KIRŞEHİR (A.A) - Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Türkiyede
bütün sanatçılar kendi toplumuyla ve kendi toplumunun değerleriyle kavga etmek
yerine, Neşet Ertaş gibi içinden çıktığı toplumla gurur duyan, onur duyan, şeref
duyan ve onlarla bütünleşen kişiler olsa dedi.
Ahi Evran Üniversitesinin akademik yılı açılışı nedeniyle Kırşehire gelen
Bozdağ, valiliği ziyaretinde gazetecilerin sorularını cevaplandırdı.
Sanatçı Neşet Ertaşın vefatıyla ilgili bir soru üzerine Bozdağ, Ertaşın
Kırşehirde ve Türkiyenin bütün illerinde yaşayan insanların aklından, gönlünden
geçenleri dile getiren bir insan olduğunu vurguladı.
Neşet Ertaşa Allahtan rahmet dileyen Bozdağ, şöyle devam etti:
Konuştuğu, söylediği, yazdığı zaman herkes bunları kendi konuşuyormuş,
kendi söylüyormuş gibi benimseyen yapımız var. Neşet Ertaşın toplumumuzla ve
toplumun değerleriyle ne kadar örtüştüğünü gösteriyor. Keşke Türkiyede bütün
sanatçılar kendi toplumuyla ve kendi toplumunun değerleriyle kavga etmek yerine,
Neşet Ertaş gibi içinden çıktığı toplumla gurur duyan, onur duyan, şeref duyan ve
onlarla bütünleşen kişiler olsa. Toplumun değerlerine söverek, kendini var eden
değerlere hakaret ederek, kendilerini bir yere getiren insanları küçük görerek
değil de Neşet Ertaş gibi sanatıyla sağcısının solcusunun, ileridekinin
geridekinin gönlünde taht kurmayı başarabilseler. Ben onun için milletin gönlünde
taht kurmak isteyenler için Neşet Ertaş ve takip ettiği yol çok güzel bir
örnektir diye düşünüyorum.
Bekir Bozdağ, tekke ve zaviyelerle ilgili yaşanan tartışmalarla ilgili bir
soruyu üzerine gazetelerin konuyu farklı şekilde değerlendirdiğini belirterek,
konunun tartışılmasını istediğini söyledi.
Bekir Bozdağ, şöyle devam etti:
Bizim söylediğimiz şey şu; Alevi-Bektaşi geleneğine, kültürüne sahip
vatandaşlarımızın kullandığı sıfatların neredeyse tamamı tekke ve zaviyelerle
ilgili kanun tarafından kullanılması yasaklanmaktadır. Bu sıfatları kullananlara
hizmet verilmesi yasaklanmaktadır ve bu sıfatlarla ilgili kullanılan kişilerin
özel kıyafetleri varsa onların giyilmesi yasaklanmaktadır. Biz onu söyledik.
Çelebilik, dedelik, müritlik, babalık ve halifelik gibi sıfatlar Alevi-Bektaşi
geleneğinde vatandaşlarımızın kullandığı sıfatlar. Yani birbirimizi aldatmaya
gerek yok. Ortada böyle bir kanun var, o zaman biz bu kanunu tartışmamız ve
konuşmamız gerekiyor.
Bugün bir realite olarak Alevi dedelerinin olduğunu ve dedelere
hürmetlerinin sonsuz olduğunu dile getiren Bozdağ, Dün de Çorumda muharrem ayı
iftar açma merasiminde beraber olduk. Orada dedelerimiz çok güzel dualar yaptı.
Konuştuk beraber olduk. Ama şimdi ortada böyle bir kanun var. Onun için böyle bir
kanun yokmuş gibi davranamayız. Böyle bir fiili durumdan öte, resmi durum yokmuş
gibi biz davranamayız. Ülkeyi yönetiyoruz. O zaman, biz bu konuları
tartışacaksak, sıfatların kullanılmasını yasaklayan bir kanun varsa, bu kanunla
ilgili tartışmamız, bu kanunla ilgili değerlendirme yapmamız lazım şeklinde
konuştu.
Herkesin, bu konuyu konuşurken, sanki böyle bir kanun yokmuş gibi bir
konuşma ve tartışma yaptığını savunan Bozdağ, şöyle devam etti:
O zaman niye adım atılmıyor diye de herkes hükümeti itham ediyor. Başka
şeyle itham ediliyor. Bu da devrim kanunudur. Anayasaya aykırılığı söylenemez.
Anayasaya aykırı diyede yorumlanamaz. Bir de anayasanın yorum yasağı koyduğu bir
kanundur. Şimdi tabi Cumhuriyet Halk Partisi, (biz bu oyuna gelmeyiz. AK Parti
tekkelerin, tarikatların açılmasını istiyor. Biz böyle bir oyuna gelmeyiz) diyor.
Bizim böyle bir çalışmamız zaten yok. Tarikatlar Türkiyede yasaklandı ama
tarikatların hepsi yaşıyor. Kanun orada duruyor, dedelik nasıl yaşıyorsa
tarikatlarda öyle yaşıyor. Kanunlarla hiçbir şeyi yok edemezsiniz. Tıpkı
dedeliğin yok edilmediği gibi. Onun içinde biz diyoruz ki, bunları (tekke ve
zaviyelerle ilgili tartışmalar) doğru dürüst, tartışalım ve bunu ideolojik
kavgalara kurban etmeyelim.
Muhabir: Abdullah Yıldız / İsmail İçer
Yayıncı: A. Fatih Tekcan