BURSA (A.A) - Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, yerel seçimlerin
öne alınmasına yönelik TBMMde yapılan oylamaya ilişkin, İtiraf etmeliyiz MHP
içinden de AK Parti içinden de veya tamamı MHPden veya tamamı AK Partiden Allah
için doğru konuşmalıyız, kimsenin kalbini yarıp bakamadık, kimsenin arkasına
hafiye de takmak niyetinde değiliz eksik oy verenler çıktı gibi dedi.
Arınç, partisinin İl Danışma Meclisi Toplantısında yaptığı konuşmada,
mahalli seçimlerin takiben 6 ay önceye alınmasıyla ilgili anayasa değişikliği
konusunda, bir çalışma yapıldığını söyledi.
Mart ayının tüm Anadolu, özellikle de bazı bölgeler için seçim
kampanyalarının zor yapılacağı bir ay olduğunu, Eski BBP Genel Başkanı Muhsin
Yazıcıoğlunun da bir seçim gezisi sırasında karlı, buzlu bir havada helikopter
kazasında hayatını kaybettiğini anlatan Arınç, İkinci gerekçemiz de 2014 mart
ayında seçimler olursa 2 ay sonra da Cumhurbaşkanlığı seçimleri yapılacak. Çünkü
anayasa diyor ki Cumhurbaşkanı da görev süresinin dolmasından önceki 60. günde
seçilir. Ağustosta seçilmişti Cumhurbaşkanımız, 2 ay öncesine alırsak haziranda
seçim yapacağız. Nisan başı mart sonu, nisan, mayıs haziranda da Cumhurbaşkanlığı
seçimi, iki seçimi bir yıla koymayalım. Bu hem Seçim Kurulunun çalışmaları
bakımından hem de Türkiyenin geneli bakımından zor olur demiştik diye
konuştu.
Arınç, MHPnin de aynı gerekçeye katıldığını ve Biz de mahalli seçimlerin
öne alınmasını istiyoruz şeklinde görüş bildirdiklerini hatırlatarak, CHPnin
önce karşı çıktığını, sonra da karşı çıkmayacağını, ancak imza atmayacaklarını
bildirdiklerini belirtti.
Anayasa değişikliğinden 367 oy alarak çıkabilir miyiz- diye bir noktada
olup olmadıklarına baktıklarını ifade eden Arınç, iki partinin de garanti
verdiğini ve genel başkanların imzaladığı, 300e yakın milletvekilinin imzaladığı
bir anayasa değişikliğinin meclise sunulduğunu anımsattı. Arınç, şunları
kaydetti:
Arkadaşlar siyaset şöyle bir şeydir; bir genel başkan bir yere imza
koyduysa, grup başkan vekilleri, bakanlar, milletvekilleri imza koyduysa, bütün
grubun onun arkasında durması ve ona oy vermesi gerekir. Bu her parti için de
böyledir. Dolayısıyla bizim düşüncemize göre, 374 civarında bir oyla hiçbir parti
oy vermese bile bu geçmiş olacaktı. Bir de burada bir usul vardır. İki defa
görüşülür anayasa değişiklikleri ve iki görüşmenin arasında da en az 48 saat
olması gerekir. Dolayısıyla 2 haftamızı aldı bizim anayasa değişikliği. Mesela
komisyondaki görüşmeler sırasında CHPlilerin itirazları oldu ama, muhalefet
şerhi yazmadılar, yani sözlerinde o noktada durdular. Ama oylama günü geldiğinde
CHP oy vermedi, vermeyeceğini ifade etti. BDP oy vermedi, vermeyeceğini ifade
etti. Kaldık MHP ile karşı karşıya.
-İğneyi kendimize, çuvaldızı başkasına batırmak lazım-
Arınç, anayasa değişikliklerinin hangi maddesinin kaç oyla geçerse geçsin
önemli olmadığını ifade ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
Tümünün oylaması, en sonunda yapılan oylama 367nin üzerindeyse, eski
maddelerde alınan oylara bakılmaz, son madde için alınan oylama geçerli olur.
Buna tümünün oylaması, arkasındaki maddeleri de çeker diye bir kural var.
Dolayısıyla ilk maddelerde çıkan oylar çok önemli değildi. Ama son oylamada
367nin üzerinde çıkması lazımdı. Gördük ki 8 milletvekili oylamaya katılmadı.
