ÇORUM (A.A) - Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Bu dert bizim,
bu sevda bizim, bu aşk bizim ve biz beraber bunun gereklerini yerine getirelim
diye Alevi Çalıştaylarını başlattık dedi.
Nefes Alevi-Bektaşi Kültür ve Eğitim Derneğince Muharrem ayı dolayısıyla
düzenlenen iftar yemeğine katılmak için Çoruma gelen Başbakan Yardımcısı Bekir
Bozdağ, Valilik önünde Vali Sabri Başköy, TBMM İdare Amiri ve AK Parti Çorum
Milletvekili Salim Uslu, AK Parti Çorum Milletvekili Murat Yıldırım, Garnizon
Komutanı Jandarma Albay Hakan Saraç ve Belediye Başkanı Muzaffer Külcü tarafından
karşılandı.
İlk olarak Valiliği ziyaret eden Bozdağ, Vali Sabri Başköyden Çorum ile
ilgili bilgiler aldı. Daha sonra belediyeye ziyarette bulunan Bozdağa Belediye
Başkanı Muzaffer Külcü çalışmaları ve yatırımları hakkında bilgiler verdi.
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, belediye ziyaretinin ardından
beraberindekilerle birlikte Nefes Alevi-Bektaşi Kültür ve Eğitim Derneğinin bir
otelde düzenlediği iftar yemeğine katıldı.
Yemek sonrasında konuşan Bozdağ, kalbi olan herkesin dağlandığı, yüreği olan
herkesin incindiği matem ayında, bir Muharrem iftarında bir araya geldiklerini
belirtti.
Hz. Hüseyinin şehit edildiği bir tarihsel olayda Muharremin değerini,
anlam ve önemini bir kez daha hatırlamak durumunda olduklarını ifade eden Bozdağ,
şöyle konuştu:
Allaha şükür İslam coğrafyasının her bir yanında Haticeler, Fatımalar
ya anamız olmuş ya kızımız olmuş ya da bacımız olmuştur. İsimleri ile yaşamışlar.
Hz. Aliler, Hz. Hüseyinler, Hz. Muhammedler babalarımıza, dedelerimize,
kardeşlerimize, evlatlarımıza isim olmuşlar ve bugün bizim kardeşliğimizin
nişanesi olarak Alevi-Sünni ayrımı yapmaksızın bütün kardeşlerimiz bunları
yaşatmaktadır. Başkaları ne derse desin, ne yaparsa yapsın, yaşadıklarımız
aramızdaki bu birlikteliği bozamadıklarının somut bir göstergesidir.
Hükümet olarak Alevi-Bektaşi geleneği ve kültürünün doğru anlatılması,
öğrenilmesi için bazı çalışmalar yaptıklarını dile getiren Bozdağ, şöyle devam
etti:
Bizim çok şeye ihtiyacımız var şüphesiz ama en başında doğru bilgiye
ihtiyacımız var. Hem Alevi-Bektaşi geleneği ve kültürü hakkında hem de İslam
hakkında doğru bilgiye ihtiyacımız var. Doğru öğreneceğiz ki doğru anlatalım.
Buna ihtiyacımız var. Çünkü bilenlerle bilmeyenler hiçbir zaman bir olmadı. Onun
için biz istiyoruz ki Alevi-Bektaşi geleneği de doğru öğrenilsin, doğru
öğretilsin, doğru anlaşılsın ve doğru anlatılsın. Buna çok ihtiyacımız var.
Biz hükümet olarak bu ihtiyacı yakından görüyor ve gidermek için ciddi
adımlar atıyoruz diyen Bozdağ, Diyanet İşleri Başkanlığının Alevi-Bektaşi
klasiklerinin Türkçeye çevrilmesi konusunda önemli adımlar attığını ve bugüne
kadar 10dan fazla klasiğin Türkçeye çevrildiğini dile getirdi.
