GAZİANTEP (A.A) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, okullardaki süt
dağıtımıyla ilgili ölüm ya da bir zehirlenmenin söz konusu olmadığını belirterek,
Bir alerjik olay olduğu tespiti var. Fakat buna rağmen arkadaşlarıma verdiğim
talimatla, şimdi onlar bilimsel bir incelemeyi de bu arada yapıyorlar. Öyle
zannediyorum ki yarın ya da öbür gün bu konuyla ilgili bilimsel araştırmanın
sonucunu açıklayacaklar. Bu açıklandıktan sonra da bu konuya yönelik biz kesin
kararımızı veririz, yolumuza devam ederiz ama ben şahsen bu yoldan dönmeyi
düşünmüyorum dedi.
Erdoğan, Gaziantepten Slovenyanın başkenti Ljubljanaya hareketinden önce
havaalanında düzenlediği basın toplantısında, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Bir soru üzerine Erdoğan, Gürsel Tekinin Yeni CHP açıklamasını
değerlendirirken, Bunu CHPnin kendi iç sorunu olarak telakki ediyorum. Kendi
iç sorunu üzerinde de yorum yapmayı doğru bulmuyorum dedi.
Yunanistandaki seçim sonuçlarının sorulması üzerine Erdoğan, Yunanistandan
çok garip sandık başı sonuçlarının ortaya çıktığını belirterek, Görünen o ki
tek başına bir siyasi parti hükümet kuramayacak diye konuştu.
Yeni Demokrasi Hareketinin, yüzde 17-20 arası bir yerde, ikinci sırada sol
ulusal blokun sürpriz yaparak yüzde 15-18 arasında bir yerde olduğunu söyleyen
Erdoğan, En büyük sürprizi Pasok yaptı. Çünkü o geçen son seçimlerde yüzde 43
gibi bir oy almış partiyken, şimdi yüzde 14-17 arası bir yere oturmuş olması
gerçekten çok çok büyük bir sürpriz. Yunanistanın çok eski maziye sahip partisi
olarak belki de tarihinde en düşük oy oranına inmiş olacak. Bir de Komünist
Partisi, o da yüzde 8-9 arası bir yerde gözüküyor. Herhalde Yunanistanda bir
koalisyon hükümeti söz konusu olacak diye konuştu.
Seçimde ilk üçe giren partinin cumhurbaşkanından görev bekleyeceğini anlatan
Erdoğan, Birincisi kuramazsa ikincisi, ikincisi kuramazsa belki üçüncüsü.
Bunlar kuramadığı takdirde o zaman Yunanistanı tekrar seçim bekliyor. Başka bu
işin çıkış yolu yok dedi.
-Okul sütü projesi-
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Okul sütü programı konusunda son
bilgilerin sorulması üzerine, süt konusunda 2 hedef belirleyerek adım attıklarını
söyledi.
Bunlardan ilkinin, süt üreticilerinin sömürülmesine imkan vermemek olduğunu,
diğer hedefin de çocuklara sütle bir artı değer besi imkanı sağlamak olduğunu
ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:
Çok garip bir dünyada yaşıyoruz. Bilim adamları bakıyorsunuz çoğu zaman
sütle beslenmeyi tavsiye ederler. Böyle bir olayda, yaklaşık 7 milyon civarında
süt dağıtıyorsunuz ve bunun içinde de görüldüğü gibi nihai neticede hamdolsun bir
ölüm söz konusu değil, zehirlenme de söz konusu değil. Bir alerjik olay olduğu
tespiti var. Fakat buna rağmen arkadaşlarıma verdiğim talimatla, şimdi onlar
bilimsel bir incelemeyi de bu arada yapıyorlar. Öyle zannediyorum ki yarın ya da
öbür gün bu konuyla ilgili bilimsel araştırmanın sonucunu açıklayacaklar. Bu
açıklandıktan sonra da bu konuya yönelik biz kesin kararımızı veririz, yolumuza
devam ederiz ama ben şahsen bu yoldan dönmeyi düşünmüyorum.
Sürekli olarak gündemde tutulan bir şey var. Bu, pastörizasyonun
sıkıntılarıdır şeklinde bir kampanya başladı. Kardeşim o zaman bu, sadece
kampanyada mı meydana geliyor. Bugün bütün marketlerde satılan sütler genel
itibarıyla pastörizedir. Böyle bir olumsuz durum söz konusu olsa herhalde bunun
ne Sağlık Bakanlığından ne Tarım Bakanlığından geçmemesi gerekir. Ve herhalde
ülkemizin genelinde de -Allah göstermesin- zehirlenme vakalarından geçilmez. Bu
konuyla ilgili Bakan arkadaşlarım şu anda çalışmalarını bilimsel anlamda ilgili
üniversitelerle yapıyorlar ve açıklamayı yapacaklar.
