ÇANAKKALE (A.A) - Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Biz 10
yıllık iktidarımız döneminde, bütün bu tarihte yaşanmış acı olayların hepsinin
üzerine en azından hesaplaşarak çözen ve yine önümüze bakarken de artık bu
noktalarda ayrımcı politikalar izlemeyen bir hükümetiz. Bizim görevimiz dağa
çıkmaları engelleyecek tedbirler almak ve dağdakilere de artık silah bıraktırarak
terör eylemlerinden vazgeçirerek bir şekilde Türkiyenin huzura kavuşmasıdır
dedi.
Arınç, Çanakkale Polisevinde düzenlediği basın toplantısında, Türkiyede
dağa çıkmalar devam ettikçe ve dağdan inmeler olmadıkça terörle mücadelenin
sonuna gelinmiş sayılmayacağını bildirdi.
Dolayısıyla dağa çıkmanın psikolojik faktörlerini mutlaka ortaya koymak ve
onlarla mücadele etmemiz gerekiyor diyen Arınç, Zaman içinde Türkiyede bu
ağır işkenceleri kim görmüş olursa olsun, evinin önünden alınıp götürülen
babalar, babalarını bekleyen eşler ve çocuklar, 102 yaşında hala kayıp çocuğundan
haber alamadan gözünü kapatma noktasında olan Berfo nineler oldukça Türkiyede
bir dönemin hesabını tamamen görmek ve yeni özgürlükler alanının tamamen ortaya
çıktığını görmek hepimiz için elbette arkasında bir ideal olarak koştuğumuz bir
nokta olarak kalacaktır ifadelerini kullandı. Arınç, şöyle devam etti:
10 yıllık iktidarımız Türkiyenin siyasal hayatında en güzel noktadır, en
iyi noktadır. Çünkü bu 10 yıl içinde herkes inancını, etnik kökenini, bütün
farklılıklarını millet olarak bir arada yaşamanın ve bunu zenginlik olarak kabul
etmenin, kabul edildiği bir noktayı görmüştür. Sayın Başbakanımız bir gerçeği
ifade ediyor. Ben de bir gerçeği ifade ediyorum. Evet, Türkiyede çok eziyet
gören, çok ahlaksızca işkencelere maruz kalan, eşiyle çocuklarıyla, olan işini
kaybeden, 28 Şubatın listelerinde iş yerlerinden olan, sokakta dilenmeye muhtaç
kalan pek çok insan olmuştur, ama bunların hiçbirisi dağa çıkmayı düşünmemiştir.
Onlar bu ülkeyi seven insanlardı. Bu ülkenin geleceğinden ümitli olan insanlardı.
Müspet hareket etmişler ikna ile ve yollarına devam ederek bugünkü noktaya
gelmişlerdir. Ama unutmayalım ki geçmişte kendilerine yapılan bu kötü hareketleri
kabullenemeyen insanlar da olmuş ve onlar hala Türkiyenin karanlıkları
içerisinde bir kayıp nesil olarak önümüzde durmaktadır.
Bülent Arınç, derin devlet ile ilgili bir soru üzerine, Artık
Başbakanımızın sözlerine yorum getirmek saygısızlık olur. Gayet güzel bir konuşma
yaptı akşam. Benim de şahsen her yönüyle paylaştığım bir konuşma oldu. Ama bana
bakan yüzünü söylediniz ben de buna cevap vermeye çalıştım. Orada çok farklı
konulara da girdi. Hepsiyle ilgili çok güzel çok anlayışlı noktalar ortaya koydu.
Sanıyorum kamuoyu da bunları büyük ölçüde paylaşmıştır diye konuştu.
Gazetecilerin yıpranma hakkıyla ilgili olarak, bir sorusu üzerine Arınç,
şunları kaydetti:
Bu konuda son çalışmayı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığımız yapıyor.
Sayın Başbakanımız onlara talimat verdi. Hemen hemen üzerinde 1 yıldır
çalıştığımız bir konudur. Sayın Bakanımız Faruk Çelik, bir bilim kuruluna
meseleyi götürdü. Sanıyorum onların çalışması önümüze geldiğinde Bakanlar
Kurulunda konuyu görüşeceğiz. Ama biz gazetecileri seviyoruz. Doğrudan ilgili
bir bakan olarak da bildiğiniz gibi Çanakkalemize Basın Yayın İl Müdürlüğünü
kurduk. Müdürümüzü de atamış olduk. İnşallah sizlerle çok daha güzel hizmetler
yapacaktır.
-Terörü meydana getiren sebepler üzerinde durmamız lazım-
İnsanların söyledikleri geçmişte kendilerini takip eder diyen Bülent
Arınç, konuşmasını şöyle tamamladı:
Dolayısıyla bizim hem Mecliste genel kurulda tutanaklarda
söylediklerimiz, hem de basının önünde söylediklerimiz bizim için fevkalade
önemlidir. Dağa çıkma konusunda eğer beni eleştirme noktasında olanlar varsa,
unutmasınlar ki bunlar PKKlı teröristlerle bir dağ yolunda kucaklaştığı zaman
ilk tepkiyi Bursadan ben vermiştim ve bunların affedilmez suç işlediğini, bunun
bir bombalamaktan daha kötü bir şey olduğunu ben ifade etmiştim. Terörle mücadele
etmek ayrı bir şeydir, ama tarihteki gerçekleri ifade etmek ayrı bir şeydir.
Oradan alacağım sonuç şudur ki, terör bir sonuçtur. Terörü meydana getiren
sebepler üzerinde durmamız lazım. Eğer sebepleri görmez ve onlar üzerinde
çalışmazsanız sonuç yaşamaya devam eder. O yüzden 5-6 sebep vardır ki Türkiyede
terörü büyütmüştür ve bir yangın haline getirmiştir. Eğer bir insan kimliğini
rahat ifade edemezse bu bir şeydir. Sosyal anlamda insanlar fakirleşir ve
yoksullaşırsa, yarın endişesi daha çok artarsa bu başka şeydir. Geçmişte yaşanan
olaylara tepki göstermek farklı şeylerdir. Ama biz 10 yıllık iktidarımız
döneminde, bütün bu tarihte yaşanmış acı olayların hepsinin üzerine en azından
hesaplaşarak çözen ve yine önümüze bakarken de artık bu noktalarda ayrımcı
politikalar izlemeyen bir hükümetiz. Bizim görevimiz dağa çıkmaları engelleyecek
tedbirler almak ve dağdakilere de artık silah bıraktırarak terör eylemlerinden
vazgeçirerek bir şekilde Türkiyenin huzura kavuşmasıdır. Benim söylediğim
sözlerin herhalde bu kapsamda anlaşılması gerekir diye ifade ediyorum.
Muhabir: Mehmet Bayer
Yayıncı: Doğan Sarıtaş