BURSA (A.A) - Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Umuyorum ki bu
yılın sonuna kadar inşallah terörle mücadelede çok iyi bir noktaya gelmiş
olacağız. Bunun şartlarının Türkiye için hazırlanmasının gayreti içindeyiz.
Ümidimiz budur dedi.
Arınç, hafta sonunu geçirdiği Bursada dün katıldığı ve bugün banttan
yayımlanan Bursa TVdeki Nesli Yaşam programında soruları yanıtladı.
Devletin, terör örgütü PKKya karşı mücadelede daha etkili ve sonuç
alınabilecek şekilde tüm imkanlarını güncellediğini söyleyen Arınç, terör
olaylarında dış desteğe dikkat çekerek, şunları kaydetti:
Dış politikadaki özellikle komşularımızda meydana olaylarla bunun bir
bağlantısını kurmak mümkün. Ne kadar kurulabilir tabii iki ülkeyi veya birkaç
ülkeyi ilgilendirdiği için bunu çok aleni tartışmak mümkün değil. Ancak son PKK
eylemlerine mukabil güvenlik güçlerimizin yaptığı operasyonlarda bunların
Türkiyeden olmadıkları büyük çoğunlukla ortaya çıktı. Bir kısmının Suriye
kökenli, bir kısmının İrandan geldiği, bir kısmının başka ülkelerden sırf PKK
için eylem yapmak üzere gönderildiği ortaya çıktı. Anlaşılıyor ki eylemleri
yapanlarla, eylem sonucu etkisiz hale getirilenlerin bir kısmı PKKya veya ona
taşeronluk yapmak üzere dışarıdan gönderilmiş eylemciler. Zaten eylem türleri de
profesyonellik açısından biraz da bunu gösteriyor. Dolayısıyla onlara karşı
yürütülen mücadele yöntemlerinin değişmesi mümkündür. Biz elimizdeki tüm
imkanları güncelleyerek daha etkili ve sonuç alabilecek şekilde yeniliyoruz.
-Terörle mücadelede istihbarat ve önleyici tedbirlerin önemi-
Terör eylemlerine karşı kirpi denilen mayına dayanıklı araçları riskli
bölgelerde daha fazla bulundurduklarını belirten Arınç, iki nokta üzerinde çok
dikkatle durduklarını belirterek, şöyle devam etti:
Bunlar şudur diyemem ama iki önemli konu var. Birincisi; bu eylemleri
önleyebilmek için güçlü bir istihbaratın sahibi olmalıyız. Çünkü sağlıkta bile
hıfzıssıhha, koruyucu hekimlik önemlidir. Aynen terörde, teröristle mücadelede de
istihbaratla, önleyici tedbirler çok önemlidir. Bu konuda istihbaratın bir araya
gelmesi, alınan bilgilerin analiz edilmesi ve gerçekliğinin saptanması, buna
karşı kullanılacak yöntemler konusunda başarılı olduğumuzu düşünüyorum. Ama niye
bu eylemler oluyor derseniz hepsini önlemek mümkün değil.
İkincisi de diyelim ki her şeye rağmen eylem vukua geldi bunu asgari sayıda
tutmak ve bunun karşılığında bunu yapanları yakalamak, yargı önüne çıkarmak veya
bir çatışma ise cezalarını vermek yapılacak ikinci iş de budur. Bazen insansız
hava araçları, bazen insan istihbaratı ve teknolojik istihbarat ile o bölgeye iyi
yetişmiş özel güvenlik güçlerini bizzat alanda mücadele etmek üzere göndermekle
bildiğimiz her şeyi yapıyoruz. Mesela son olarak kirpi denen araçları o bölgeye
daha çok göndermeye başladık. Kirpiler mayına, tuzaklara karşı da koruyucu
sağlayan bir unsur. Mesela polislerimiz böyle bir aracın içinde olsalardı
herhalde zayiatımız bu kadar çok olmayabilirdi. Daha çok askerimiz kullanıyor.
Yani mermiye karşı, mayına karşı araçları bölgede bulundurmaya daha çok
başladık.
