YOZGAT (A.A) - Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Bugüne kadar
hesabı, darbe yapanlar sorardı. Şimdi millet hesap soruyor. Darbeyi yapanlardan,
muhtırayı verenlerden ve darbeye teşebbüs ettiklerine ilişkin hakkında iddia
bulunanlara millet adına yargı hesap soruyor dedi.
Bozdağ, Yozgatta partisinin İl Danışma Meclisi Toplantısında yaptığı
konuşmada, darbeler ve darbe teşebbüsü iddiasıyla ilgili pek çok kişinin bugün
yargı karşısında hesap verdiğini söyledi.
Türkiye Büyük Millet Meclisinde ilk kez darbeleri araştıran komisyon
kurulduğunu anımsatan Bozdağ, Bugüne kadar hesabı, darbe yapanlar sorardı.
Şimdi millet hesap soruyor. Darbeyi yapanlardan, muhtırayı verenlerden ve darbeye
teşebbüs ettiklerine ilişkin hakkında iddia bulunanlara millet adına yargı hesap
soruyor diye konuştu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP Genel Başkanı Devlet
Bahçelinin, 12 Eylül 2010 referandumunda izledikleri politikaları eleştiren
Bozdağ, şöyle devam etti:
12 Eylül 2010da halk oylaması sırasında sayın Kılıçdaroğlu, sayın
Bahçeli, Size yalan söylüyorlar. 12 Eylül yargılanamaz, falan da filan da
yargılanamaz diye bunları söylüyorlardı. Meydan meydan gezip, miting yaptılar.
Şimdi soruyorum, yalanı kim söylemiş- Meydan meydan gezip bu milleti kendi
yalanına inandırmaya kim çalışmış- AK Parti mi çalışmış, CHP mi, MHP mi çalışmış-
Kılıçdaroğlu mu yalan söylemiş, milleti aldatmış, Bahçeli mi- Yoksa Türkiyenin
Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan mı milleti aldatmış- Yalan söyleyenler, milleti
aldatanlar belli. Onun için milletin huzuruna çıkıp bunların özür dilemesi lazım.
Biz sizi yanlış yöne sevk ettik, yanılttık diye özür dilemeliler. Ama özür
dileme alışkanlıkları yok.
-Darbeleri Araştırma Komisyonunun raporu-
Darbeleri Araştırma Komisyonunun hazırladığı raporun sulandırılmak
istendiğini öne süren Bozdağ, şunları söyledi:
Gazetelere bakın, başka yerlere bakın, bu rapora ilişkin farklı farklı
değerlendirmeler yapıyorlar. Deniz Baykal da komisyona kadar geldi. Komisyona
oturdu, bir kaç cümle söyledi. Ondan sonra komisyonu terk edip gitti. Bununla
ilgili bir karikatür gördüm. Baykal, bir yerde Darbe hazırlığı var diye yazan
bir oku takip ediyor. Hemen oraya doğru gidiyor. Oturuyor. Ondan sonra ne var
diyor, Darbeleri Araştırma Komisyonu deyince, Öyle mi- diye kalkıp gidiyor.
Bunu bir karikatürist çizmiş. Zeka yüklü ince bir eleştiri. CHP zihniyetinin
halkın zihninde ve karikatüristlerde uyandırdığı intibayı göstermesi bakımından
da fevkalade önemli. Biz Türkiyenin artık bir daha bu dönemleri yaşamaması için
yol almasını önemsiyoruz. Bu yönde de her türlü adımı attık. Atmaya da devam
edeceğiz.
Büyükşehir Belediye Yasası ve diğer yasalarla ilgili bazı kesimlerin
hükümeti hainlik ve ihanetle suçladığını iddia eden Bozdağ, şöyle konuştu:
Büyükşehir Yasası da ihanet yasası diye eleştiriliyor. Ne yapmışız, ilin
sınırlarını belediye sınırı yapmışız. Ne olacakmış, ülke paramparça olacakmış.
Bu kadar bu işi ucuzlattılar ki, her işte bu ihanettir diye ortaya çıkıyorlar.
