BURSA (A.A) - Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Tek tipçi,
kısıtlayıcı, her şeyi standart altına alan bir eğitimden yana değiliz. Özgür ve
hür düşüncenin, iradenin mutlaka üniversitelerimizde hakim olması gerekir. Ama
üniversiteler ideolojilerin savaş alanları da değildir. Deli gömleği giydirilmiş
ideolojilerin kavga alanı, silahlı, sopalı meydanları da değildir dedi.
Arınç, Bursa Teknik Üniversitesinin (BTÜ) 2012-2013 eğitim-öğretim yılı
açılış töreninde yaptığı konuşmada, gençlerin dinamik, idealist ve heyecan
sahibi, aynı zamanda da vatansever olduklarını söyledi.
Gençlerin bu duygularının üniversite hayatına yansımasının, üniversitelere
de mutlaka bir canlılık getireceğini ifade eden Arınç, şöyle konuştu:
Tek tipçi, kısıtlayıcı, her şeyi standart altına alan bir eğitimden yana
değiliz. Özgür ve hür düşüncenin, iradenin mutlaka üniversitelerimizde hakim
olması gerekir. Ama üniversiteler ideolojilerin savaş alanları da değildir. Deli
gömleği giydirilmiş ideolojilerin kavga alanı, silahlı, sopalı meydanları da
değildir. Her türlü protesto gösterileri yapılır. Herkes her şeyi beğenmek
zorunda değil. Ama bunları da insani bir şekilde yapmamız gerekir. Bazen susarak
yaparsınız, bazen beğenmediğinizi ifade ederek yaparsınız, ama bunu sürdürmek,
bunu taşkınlığa dönüştürmek, başkalarının özgürlüğünü kısıtlamak, orada toplantı
yapılmasını engellemek, hele hele yabancı cisimler atarak, insanları darp etmek
protesto özgürlüğü değil.
Arınç, bugün Türkiyede aslında örnek bir eğitim-öğretim yılını açtıklarını
ifade ederek, daha önce geldiği yerlerde 3-5 kişinin protesto yaptıklarını
gördüğünü hatırlattı. Uludağ Üniversitesinde (UÜ) geçmişte böyle bir durumun
yaşandığını anımsatan Arınç, şöyle devam etti:
UÜnün öğrenci sayısı diyelim ki 40 bin, daha fazlası var aslında. Peki
bağırıp çağıran kaç kişi bunlar- 4 kişi. Yani 10 binde birin protesto yapmasından
daha tabii ne olabilir- 100 kişi de 300 kişi de bin kişi de olabilirdi. Herkes
duygularını ifade edecek bir şekilde, ama bunu fiili bir darbeye dönüştürmek,
insanların üzerine gelmek, onlara cisim atmak ve orada bin kişi eğitim-öğretim
yılını açarken, bu toplantıyı sabote etmek, özgürlük değil. Üç defa beş defa
bağırırsınız, pankart açarsınız ondan sonra çekip gidersiniz. Bu yapılacaksa,
buna eyvallah. Ama insanlara hakaret etmek, toplumun huzurunu bozmak, bunlar,
bizim özgürlüklerimiz, herkesin özgürlüğü yanındaki insanın özgürlüğü kadardır,
sınır oraya kadardır. Onun da dinleme özgürlüğü var, onun da alkışlama özgürlüğü
var, onun da istifade etme özgürlüğü var. Dolayısıyla Avrupa Birliği (AB)
standartlarında, yazılı bir standart yok böyle de yani 3-5 dakikaya müsaade
etmişler. Kardeşim bağır, ben seni dinliyorum, bak saate de bakıyorum, ne olur 3
dakika sonra bu işi bitir. Sen de yorulma beni de yorma. Bu ölçülere dikkat
ettiğimiz zaman mesele yok.
-Üniversiteler bize çok aykırı gelen fikirlere bile tahammül edeceğimiz
yerlerdir-
Artık bu konulara biraz da dikkat edildiğini gördüğünü dile getiren Arınç,
şunları kaydetti:
Çünkü 3-4 kişinin, bunların bir kısmı da zaten kadroludur, yani kadrolu
nümayişçidir. Bugün onları Bursa Uludağda görürsünüz, 3 gün sonra Bilecik
Üniversitesine giderler, aynı kişiler, kamera kayıtlarına baktığınız zaman hepsi
aynı kişilerdir, farklı da olabilir, ama bir ölçüsü olacak. O yüzden
üniversiteler, özgürlük alanlarıdır. Okuyarak, tartışarak, konuşarak, birbirimize
saygı göstererek, bize çok aykırı gelen fikirlere bile tahammül edeceğimiz
yerlerdir. Üniversite yönetimlerinin, öğrenci kardeşlerimizi böylece kucaklaması
gerektiğini düşünüyorum.
(Sürecek)
Muhabir: Haluk Yüksel
Yayıncı: Erdem Gültekin