-Tiyatroların özelleştirilmesi-
Başbakan Erdoğan, tiyatroların özelleştirilmesiyle ilgili bir soruya
karşılık da konuyla ilgili yaptığı açıklamalarda özellikle özel, özerk ve
özgür kelimeleri üzerinde durulmasını istedi.
Erdoğan, şunları kaydetti:
Bir, özel sektör olarak bu işi, kendilerine güvenen bu sanatçılar
yapsınlar. Özerk, özgür. Bunlar özgür istemiyorlar mı bu işi yapmayı, buyur
özgür yapsınlar, serbestler. İstedikleri gibi yapsınlar. Özerk, özerk yapsınlar.
Ama ben diyorum ki, özel olarak kendi imkanlarıyla kendileri yapsın. Biz şu ana
kadar Türkiyede Cumhuriyet tarihinde inşa edilmediği kadar sahne inşa ettik. Bu
sahneleri onlara veririz, onlara devrederiz demiyorum, dikkat edin. Onların
kullanımına tahsis ederiz. Diyelim ki 15 gün, 1 ay, filanca gruba, 1 ay, filanca
gruba verdik. Buradan ben inanıyorum ki yeni amatör sanatçılarımız türeyecek,
çıkacak. Onlara biz bu sahneleri verdiğimiz zaman hatta hatta bizim de Kültür
Turizm Bakanlığımızda ilgili bir kurul oluşturmak suretiyle beğenilen bu
noktadaki birçok tiyatro metinleri, vesaire gözden geçirilir, ondan sonra bunlara
destek de verilir. Sübvanse de ederiz. Nasıl sinemayla ilgili birçok senaryolar
geliyor, bunlar beğenilirse Kültür Bakanlığından hatta tanıtım fonundan da
buralara destekler veriyoruz. Aynı şeyi tiyatroda da yaparız.
Dünyanın hiçbir gelişmiş ülkesinde artık devletin bu işi kendi eliyle
yürütmediğini kaydeden Erdoğan, Destek veriyor ama kendi eliyle yürütmüyor.
Çekilmişler dedi.
Avrupa ülkelerinin de hemen hemen tamamında bu işin özerk olduğunu söyleyen
Erdoğan, Sadece Fransa bu işte biraz daha tutucu, onlar kurtulamamış. Ama belli
şeylerde yine bizim gibi yürütmüyor işi. Daha orada da rahat bir zeminde bu iş
çalışıyor diye konuştu.
Erdoğan, Kültür ve Turizm Bakanlığının konuyla ilgili yaptığı çalışmanın
önümüzdeki Bakanlar Kurulu toplantısına yetişebileceğini, kendisinin de bir
çalışma yaptırdığını belirterek, şöyle devam etti:
O çalışma da gelecek. Ondan sonra nihai kararımızı veririz. Buradan geri
dönüş yok, yalnız onu söyleyeyim. Artık devletin maaş vermek suretiyle böyle bir
işi yürütme, sürdürme diye bir şey yok. Nasıl biz özelleştirmeyle çekildiysek
ekonomik, ticari ilişkilerin içerisinden, bu tür tiyatro faaliyetlerinden de
devlet olarak biz çekileceğiz. Diyoruz ki kendiniz çok rahat bir zeminde
istediğiniz gibi gelin bütün maharetlerinizi ortaya koyun, eserlerinizi
sergileyin. Biz de sahnelerimizi tahsis ederiz. Gerekli olanları destekleriz. Ama
şu ana kadar olan süreci de artık aynı şekilde devam ettirmeyiz.
-(Kaçırılan gazeteciler) Konunun hem Suriye hem İran ayağı var-
Suriyede kaçırılan gazetecilerden Hamit Coşkunun ailesini telefonla
aradığı yönündeki haberlerin sorulması üzerine Erdoğan, Aynı haber bize de
ulaştı. Telefon görüşmesi yapmış, iyi olduklarını bildirmişler ama tabii bunlar
bizim için yeterli değil. Biz istiyoruz ki bu iki kardeşimiz de vatanlarına dönüp
annelerine, babalarına, ailelerine kavuştuğu anda bu işi bitmiş telakki edeceğiz.
Tabii bu konunun iki ayağı var, onu da artık çok açık burada söylemem lazım; hem
Suriye ayağı var hem İran ayağı var. Bu konuda Dışişleri Bakanlığımız gerekli
çalışmalarını yapıyor, sürdürüyor ve bu çalışmaların neticesinde temenni ederiz
ki iki basın mensubu arkadaşımız da ailelerine ve vatanına kavuşur dedi.
(Son)
(EKİP-TAR)