-Ön yargılar bizi teslim alırsa doğruları bulamayız-
Bekir Bozdağ, Sünni düşünce ve kanaate sahip insanların anlayışında
Alevi-Bektaşi geleneğine dair bir takım ön yargılar bulunduğunu, aynı durumun
Sünnilik için Alevi-Bektaşi geleneğinden gelenler için de geçerli olduğunu
belirterek, şu ifadeleri kullandı:
Ön yargılar, ön kabuller bizi teslim alırsa, biz doğruları bulamayız. Eğer
içimizde ön yargılara fazla yer verirsek, biz birbirimizi anlayamayız. Adeta iki
duvarında arkasında birbirimizle konuşuyoruz. Sünniler kendi önüne bir duvar
koymuş, Alevi-Bektaşi geleneğinden gelenler kendi önüne bir duvar koymuşlar.
Duvarların arkasından konuşulmaz. Bu duvarları hep beraber yıkmalıyız. Duvarlar
olmadan yüz yüze, göz göze, gönül gönüle konuşmanın yollarını bulmalıyız. Bunun
için de Sayın Başbakanımızın talimatlarıyla Alevi Çalıştayları yaptık. Bu dert
bizim, bu sevda bizim, bu aşk bizim ve biz beraber bunun gereklerini yerine
getirelim diye Alevi Çalıştaylarını başlattık. İlk defa Türkiyede yüz yüze
dedelerim konuştular. İlk defa devlet katında böylesi bir yol açıldı. Bu yol
devam etmeli. Bu yolda beraber yürümeliyiz. Çünkü birlikte sorunları dert
ettiğimizde çözümü buluyoruz.
-Tekke ve Zaviyeler konusu-
Tekke ve zaviyelerle ilgili yaptığı açıklamalara da değinen Bozdağ,
açıklamalarının basında farklı bir şekilde yansıtıldığını söyledi.
Tartışmayı doğru yerden yapmak gerektiğini vurgulayan Bozdağ, şunları
kaydetti:
Benim dediğim şuydu, biz sıkıntıları doğuran nedenleri doğru bilirsek, o
nedenlerle ilgili tartışmaları da doğru zeminde yapabiliriz. Hemen gazete ve
televizyonlar, tekke ve zaviyeleri AK Parti yeniden açıyor diye haberler yapmaya
başladı. 677 Sayılı Kanun, şeyhlik, dervişlik, müridlik, dedelik, çelebilik,
babalık, emirlik, halifelik sıfatlarını kullanmak ve bu sıfatlara ait kıyafetleri
giymek ve bunlara hizmet etmek yasaktır. Hizmet edenlere hapis ve sürgün cezası
verilir diyor. Bu sıfatların büyük bir kısmı, Alevi-Bektaşi geleneğinden olan
kardeşlerimizin kullandığı sıfatlar. Kanun yasaklıyor ama bunları da yokmuş gibi
görme imkanımız yok. Öyleyse bu tartışmayı doğru zeminde doğru biçimde yapmamız
lazım. Yoksa buradan başka anlamlar çıkarmak fevkalade yanlış olur. Ben bu
yemekte Durmuş Dede dedim ve o Durmuş Dede de burada dua yaptı mı- Yaptı. Bakın
işte bu kanunda yazıyor ve yazmaktan başka bir sonucu yok. Efendi diyor muyuz,
Çelebi diyor muyuz- Diyoruz. Hepsini kullanıyoruz. O zaman bizim bu noktada da
tartışmayı çok başka yerlere götürmek yerine sorunun doğduğu noktada tartışmayı
yapmak, çözümü de kolaylaştıracaktır, başka adımların atılmasını da
sağlayacaktır.
Hükümet olarak Türkiyenin sorunlarını çözmeyi ilk vazifeleri olarak
gördüklerini vurgulayan Bozdağ, Bu konuda netice almaktan da kararlıyız.
Aşureyi oluşturan maddeler gibi, incir gibi, nohut gibi birbirimize kendi
tatlarımızı sunarak ortak bir tat içerisinde insanlığa örnek olmaya devam
edeceğiz diye konuştu.
İftar yemeği programına, protokol üyelerinin yanı sıra vatandaşlar da ilgi
gösterdi. Yemeğe Çorumun yanı sıra Amasya, Tokat, Sivas ve Yozgat illerinden de
katılım oldu.
Bir Alevi Dedesinin dua okumasıyla başlayan yemeğin ardından Kerbela
mersiyeleri okundu.
Programda, Hitit Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Osman Eğri de
Alevilik-Bektaşilik konulu bir konuşma yaptı.
Muhabir: Gazi Nogay / İsmail Çimen
Yayıncı: Doğan Sarıtaş