BURSA (A.A) - Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Eminiz ki bu
terörle mücadele başarıyla sonuçlanacak ve ülkede artık kardeşlik hakim olacak.
Bunun için her şeyi yapmak zorundayız. Bugünlerde yapılanlar da bu her şeyi
yapmak zorunda olduklarımızdan bir tanesidir. Ümitli olmalıyız, destek
vermeliyiz. Yeter ki silahlar sussun, yeter ki ateş bitsin, yeter ki kanayan
yaralar artık tedavi olmaya başlasın dedi.
Arınç, MÜSİAD Bursa Şubesinin 17. Olağan Kongresinde yaptığı konuşmada,
siyasetteki, ülkedeki istikrarı bozmamak, dünyadaki barışı korumak gerektiğini
ifade ederek, o yüzden bugünlerde atılan bir adımdan çokça bahsedildiğini ve buna
Türkiyenin ihtiyacı olduğunu vurguladı.
Yükekovaya, Silopiye, Iğdıra havaalanı yapmak için kamu yatırımlarının
yapıldığını, ancak iş makinelerinin yakıldığını, işçilerin kaçırıldığını,
müteahhitlerin tehdit edildiğini, haraç alındığını, vazgeçirildiğini anlatan
Arınç, Kim yapıyor bunu- Terör örgütü. Niçin yapıyor- Bölgeye yatırım gelmesin,
insanların refah payı yükselmesin, devlete düşman olsunlar diye. Biz buralarda iş
yapabilmek için çok özel şartlar içinde çalışıyoruz. İş makinelerini korumaya
çalışıyoruz. Müteahhitlere cesaret veriyoruz. Biz de geleceğiz, başında
duracağız, bu işi yap diyoruz diye konuştu.
Arınç, o bölgelerin ekonomik geri kalmışlık içinde olduğunu, ellerinden
geleni yaptıklarını ifade ederek, şöyle devam etti:
Sadece GAP değil, sulama göletleri, tarımsal amaçlı pek çok gelişme arka
arkasına geldi. Ama terör 30 yıldan fazla bir zamandır, Türkiyenin can
damarlarını maalesef köreltmeye çalışıyor. Mesela terörün maliyetini
düşündüğünüzde 84ten başlayın isterseniz, neredeyse 30 sene oldu. 30 sene içinde
terör yüzünden uğradığımız maddi kayıpları yan yana getirdiğinizde kaç bin tane
hastane, kaç yüz tane havaalanı, kaç bin tane derslik yapabilirdiniz- Bunların
hesapları çok basit. İster en basitinden 100 milyar dolar olarak kaybımızı alın,
isterseniz 200 milyar dolar olarak hedefleyin. Manevi kayıplarımız çok da ben
maddi kayıptan bahsediyorum. Bunları bir araya getirseydiniz, Türkiyenin şimdi
milli gelirdeki artışı herhalde 20 bin doları geçmiş olurdu ve Türkiyenin hiçbir
ihtiyacı kalmazdı. Türkiye uçardı. Bu kadar güzel makro ekonomik göstergelerle
çok iyiye gittiğimizi düşünüyoruz, ama her gün aldığımız bir haber içimizi
kanatıyor. Şehitler, gaziler, yaralılar...
-Bu süreçlere karşı çıkılmamalı, desteklenmeli-
Terörle mücadelenin kolay olmadığını vurgulayan Arınç, şunları kaydetti:
Sonra biz terörle mücadele ediyoruz, bu terörle mücadeleyi kolay mı
zannediyorsunuz- Bu uçaklar neyle uçuyor- Bu uçakların attıklarının maliyeti ne-
Bu tanklar, bu kirpiler, bu sudan geçenler, bu askerlerimizin intikallerinde
harcanan paralar ve bizim yeni yeni cihazlarla sadece terörle mücadeleyi
önleyebilmek adına yaptığımız milyar dolarlık masraflar eğer olmasın, buna
ihtiyaç duymasak biz bunlarla neler yapabiliriz hiç düşündünüz mü- O yüzden
istikrar huzurdur. İstikrar barıştır. İstikrar insanların birbirini
kucaklamasıdır. İstikrar insanların birbirine güven duymasıdır. Benim ülkem ne
güzel bir ülke, hiç ayrımcılık yok. Kıyafetimden, inancımdan dolayı kimse bana
hor bakmıyor. Benim önüm açık, kimse benim önümü kapatmıyor. Bu ülkede farklılık
varsa bu bir zenginliktir demek, ne kadar güzel bir şey bilebiliyor musunuz
siz-
Arınç, terörle mücadelenin ekonomik açıdan önemine de değinerek, konuşmasını
şöyle sürdürdü:
O yüzden, ihracat şu dolara ulaştı, büyüme bu noktaya geldi. 2023ün
hedefleri şudur, evet bunlar çok güzel şeyler. Ama bu hedeflere varmak için
ülkemizdeki terörle mücadeleyi başarılı kılmamız ve ülkeye huzur ortamını mutlaka
getirmemiz lazım. Her konuda çok başarılı olan hükümetimizin bu konuyu da
başarması gerekiyor. Attığımız tüm adımlarda geldiğimiz nokta iyi bir nokta.
Eminiz ki bu terörle mücadele başarıyla sonuçlanacak ve ülkede artık kardeşlik
hakim olacak. Bunun için her şeyi yapmak zorundayız. Bugünlerde yapılanlar da her
şeyi yapmak zorunda olduklarımızdan bir tanesidir. Ümitli olmalıyız, destek
vermeliyiz. Yeter ki silahlar sussun, yeter ki ateş bitsin, yeter ki kanayan
yaralar artık tedavi olmaya başlasın. O yüzden MÜSİADın da Türkiyenin
ekonomisinin de geleceği Türkiyedeki huzura, sükunete ve barışa bağlıdır. Bize
düşen de 75 milyon insanın her birine düşen de ülkedeki huzurun, barışın ve
siyasi istikrarın devam etmesini sağlanması.
Bu süreçlere karşı çıkılmamalı, desteklenmeli. Çünkü bu yapılabilecek
işlerden bir tanesidir. Bunun için uygun zemini bulursunuz, yola devam edersiniz.
Bu konularda benim 3 yıldan beri yaptığım konuşmaları yan yana getirin, aslında
çok da ipucu veriyorum. Bu verdiğim ipuclarından bir kısmını, büyük bir kısmını
halkımız anlıyor, siyasetçiler de anlıyor, taktir ediyor, ama bir kısmına en
yakınlarımızdan bile bu kadar da olmaz diye eleştiri alıyorsunuz. Geldiğimiz
nokta, eleştirilerin haksız olduğu bir noktadır, sürece destek vermemiz lazım. Ne
olacaksa aklımızla yapacağız, kendimiz yapacağız ve dışarıdan hiç kimseye de
ihtiyaç duymayacağız. O yüzden siyasi istikrarın ekonomiye olan katkısını göz
ardı etmeden Allahın izniyle yolumuza huzur içinde devam etmeliyiz.
(Sürecek)
Muhabir: Haluk Yüksel
Yayıncı: Hızır Hacısalihoğlu