-Bir akrebin kendisini sokması diye tarif ediyorum-
Türkiyenin dışında, terör ve teröristle mücadele eden başka birçok devletin
de olduğunu dile getiren Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:
Terörle, teröristle mücadeleyi dünyada sadece biz yapmıyoruz. Pek çok
demokratik ülkede terör can aldı. Bireysel hedeflerin yanında toplu hedefleri de
dikkate alarak insanları korkuyla yaşar hale getirmek zaten örgütlerin en büyük
hedefidir. Bunu her yerde yapacak. Özellikle PKK bölücü örgütü 2012 yılında toplu
hedeflere ve can alıcı suikastlara yöneldi. Bunu her yerde söylüyoruz. Ne kadar
aza minimize edebilirsek belki etkinliğimiz daha da artmış olacak. Ama şunu
unutmayın bu kadar acımız var, üzüntümüz var, ama Türkiyede sosyal yaşam devam
ediyor. Bu endişemiz geleceğe dönük bir karamsarlığa dönüşmüyor. Terör var,
terörle mücadele ediliyor. Sonunda mağlup olan, yenilen bu örgüt olacak. Bu
eylemler bir gün bitecek. Bütün bunları halkımız ile birlikte yaşadığımızı
görüyoruz. Türkiyede makroekonomik göstergelerde diğer sosyal yaşamda da eksiye
gidiş gözlenmiyor. Biz umuyorum ki bu yılın sonuna kadar inşallah terörle
mücadelede çok iyi bir noktaya gelmiş olacağız. Bunun şartlarının Türkiye için
hazırlanmasının gayreti içindeyiz. Ümidimiz budur. Hazırlığımız buna yöneliktir,
konjonktürün buna müsait olduğunu zannediyoruz. Esasen örgütün son
çırpınışlarıdır. Bir intihar ediştir, bir akrebin kendisini sokması diye tarif
ediyorum ben.
-BM maalesef şimdilik sadece Angelina Jolieyi gönderiyor-
Suriyedeki iç savaştan kaçarak Türkiyeye sığınan mültecilerin durumuna da
değinen Arınç, kamplarda yaklaşık olarak 80 bin kişinin barındığını söyledi.
Arınç, Suriyede bir insanlık trajedisi yaşandığını belirterek, Esed
yönetiminin kendi halkına silah çektiğini ve şu ana kadar 25 bin insanın hayatına
son verdiğini ifade etti.
Birleşmiş Milletler (BM) yetkililerinin kamplara yaptıkları ziyaretleri de
değerlendiren Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:
BM maalesef şimdilik sadece Angelina Jolieyi gönderiyor. Birkaç
televizyon ekranı ile onlar da bu trajediyi dünyaya tanıtmaya çalışıyorlar. Ama
şu ana kadar Türkiye, hükümet olarak 300 milyonluk harcama yaptı. Arkası gelir mi
gelmez mi bilmiyorum ama biz gelenlere, Ben sana sığındım diyenlere kapımızı
kapamayız. Şimdi bizden farklı bir davranış istemesinler. Sayın Kılıçdaroğlu
halen bizim Suriye politikamızı eleştiriyor. Suriyede yaşanan trajediyi de
hiçbir şekilde ağzına almıyor. Ama biz böyle değiliz. Suriyede rejim kendi
insanını öldürüyor. İnşallah BM, ABD, AB... Şimdi mülteciler yüksek komiseri de
geldi. Onun gelmesi bir hayra alamettir. Çünkü bizzat kendi gözüyle gördü. Hepsi
Türkiyeyi tebrik etti. Dünyada böyle bir şey yok, bu sığınmacılara sağlanan
imkanlar sebebiyle Türkiyeyi tebrik ediyoruz dediler. İyi kardeşim tebrik et de
sen de işin ucundan tut bakalım diyoruz onlara. Tutarlar, tutmazlar biz kendi
işimizi yapıyoruz.
Muhabir: Metin Aktaş
Yayıncı: Doğan Sarıtaş / Kamuran Akkuş