İZMİR (A.A) - Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Önümüzdeki
dönem, 2013 yılı, Türkiye için çok önemli, kritik bir dönem dedi.
AK Parti İzmir İl Başkanlığında İl Yönetim Kurulu toplantısına katılan Ali
Babacan, toplantı öncesinde yaptığı konuşmada, şunları söyledi:
Önümüzdeki dönem, 2013 yılı, Türkiye için çok önemli, kritik bir dönem.
Özellikle hemen yanı başımızdaki Avrupada ciddi problemlerin yaşandığı,
Ortadoğuda, Kuzey Afrikada, Suriye örneğinde bir iç savaşın yaşandığı, pek çok
ülkede tarihi süreçlerin yaşandığı bir dönemdeyiz. Böylesine kritik bir dönemde
Türkiyenin bir yandan kendi istikrarını, güven ortamını koruması, bir yandan da
hızlı bir şekilde kalkınmasını, ekonomik büyümesini, istihdamını sürdürmesine
devam etmesi, son derece önemlidir.
Babacan, 2009 krizi öncesinde ve sonrasında uyguladıkları politikaların,
Türkiyeyi bugüne kadar çok önemli ölçüde koruduğunu belirtti.
Alınan tedbirlerin, Türkiyeyi küresel ekonomik krizden en az etkilenen
ülkelerden birisi olmasını sağladığını anlatan Babacan, şöyle konuştu:
2009 krizine giderken, 2009 krizinden önceki dönemde bankacılık ile ilgili
attığımız adımlar, Türkiyenin bütçe açığını çok aşağı seviyelere çekmiş olmamız,
Türkiyedeki kamu maliyesi konusunda, sosyal güvenlik konusunda yapmış olduğumuz
reformlar, bizi bu krizin etkilerinden önemli ölçüde korudu. Bir bakıma biz, 2009
krizine girerken güçlü bir kamu maliyesi ve güçlü bir bankacılık sektörüyle
beraber girmiş olduk.
Ali Babacan, kriz döneminde uyguladıkları kararların da Türkiyeyi
ayrıştırdığını ifade ederek, Kriz döneminde pek çok ülke kamu harcamalarını
artırarak, daha çok devlet parası harcayarak, böylece daha fazla açık ve daha
fazla borç batağına girerek, sözüm ona krizden kurtulma çabasına girmişken,
Türkiye olarak farklı bir politika izledik. Biz hep istikrarı, güveni öne alan
politikalar izledik. Dedik ki devlet hesabını, kitabını sağlam tutacak. Kamu
maliyesi tarafından biz güçlü olacağız, dikkatli olacağız. Böylece devlete olan
güveni sağlam tuttuktan sonra özel sektör eliyle Türkiyede ekonomik büyüme
gerçekleşmiş olacak. Bu da çok şükür gerçekleşti diye konuştu.
Babacan, şu anda pek çok ülkenin bankacılık sektörüyle, devletin finansman
yapısıyla büyük bir kriz içine sürüklenmişken, Türkiyenin her açıdan ekonomik
göstergelerde rekor ardına rekor kırdığını vurguladı.
İMKBnin bugünü yine rekorla kapattığına işaret eden Babacan, Hazine
borçlanma faizlerinin tarihi düşük oranlarda seyrettiğini dile getirdi.
Babacan, Güven göstergelerine bakacak olursak risk primi, faizler, piyasa
faizleri, vatandaşlarımızın, iş dünyamızın kredi faizleri, yine ciddi bir düşüş
trendi içine girmiş durumda değerlendirmesinde bulundu.
-Yardım alan değil, yardım eden ülke-
Diğer ülkelerle kıyaslandığında Türkiyenin çok farklı, çok güçlü bir
noktada olduğunun görüldüğünü belirten Babacan, Türkiyenin artık yardım alan
değil, dışarıdan destek alan değil, yardım eden, dışarı destek veren bir ülke
haline geldiğini ifade etti.
İktidara geldikleri 2002 yılında Türkiyenin yardım alan ülkeler listesinde
olduğunu hatırlatan Ali Babacan, şöyle devam etti:
Sadece IMFye 23 milyar dolar borcumuz vardı. Bugün çok şükür bu borç
hemen hemen sıfırlanırken, Türkiye yardım eden, borç veren bir ülke oldu. Daha
geçen ay Mısıra 2 milyar dolar, Tunusa 500 milyon dolar kredi açtık. IMFye
borçlu olan Türkiye, IMFye 5 milyar dolar borç veren ülke konumuna ulaştı.
Merkez Bankasının 2002 yılındaki rezervleri 28 milyar dolardı ki sadece 23
milyar dolar IMFye borçluydu. Diğer borçları söylemiyorum. Bugün çok şükür
Merkez Bankasının döviz rezervleri 120 milyar doları aşmış durumda.
Gelişme yolunda, kalkınma yolunda önemli başarılara imza atmış bir
Türkiyenin bulunduğunu belirten Ali Babacan, Türkiyedeki gelişmelerin Ege
Bölgesinde de İzmirde de görüldüğünü vurguladı.
İzmirde başlattıkları yatırım hamlesinin İzmirin çehresini değiştirecek
nitelikte olduğunu ifade eden Babacan, 7 milyar dolar yatırımla yapımına başlanan
İstanbul-İzmir otoyolunun en önemli yatırımlardan biri olduğunu kaydetti.
Babacan, İzmiri, Ankara ve Antalyaya bağlayacak otoyol projelerimiz
devam edecek. Böylece İzmir, İstanbul, Ankara, Antalya gibi diğer
büyükşehirlerimize bağlanmış olacak. İzmirin iki yakasını bir araya getirecek
tünel ya da köprü olarak şu anda proje aşamasında olan yatırımımız da son derece
önemli olacak İzmir için. Çandarlı Limanı, İzmirin kalkınması için önemli bir
yatırımı teşkil ediyor dedi.
Babacan, İzmirin EXPO 2020 adaylığı için devlet ve milletin adeta seferber
olmuş bir şekilde çalıştığını belirterek, Umuyorum ki İzmir, zaten hak ettiği
EXPOyu bu defa alır. EXPOnun yapıldığı her il, EXPO öncesi ve sonrası diye
anılıyor. İzmir de öyle olacak. İzmirde mutlaka birlik beraberlik gerekiyor. Hep
beraber kafa kafaya verip çalışmak gerekiyor. Birbirimize engel değil, destek
olmamız gerekiyor diye konuştu.
Muhabir: Ali Rıza Karasu / Emre Umurbilir
Yayıncı: İbrahim Uyar