TRABZON (A.A) - Tuncay Bekar - Trabzonda yaklaşık 20 yıldır
aktif serbest avukatlık yapmasına rağmen başörtüsü sebebiyle duruşmalara
katılamayan Ayşe Sula Köseoğlu, Danıştayın avukatların duruşmalara başörtüsüyle
girmesine imkan tanıyan kararının ardından ilk kez duruşmaya girip müvekkilini
savundu.
Köseoğlu, 1992 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun
olduktan sonra memleketi Trabzona dönüp bir süre sonra avukatlık mesleğini
yapmaya başladı.
Başörtülü olması sebebiyle mesleğinin başında hakimin izin vermesiyle sadece
2 kez duruşmaya girebilen Köseoğlu, Türkiye Barolar Birliği (TBB) meslek
kurallarının 20. maddesinde yer alan "avukat ve avukat stajyerleri mesleğe
yaraşır bir kılık ve kıyafetle başları açık olarak mahkemelerde görev yaparlar"
düzenlemesi sebebiyle başını açmadığı için bir daha duruşmaya giremedi.
Bunun üzerine Trabzonda avukat arkadaşlarıyla açtığı hukuk bürosunda
davaların duruşma dışındaki aşamalarıyla ilgilenen Köseoğlu, başörtüsünü
çıkarmadığı için yaklaşık 20 yıl hiçbir müvekkilinin duruşmasına katılamadı.
Köseoğlu, bir süre önce Danıştayın, avukatların duruşmalara türbanla
girmesine imkan tanıyan kararının ardından ilk kez Artvinin Arhavi ilçesinde bir
mahkemede görülen davada, duruşmaya girip, müvekkilini savundu.
Avukat Ayşe Sula Köseoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yaşadığı
mağduriyeti dile getirerek, "İnsanlara, şekli tercihlerine dayanarak bir dayatma
yapılması inanç boyutu ayrı olmak üzere, insanlık suçudur. Böyle bir mağduriyetin
yıllarca sürmesi Türkiye için büyük bir utançtır" dedi.
İnsanların ayrıma tabi olmaksızın dilediği gibi yaşayıp, kendini ifade
edebileceği ortamları hazırlamanın devletin anayasal görevi olduğunu dile getiren
Köseoğlu, "Danıştayın, TBBnin kıyafet genelgesiyle ilgili yürütmeyi durdurma
kararı vermesi Türkiyede özgürlükler anlamında ciddi bir adım atılmasına vesile
oldu" ifadesini kullandı.
Köseoğlu, "28 Şubat" sürecinde adliyede başörtülü olduğu için hakkında
soruşturma açıldığını ancak ceza almadığını söyleyerek, "Bu tür engellemeler beni
mesleğimi icra etmekten vazgeçirmedi ama yıllarca duruşmaya girememenin eziklik
ve eksikliğini hissettim, bunu yapabilmek, Türkiyenin artık bu boyuta
gelebildiğini görmek en büyük idealimdi" şeklinde konuştu.
-20 yıllık hasret-
Danıştayın yürütmeyi durdurma kararı sonrası ilk kez başörtülü olarak
duruşmaya girdiğini dile getiren Köseoğlu, şöyle devam etti:
"Danıştayın kararı sonrası izne tabi olmadan, özgürce duruşmaya girebilir
olduğunu bilmek büyük bir mutluluk ve huzur kaynağı. Duygularımı ifade etmekte
güçlük çekiyorum. 20 yıl eksikliğini hissettiğiniz uygulamanın hayatınızda yer
alması karmaşık bir duygu. Hem heyecan hem hasret hem özlem, hepsi bir arada."
Mutluluğunu arkadaşlarıyla ve sosyal paylaşım sitesinde de paylaştığını
belirten Köseoğlu, "Aldığım tepkiler şunu gösterdi, bu kişisel bir mağduriyet
değil, toplumun vicdanında kanayan bir yaraydı" dedi.
-"Türkiye normalleşiyor"-
Köseoğlu, insanların birbirinin hakkına saygı duyması ve farklılıkları
zenginlik görerek yaşaması gerektiğine inandığını vurgulayarak, "Bence Türkiye
normalleşiyor, demokratikleşme adına ciddi adımlar atıyor. Pek çok alanda
Türkiyenin kendi kabuklarını kırdığını ve devamının da geleceğini düşünüyorum"
ifadelerini kullandı.
Danıştayın yürütmeyi durdurma kararının nihai karar olmadığını ancak son
kararın da aynı yönde olacağına inandığını kaydeden Köseoğlu, "Avukatlığı icra
etmenin temel koşulu cübbe giymektir. Hukuka ve hakkaniyete göre avukatın başının
örtülü olup olmamasının mesleğin şekli kuralı olmaması gerekir. Danıştaydan
yürütmeyi durdurma kararının ruhuna uygun olarak, aynı mahiyette bir karar
çıkmasını umut ediyorum. Türk hakimlerinin sağduyusuna güveniyorum" diye konuştu.
-Avukatların başörtüsü serbestisi-
Avukat kimliğinin yenilenmesi istemiyle yaptığı başvuru, başörtülü fotoğraf
verdiği gerekçesiyle TBB tarafından reddedilen başörtülü bir avukat, TBB meslek
kurallarının 20. maddesinin iptali istemiyle Danıştayda dava açmıştı.
Davayı görüşen Danıştay 8. Dairesi, 20. maddedeki "avukat ve avukat
stajyerleri mesleğe yaraşır bir kılık ve kıyafetle, başları açık olarak
mahkemelerde görev yaparlar" düzenlemesindeki "başları açık" ibaresinin
yürütmesini oy çokluğu ile durdurmuştu.
Davalı TBB, Danıştay 8. Dairesinin bu kararına itiraz etmişti. Başvuruyu
görüşen, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, itirazı oy çokluğu ile
reddetmişti.
Yayıncı: Murat Kaban