklerini kaydederek,
Parayı kime veriyoruz- Anneye veriyoruz. Babaya vermiyoruz. Duman olup gitmesin
diye değerlendirmesinde bulundu.
(Sürecek)
Muhabir: Deniz Açık - Sedat Gök
Yayıncı: Mürsel Çetin