ADANA (A.A) - Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Bizden kanun
dışı bir terörle mücadele yöntemini hiç kimse istememelidir dedi.
Arınç, açılışını yaptığı AK Parti Çukurova İlçe Başkanlığında gazetecilerin
sorularını yanıtladı.
Arınç, bir gazetecinin terör olaylarıyla ilgili sorusu üzerine şunları
söyledi:
Terör olaylarının yoğunluk gösterdiği doğrudur. Her gün haberlerde bunu
duyuyor ve yaşıyoruz. Üzücü saldırılar oluyor. Birçok askerimizi, polisimizi ve
güvenlik güçlerimizi şehit veriyoruz. Pek çok yaralımız ve gazimiz oluyor. Ama
Türkiye, bu tür olaylarla ilk defa karşılaşmadı. Sadece Aponun yakalandığı 1999
Şubat ayından sonra belli bir süre Aponun can güvenliğini temin emek amacıyla
örgüt eylemlerine ara vermişti. Buradaki 1-2 yıllık aradan sonra, 1984den bu
yana terör olayları, terörist eylemler devam ediyor. Ve onlarla yapılan mücadele
de kararlılıkla devam ediyor.
Son günlerde Şemdinlide, Beytüşşebapta, Bingöl Karlıova ve çevresinde
yaşananların dikkati çektiğini belirten Arınç, şöyle devam etti:
Bu eylemlerde en önemli husus, Gaziantepte şehir içindeki saldırıyı
Foçadaki bir askeri servise yapılan saldırıyı ve buna benzer eylemleri de bir
araya getirdiğimizde, örgüt ses getirecek, halkta daha çok endişe ve korku
meydana getirecek, panik meydana getirecek, kendisinin kabul edilmesi noktasında
hükümeti ve devleti zorlayacak eylemlerin peşinde. Terör örgütü her yaptığı
eylemden sonra cezasını buluyor. Bazen önleyici tedbirlerle bu eylemler vuku
bulmadan karşılığı verilebiliyor. Bazen de eylemin önlenmesi mümkün olmuyor. Ama
daha sonrasında eylemi ortaya koyanlarla onlara yardım ve yataklık yapanlar hak
ettikleri cezayı fazlasıyla buluyorlar. Unutmayın ki son birkaç ayda etkisiz hale
getirilen terörist sayısı 500ün üzerindedir.
Terörle mücadeledeki kararlılığın, son teknolojik imkanların da
kullanılmasıyla eskiye oranla daha güçlü olduğunu ifade eden Arınç, şöyle
konuştu:
Ama bunun karşılığında da örgüt intihar saldırılarına devam ediyor. Bu
saldırılarda kullandıkları yabancı unsurlar da dahil olmak üzere çoğu genç yaşta
aldatılmış ve kandırılmış dağa çıkarılmış militanlarını ve teröristleri
kullanıyorlar, hayatlarını kaybediyorlar. Esasen ölmek üzere gelmişler. Geri
döndükleri zaman cezalandırılmaları, esasen hesaplarının Kandilde görülmesi
olağan. Dolayısıyla öldürmek için gelen, bölge şartlarını iyi bilen, elindeki
silah imkanlarını da alçakça kullanan ve daha çok canımızı yakan bir örgütle
karşı karşıyayız. Buna karşı da hükümetimiz elindeki tüm imkanları, meşru hukuki
imkanları, insan haklarına da dikkat etmek suretiyle kullanıyor. Onlar öldürmek
için geliyorlar, biz onları yakalamak için etkisiz hale getirmek için
uğraşıyoruz. Adeta kendimizi müdafaa ediyoruz. Aradaki fark, birisinin eşkıya,
birisinin devlet olmasıyla ilgilidir. Dolayısıyla bizden kanun dışı bir terörle
mücadele yöntemini hiç kimse istememelidir. Biz bu işin hakkından, üstesinden
geleceğiz, geliyoruz. Esasen örgütün çılgınca yaptığı eylemler bir son oluşa
doğru gidiş gibi görünüyor.
-Muhalefetin eleştirileri-
Arınç, muhalefetin bu konuda kendilerine eleştiriler yöneltmesinin doğal
olduğunu da söyledi.
Arınç, konuşmasını şöyle sürdürdü:
Ama eleştiriler yanında da şu ana kadar yaptığımız, onlardan daha farklı
bir mücadele yöntemi. Daha başarılı olacaklarına inandıkları usul veya yöntem
biliyorlarsa bize bu konuda katkı yapmalılar. MHPnin sayın liderine baktığınız
zaman terörle mücadelede başarısız bir hükümet var. Peki ne yapsın size göre-
Sıkıyönetim ilan etsin, olağanüstü hal uygulasın diyorlar. Başka bildikleri bir
şey yok. Aslında bir de şunu tavsiye ediyorlar: Kafalarını kırın, onları yok
edin, terörle mücadele böyle olur. Hukuk dışına çıkamayız. Sıkıyönetim ve
olağanüstü hal, anayasada yazılı kurumlar olmasına rağmen şu anda bunları
uygulamak için hiçbir zemin müsait değildir. Olağanüstü hal de sıkıyönetim de
olmadan meşru hükümetin güvenlik güçleriyle terörle mücadele edilebileceğine ve
halkın hükümete olan güvenin tam olduğuna inanıyoruz. Eğer olağanüstü hal iyi bir
şey olsaydı, 20 sene sonra AK Parti bunu kaldırmazdı.
Olağanüstü hal döneminde Türkiyede ve özellikle bölgede yaşananları
herkesin bildiğini, insanların korkutulduğunu, sindirildiğini ifade eden Arınç,
şunları kaydetti:
İnkar ve asimilasyon inancı hakim olmuştur. O karanlık dünyadan Türkiyeyi
kurtaran da AK Parti hükümetlerinin ilk icraatları olmuştur. Sıkıyönetim
gerekiyor demek aslında konuşulması bile doğru olmayan bir olgudur. Şu anda
Türkiyede bir darbe dönemi mi var olağanüstü hal gerektirecek- Onun da ötesinde
sıkıyönetim ilanını gerektirecek durum mu var- Terör eylemi varsa karşılığı da
var. Bugüne kadar önlediğimiz eylemler, meydana gelenlerden belki 10 misli daha
fazladır. Dolayısıyla meşru şartlarda hükümetimiz, elindeki bütün imkanları,
terörle mücadeleyle kararlılıkla yürütürken, bir taraftan ülkenin yönetimini
başarılı şekilde sürdürüyor.
(Sürecek)
Muhabir: Anıl Bağrık / Ali Güreli
Yayıncı: İbrahim Uyar