ÇANAKKALE (A.A) - Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, 32 yıl
içinde anayasanın en az 70 maddesinin değiştiğini ve birbirinden kopuk hale
geldiğini, geri kalanın da darbenin izini veya gölgesini taşıyan şekle
dönüştüğünü belirterek, Yapacağımız tek şey, hangi partiden olursak olalım,
halkın taleplerini, çağdaş ilkeleri, demokrasi ve hukuk standardını yükseltecek
yeni bir anayasa yapımını başarmalıyız dedi.
Arınç, Çanakkale Düşünce Platformunun açılışındaki konuşmasında, siyasetin
hayatın her safhasında bulunduğunu belirterek, ülkenin daha iyi nasıl
yönetileceğini düşünmenin siyaseti düşünmek olduğunu söyledi.
Ülkede Başkanlık Sistemi tartışmaları varsa, buna kulakları tıkamanın,
gözleri kapamanın çare olmadığını dile getiren Arınç, şöyle konuştu:
Bu sistem nedir, ne değildir artıları eksileri nedir, faydalı mı zararlı
mı, iyi kötü mü, doğru mu yanlış mı, az mı çok mu, bunları tartışmak beynin
işidir, fikri düşüncesi olan insanların işidir. Tartışmak yerine kavga etmek,
konuşmak yerine küfretmek, birileri için cazip olabilir ama bizim amacımız,
insanların düşünebilmesi, okuyabilmesi, incelemesi, araştırması, bilgi sahibi
olması, ondan sonra da fikir sahibi olmasıdır. Türkiyede çarpıklıklardan birisi
de şudur ki, bilgisi olmayan insanlar fikri varmış gibi konuşabiliyorlar. Önce
bilgiye ulaşacağız. Bilgi hikmetle eş anlamlıdır. Mutlaka onu Çinde bile olsa
arayıp bulacağız ki, bilgiye ulaşmak için Çine gitmeye de artık gerek yok...
-Yeni anayasa çalışmaları-
Arınç, yıl sonuna yaklaşıldığını belirterek, geçen yıl ekim ayında TBMMde
bütün siyasi partilerden eşit üyenin temsil edildiği Anayasa Uzlaşma Komisyonu
kurulduğunu ve çalışmalarının sürdüğünü hatırlattı.
Hedefin, bu yılın sonuna kadar Türkiyenin yeni bir anayasaya kavuşması
olduğuna dikkati çeken Arınç, Bu konuda bütün partiler, aynı samimiyetleri
ifade ettiler, masadan kalkmayacağız, yıl sonunda Türkiye mümkün olursa yeni,
çağdaş, daha demokratik anayasaya kavuşacak dediler ifadelerini kullandı.
Yılın sonuna doğru gelindiğini dile getiren Arınç, şöyle devam etti:
Henüz işin yarısında gibi görünüyor, belki de yüzde 30 ya da 40ında. Ama
gelinen noktayı ben şahsen önemsiyorum. Dolayısıyla Meclis Başkanımız, bu
çalışmaların devam etmesi konusunda inisiyatif ortaya koyar ve siyasi partiler de
bu anlayışta olursa işi bitirene kadar komisyonun çalışmasında fayda var.
Türkiye, 2012 yılın sonunda, aradan yıllar geçtikten sonra kendi meclisinde, yani
milletin iradesiyle tecelli etmiş olan, millet iradesinin tecelligahı olan
parlamentoda, parlamenterlerin sivil düşünceleriyle yeni, çağdaş, demokratik
anayasaya kavuşmalıdır. Buna her zamandan çok ihtiyacımız var.
-32 yıl içinde anayasanın en az 70 maddesi değişti-
Arınç, Türk siyasi hayatına bakıldığında, 23 Nisan 1920den bugüne, ilk
olarak 1921de yapılmış bir anayasa bulunduğunu anlatarak, bunun, az maddeli ama
mecliste yapılmış bir anayasa olduğunu bildirdi.
Daha sonra 1924 anayasası yapıldığını anımsatan Arınç, şunları söyledi:
Bu 1960a kadar devam etti. O da çağdaş, o dönem için demokratik usulleri
içeren anayasaydı. 1960ta askeri darbe oldu. Darbenin iradesiyle yeni anayasa
yapıldı. Sonra 1980de yine darbe oldu. O, 1982 anayasasını getirdi. Elimizde bu
anayasa halen var. 175 artı geçici maddeleriyle bir anayasa. 32 yıl içinde
anayasanın en az 70 maddesi değişti ve birbirinden kopuk hale geldi. Geri kalanı
da darbenin izini veya gölgesini taşıyan şekle dönüştü.