Bunların 4ü AK Partiden 4ü MHPdendir. Nasıl oluyor da 4 milletvekili bu
oylamaya katılmıyor. Son oylamanın ne kadar önemli olduğunu bile bile. Sorarsanız
hepsinin mazereti vardı. Bizdekilerin iki tanesi Hacca gitti, 2 tanesinin nerede
olduğunu ben bilmiyorum. MHPdekiler nerede olduğunu bilmiyoruz, önemli noktada
insanlar. Birisi genel başkan yardımcısı, ama onlar da izinli diyorlar. Peki
kritik bir oylamada 8 kişiye birden izin vermek ne kadar doğru- İğneyi kendimize,
çuvaldızı başkasına batırmak lazım. Diyelim ki bu 8i gelmedi, ama 374e kadar
yine biz bunu aşabilecek noktadaydık. O zaman itiraf etmeliyiz MHP içinden de AK
Parti içinden de veya tamamı MHPden veya tamamı AK Partiden Allah için doğru
konuşmalıyız, kimsenin kalbini yarıp bakamadık, kimsenin arkasına hafiye de
takmak niyetinde değiliz eksik oy verenler çıktı gibi. Yani şu veya bu sebeple
seçimlerin öne alınmasını zihninde kabul edemeyen herhalde birkaç milletvekilimiz
olmuş gibi buna MHP de dahil. Yani bilseydim ki MHPlilerin içinden oy vermeyen
çıktı, bunu açıkça söyler ve eleştirirdim. Ama gizli bir oylamada kimin ne oy
verdiğini doğrusu bilemiyorum. Peki, ne oldu sonuçta- Bir şey kaybetmedik, ama
bir partinin prestiji var. Bir partinin genel başkanının MHP de olsa AK Parti de
olsa prestiji var, gücü var. Ben buna imza koydum, bu teklif benimdir dedikten
sonra hiçbir milletvekili hiçbir düşünceyle bunun aleyhinde bir davranış
gösteremez. Gösterirse yanlış olur, o kadar büyük bir yanlış olur ki, sonunda
siyasi hayata veda etmek zorunda bile kalabilir.
Parti olarak, 2010 yılının mayıs ayında 26 maddelik bir anayasa
değişikliğini meclise getirdiklerini hatırlatan Arınç, mecliste 367den az oy
aldıkları için referanduma gittiklerini ve milletin yüzde 58 Evet oyuyla
Türkiyede yer yerinden oynadığını dile getirdi.
-Bir tanesi de kapağı MHPye attı-
Arınç, mükemmel anayasa değişikliklerinin yapıldığını, ancak o tekliflerin 3
maddesinin mecliste kabul görmediğini anımsatarak, şöyle konuştu:
Sadece biz Evet oyu veriyorduk. CHP hiçbir milletvekilini sandığa oy
atmaya götürmedi. BDP içeri girmedi, MHP her defasında Hayır oyu verdi. Demek
ki 330un altında kaldığımız gün, bizim içimizden 3-5 kişinin oy vermediği çok
muhakkak, çok kati olarak karşımıza çıktı. Sonra bunları bulduk, yaptıklarının
yanlış olduğunu söyledik. Çünkü bizim 26 maddelik anayasa değişikliğimiz, son
1982den bu yana yaptığımız en hayırlı iştir. Darbe anayasasını ters yüz
etmektir, egemenliğin halkta olduğunu göstermektir, özgürlüklere açılan kapıdır,
Türkiyedeki darbeci anlayışın son bulmasıdır. Buna Hayır diyebilir mi bir AK
Parti milletvekili. Sonunda halka götürdük, yüzde 58 ile kabul gördü. Ama keşke,
o 3 madde de kabul edilebilseydi. Dolayısıyla biz hayır oyu verdik diye
sonradan ortaya çıkanlar bugün AK Partide yer almıyorlar. Çoğu siyasi hayattan
çekilip gitti, bir tanesi de kapağı MHPye attı. Şunu söylemek istiyorum; bir
genel başkanın, bir Başbakanın hatırı hiçbir zaman çiğnenmez. MHP açısından
söylüyorum, genel başkanının Evet dediği imza attığı bir teklife hiçbir
milletvekili Hayır diyemez. Kim yaptıysa yanlış yapmıştır. Sonucunda, dünyanın
sonu değil, demek ki seçimler zamanında yapılacak diye de düşünebiliriz. Sayın
Cumhurbaşkanımız nasıl bir takdirde bulunacak, onu göreceğiz. Ya referanduma
götürmek üzere imzalayacaktır ya meclise iade edecektir. Ama bu konuda asıl
kararı verecek olan çoğunluk, iktidar partisi olan AK Partidir. AK Parti de bu
durumda ne yapacağını önümüzdeki birkaç gün içinde kamuoyuna açıklayacaktır.
(Sürecek)
Muhabir: Haluk Yüksel
Yayıncı: Doğan Sarıtaş