Köy hizmetlerini ortadan kaldırdık, o zaman da benzer laflar söylendi. Devletin
köklü kurumunu nasıl kaldırırsınız dediler. Hastaneleri birleştiren adımı attık,
yine aynı lafları söylediler. Kıbrısla ilgili Annan Planı gündeme geldiğinde
yine aynı laflar söylendi. Rumlar hayır dedi, Türkler evet dedi. Ama bizim
buradan oraya Ülkü Ocaklarından, ulusalcı takımdan ekipler gitti, hayıra
çalıştılar. Yunan da hayıra çalışıyor, Rum da hayıra çalışıyor. Bizimkiler de
hayıra çalışıyor. Nerede bu işin hayrı, Allah aşkına. O zaman da ihanetle
suçlanıyorduk. Kıbrıs elden gitti gidiyor. Gitti mi Kıbrıs elden- Vakıflarla
ilgili kanun çıkardık. Vakıf vakıf Türkiye paramparça olacak dediler. Dünya
kadar ihanet ve hainlik suçlamasında bulundular. Vakıflar Kanunu yürürlüğe gireli
yıllar oldu. Ne oldu-
-Önüne gelene hain, her işe ihanet diyen kesim var-
Türkiyede Kürtçe yayın için kanun çıkardıklarını, o dönemde de Türkiye
bölünecek, parça parça olacak denildiğini anımsatan Bozdağ, sözlerini şöyle
sürdürdü:
PKK Terör örgütü televizyon kurmuş, terör örgütünün propagandasını
yapıyor. Yıllar yılı o evlere terör örgütünün televizyonlarının girmesi
engellenemedi. Onlar terör propagandasına maruz kaldı. Ama biz devlet olarak bir
televizyon kurup, kendi vatandaşımıza işin doğrusunu anlatmanın yolunu seçemedik.
Neden- Aman ihanet olur, birileri der de, falan olur, filan olur diye.
Televizyonu kurduk, memleket bölündü mü, paramparça oldu mu- Türkiye-Suriye
arasındaki mayınlarla ilgili yasa geldi. Günlerce propaganda yaptılar. İsrail
emir verdi, bunlar yapıyor. İsraile peşkeş çekiyorlar diye pek çok iftirayı
hakikat gibi söylediler. Peki ne oldu- Mayın yasası çıktı. Türkiyenin İsrail ile
olan ilişkisi ve tavrı ortada. Ne oldu-. Ülkemizde bir kesim var. Hemen elinde
damga, her önüne gelene hain, her yapılan işe ihanet diyor. Kardeşim senin
başka işin yok mu- Projen yok mu- Daha iyi projeni söyle. Bunların derdi yok.
Bütün kafaları, temiz insanları nasıl kirletiriz düşüncesi üzerine kurgulanmış,
böyle çalışıyor.
Bölünmüş yol, her ile üniversite, tek kişilik odası olan hastane yapımında
da eleştirildiklerini anımsatan Bozdağ, konuşmasını şöyle tamamladı:
Bunların ufukları, gördükleri, bildikleri o kadar. Dünyayı bir gezin
diyoruz. Bugün Amerikada 5 bine yakın üniversite var. Nüfusu 280 milyon. Oran
olarak baktığınızda Türkiyede bin 200 üniversite olması lazım. Biz üniversite
sayısını 168e çakırdık diye beyefendiler rahatsız oluyor. Amerika bugün büyükse
bu üniversiteler sayesinde büyük. Her iş, bilimle ilimle daha ileri gidiyor. Her
alanda bu adımı attıkça birileri karalama kampanyasına devam ediyor. Boş yere
uğraşmasınlar. Bu millet yalancı ile doğru olanı birbirinden ayırır. İftira edeni
de dürüst olanı da birbirinden ayırır.
Toplantıya, AK Parti Milletvekilleri Yusuf Başer ve Ertuğrul Soysal,
Belediye Başkanı Yusuf Başer, AK Parti İl Başkanı Fahri Açıkgöz, belediye
başkanları, ilçe başkanları ve partililer katıldı.
(Bitti)
Muhabir: Ömer Sarı - Özcan Güney / Mustafa Yıldız
Yayıncı: Şükran Yücel