Başbakan Yardımcısı Arınç, Türk siyasi hayatında en önemli noktalardan
birisinin, son yıllarda en önemli olanın, 12 Eylül 2010da yapılan Anayasa
Referandumu olduğunu vurgulayarak, bu Anayasa Referandumunda, anayasanın en
önemli 26 maddesinin halkın oylamasına sunulduğunu anımsattı.
Halkın yüzde 58sinin bu oylamada evet dediğini belirten Arınç,
Çanakkale hayırda fazla çıktı ama Türkiye yüzde 58le evet dedi. Türkiyenin
yüzde 58le evet dediğine Çanakkale niye hayır der aklım henüz almadı ama
önemli olan, halkın yüzde 58le her şeye rağmen, referandum öncesi yaşananları
hepimiz biliyoruz, yeni değişikliklere evet dedi diye konuştu.
Arınç, referandumla yapılan en önemli madde değişikliği ile darbecilik
ruhunu içinde taşıyan, darbe yapanları ilelebet korumayı amaçlayan geçici
maddenin tamamen ortadan kaldırıldığını ifade ederek, o madde ortadan kalktığı
için şimdi 12 Eylül darbesini yapanların, yataklarında bile olsa sanık olarak
yargılanabildiğini söyledi.
-O anayasanın da tamamen yürürlükten kaldırılması gerekiyor-
Bülent Arınç, Meclisin darbeler ve muhtıralar dönemini ciddi araştırmaya
tabi tuttuğunu belirterek, bazı dönemler için yeni davalar açıldığını,
sorgulamalar yapıldığını bildirdi.
En önemli komisyonlardan birisinin de Dilekçe Komisyonu olduğunu vurgulayan
Arınç, Dilekçe Komisyonu da kendine ulaşan halkın taleplerini önemle dikkate
aldı, bu konuda ciddi raporlar yayınladı. Hatta bazı raporları hayata geçirildi,
insanlar huzursuzluktan kurtulmuş oldular dedi.
Arınç, Anayasanın değiştirilen o maddesiyle darbe yapmanın, darbeyi
düşünmenin, cuntacılık faaliyetlerinin, sivil hükümetleri devirmenin, millet
iradesine karşı çıkmanın ve durumdan vazife çıkarmanın mümkün olmayacağını dile
getirerek, Ama bunu kabul ettiğimize göre, 1980 darbesinin sonunda kabul
edilmiş olan o anayasanın da tamamen yürürlükten kaldırılması gerekiyor dedi.
TBMMnin, siyasetin kalbi olarak, millet iradesinin tecelli ettiği yer
olarak çok güçlü noktaya geldiğini belirten Arınç, şöyle devam etti:
Millet, sorunlarının çözümünü Meclisten bekliyor. Gözünü başka yere
dikmiyor. Dolayısıyla 1982 Anayasasının birbiriyle ilişkisi bile kalmamış
maddeleriyle ayakta durması mümkün değil. Yapacağımız tek şey, hangi partiden
olursak olalım, halkın taleplerini, çağdaş ilkeleri, demokrasi ve hukuk
standardını yükseltecek yeni bir anayasa yapımını başarmalıyız. Ben bu konuda
siyasi partilerin samimiyetle çalıştıklarına inanıyorum, inanmak zorundayım.
Çünkü böyle bir şeyin akamete uğraması, elbette siyasi partileri de meclisi de
yaralar.
-Halk, meclisten yeni bir anayasa bekliyor-
Arınç, halkın, meclisten yeni bir anayasa beklediğini vurgulayarak, şunları
kaydetti:
Mevcut partilerin üyelerinin, Meclis Başkanımızın başkanlığında işe ciddi
sarılmalarını, işlerini daha fazla yoğunlaştırmalarını, biraz daha gayretle
sonuca ulaşmalarını bekliyoruz. Çünkü anayasalar, toplumun temel belgeleridir,
mutabakat belgeleridir. Halkın, siyasi, toplumsal, sosyal, gelenekleriyle, örf ve
adetleriyle ortak değerleriyle inançlarıyla birlikte paylaştığı temel bir
belgedir. Herkesin kendine göre kabulleri olabilir ama toplumun, işte bu benim
anayasam ne kadar da güzel oldu, ben de böyle istiyordum diyeceği, temel haklar
görevler, ödevler neyse, insanların insanlık hakkı olarak ezelden gelen ve bugün
tüm anayasaların kabul ettiği bir takım prensipleri içinde barındıran,
ansiklopedi gibi olmayan, daha az maddeli, daha öz, bir edebiyat şaheseri olarak
yazılabilecek, herkesin bir lastik gibi oraya buraya çekmeyeceği, farklı farklı
yorumlamayacağı, iki kere ikinin dört edeceği, herkesin rahatlıkla bu anayasa
şunu söylüyor diyebileceği, bir anayasaya kavuşmayı diliyorum.
(Bitti)
Muhabir: Zafer Akpınar
Yayıncı: Doğan Sarıtaş