İSTANBUL (A.A) - Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, tiyatroların
özelleştirilmesi konusunda, Bence sağlıklı bir tartışma. Biz daha özgür olmak
istiyoruz dediler ve hükümet de anlayışla karşıladı Daha fazla özgürlük ancak
özelleşmeyle mümkün olur dedi. İşimizi bitirdiğimizde düğmeye basarız dedi.
TRT Haberde yayınlanan Özel Gündem programına katılan Arınç,
tiyatroların özelleştirilmesine yönelik bir soru üzerine, Devlet Tiyatroları ve
Şehir Tiyatrolarında bildiği kadarıyla 1500 kişinin çalıştığını, bunların içinde
sanatçılar, aktörler, aktrislerin de bulunduğunu, teknik anlamda çalışanların da
olduğunu belirterek, 50den fazla sahnede hizmet verildiğini kaydetti.
Başbakan Yardımcısı Arınç, konuşmasını şöyle sürdürdü:
Son zamanlarda bir tartışma var ama bence sağlıklı bir tartışma. Özgürlük
alanımız kısıtlanıyor, yönetim bize müdahale ediyor, özel alanlarımıza
karışıyorlar diye sokaklara çıktılar, itirazlar ettiler, şarkılar söylediler.
Biz daha özgür olmak istiyoruz dediler ve hükümet de anlayışla karşıladı Daha
fazla özgürlük ancak özelleşmeyle mümkün olur dedi. Özlük haklarına zarar
getirmeme suretiyle özelleştirme düşünüyoruz. Bunun için çağdaş, batı
ülkelerindeki örnekler de dikkate alınacak. Bugüne kadarki çalışmaları, aldıkları
ücretler, kıdemler, bütün bunlar dikkate alınacak, bir kuruş bile geriye gitmemek
üzere ve mevcut sahneler belki de özelleştirme sonrası bu özel tiyatrolara
devredilecek, buralarda istedikleri repertuvar ve içerikle daha özgür alanlarda
sanat yapmaları temin edilecek.
-Onlar, bunun sırrını biliyorlar-
Muhsin Ertuğrul Sahnesinin yenilenmesi sırasında da benzer tartışmalar
yaşandığının hatırlatılması üzerine Arınç, o alanlarda kötü sabıkalarının
bulunmadığını belirterek, hem AK Parti iktidarında hem de Başbakanın İstanbul
Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemde, sanata ve sanatçıya verilen değerin
en üst noktada görülebileceğini söyledi.
Başbakan Yardımcısı Arınç, şöyle konuştu:
Taksimdeki AKM yıkılır mı yıkılmaz mı- Bunun üzerine belki günlerce
bağırdılar, çağırdılar. Muhsin Ertuğrul Tiyatrosu ne olacak- Bağırdılar,
çağırdılar. Hiçbirisinde bir santim geriye gitmek olmadığı gibi en güzel
projelerde sanata ve sanatçıya verilen maddi ve manevi desteklerle bugünlere
kadar gelindi ama siz işveren durumunda olan hem devletin hem de belediyelerin,
Bize hiçbir şekilde müdahale etmesinler, biz ne istersek versinler, bize
karışmasınlar. Böyle bir yönetim anlayışı dünyanın hiçbir yerinde yok.
Verdiğimiz kadarının onda, yirmide birini bile alamıyoruz. 52 tane sahne
yapmışız, ama seyirci sayısını topladığımızda en büyük şehirlerde bile 10 bin 20
binden bahsediyoruz. İstanbul gibi 14 milyonluk bir şehirde toplasanız bunun
yüzde biri bile yok. Bugünkü yönetim anlayışıyla tiyatrolara seyirci çekmenin
veya tiyatroları halka açmanın da başarılı bir yönetim olmadığı görüldü.
Dolayısıyla sanatçılar, kendi sahnelerini kendileri yönetirlerse halkla daha
kolay buluşabilirler. Aslolan budur. Eserlerinizi oynadığınız zaman, sizi
seyredecek bir kitle bulmanız lazım. Onlar bunun sırrını biliyorlardır. Daha çok
halkla ilişki kurarlar, halkın daha çok arzu ettiği sahnelenecek eserler
bulabilirler, repertuvarlarını onlara göre düzenlerler. Bu konuda yapacağımız
çalışma iki tanedir. Bunlardan birincisi, Kültür ve Turizm Bakanlığı ve onun
bürokratları, uzmanları Nasıl özgür ve özel bir tiyatroculuk olabilir bunun
örneklerine bakacak ve işin mali boyutuyla Maliye Bakanlığı ve diğer bakanlıklar
ilgilenecek. Çalışanların maddi anlamda hiçbir zarar görmemesi ve bu sahnelerin
olduğu gibi özelleştirilmek suretiyle halka daha çok açılabilir. Bunun yolunun
bulunması lazım. İşimizi bitirdiğimizde düğmeye basarız.
-Türkiye, en geç bu yılın sonuna yeni anayasaya kavuşacak-
Türkiyenin planlamaya göre, en geç bu yılın sonuna kadar yeni anayasasına
kavuşacağını belirten Arınç, 2012 yılı sonuna gelindiğinde, bu anayasanın
Mecliste kabul ediliyor olması lazım dedi.
Arınç, Nisan ayı sonu itibarıyla halkın görüşleri, düşünceleri, sivil toplum
kuruluşlarının yeni anayasadan beklentilerinin tartışıldığını, internet sitesine
yüklendiğini, yazılı olanların alındığını, TBMM Başkanı ve arkadaşlarının 10a
yakın ilde büyük toplantılar yaptıklarını anlatarak, bu toplantıların
sonuçlarının metinlere aktarıldığını hatırlattı.
Bu aşamadan sonra bir iskelet, çatı oluşturulacağını belirten Arınç, serbest
düşünce ile görüşlerin açıklanmaya ve metnin yazılmasına başlanacağını söyledi.
Arınç, Ekim ayı, yeni yasama dönemidir. Ekim ayından sonra yasama
faaliyetleri mecliste başlar diye ümit ediyorum dedi.
Başbakan Yardımcısı Arınç, Yeni anayasanın TBMMden geçmeme ihtimali olup
olmadığının sorulması üzerine şöyle konuştu:
Onu aklımıza bile getirmek istemiyoruz ama ihtimal derseniz yüzlerce
ihtimal olabilir. İyi niyetle başlandı, her parti içinde iyi niyet var diye
görüyorum. Genel başkanlar da komite üyeleri de Bunu başaracağız diye yola
çıktılar. Bize düşen, onlara destek olmaktır, onların iyi niyet ve gayretini
ödüllendirmektir, onların işini kolaylaştırmaktır. Bu aşamada bize herhalde fazla
bir iş düşmüyor. Çok iyi bir ekiple çalışıyorlar. Aklından başka şey geçiren
olabilir, herhangi bir siyasi gelişmeyle bu iş, şu veya bu mecraya dönebilir.
Bunları düşünmek bile istemiyoruz. Artık Türkiye darbeler anayasasından
kurtulmalı, yeni, çağdaş, özgür, daha demokratik sivil bir anayasayı yapmak ve
başarmak durumunda.
(Sürecek)
(SBE-MRT-KAF)