KOCAELİ (A.A) - Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün,
herkesin, milliyetçiliğini, "vatanseverlik" çizgisine çekmesi gerektiğini
belirterek, "Ama milliyetçiliğin içini ırkla doldurursanız, kendi ırkını ön
plana çıkaran, kendi ırkını üstün gören, sürekli onun propagandasını yapan,
sürekli onu bağıran bir işe dönüştürürseniz, ırkınıza da çok zarar verirsiniz"
dedi.
İzmitteki bir restoranda düzenlenen AK Parti İl Danışma Meclis
Toplantısında konuşan Ergün, vatandaşların, geçmişte haksız ve hukuksuz
muameleler gördüğünü, inkar edilerek işkenceye tabi tutulduğunu belirtti.
Ergün, Türkiyenin bunlardan kurtulduğunu, vatandaşların hak ve özgürlükler
alanının gün geçtikçe genişletildiğini ifade ederek, "Onun için hepimizin bu
süreçte sağlam durması lazım. Bu meselenin çözümü artık başkasıyla oturup
konuştuğumuz mesele değildir. Kendimize özgü bir çözüm yolumuz var. Bize özgü,
Türkiyeye özgü" ifadesini kullandı.
Türkiyeye, çözüm sürecinde İngiltere ve İrlandanın örnek gösterildiğine
dikkati çeken Ergün, bu ülkelerdeki problemlerle Türkiyede yaşanan terör sorunun
farklı olduğunu vurguladı.
Bakan Ergün, Türkiyede mezhep çatışmasının olmadığını dile getirerek,
sorunun, kötü yönetimden kaynaklandığını ve bu haksızlıkların düzeltilmesi
gerektiğini söyledi.
"Mesele, birinin ayrı devleti olması meselesi değil, mesele, birinin özerk
bölgesi olması meselesi değil, birisinin federasyon istemesi meselesi değil.
Sorunumuzun nedeni bu değil" diyen Ergün, sorunun, insanların hak ve hukukunu
vermeyen bir anlayışla yönetilmesinden kaynaklandığını vurguladı.
-"Üniter bir toplum meydana getirmek istenmiştir"-
Bakan Ergün, federasyon, ayrı bir devlet, özerk bölge gibi fikrilerin
sonradan icat edildiğini belirterek, şöyle devam etti:
"Sorunun nedeni, olmayan fikirlerdir. Üniter devlet yapısı bu problemlere
yol açmış değil. Probleme yol açan şey, üniter devletin yanında bir de üniter bir
toplum meydana getirmek istenmiştir. Herkes aynı şeyi düşünecek, herkes aynı şeyi
yaşayacak, herkes aynı inanacak. Böyle bir toplum meydana getirmeye çalışıldığı
için problem olmuştur. Demek ki bizim çözüm yolumuz, İrlanda ve İngiltere
arasındaki çözüm gibi olmaz. Bize özgü olması lazım. Biz kendi çözüm yolumuzu
konuşarak, tartışarak buluyoruz. Çok şükür Türkiye böyle bir istikamete girmiş,
Türkiyenin her kesiminden insan, bu sürece dahil olmuştur. İşte yakında
vilayetlerde değişik kişilerle fikir alışverişi şeklinde sürdürülecektir."
-"Irkların başkasına üstünlüğü yoktur"-
Bazı siyasi partilerin milliyetçilik yaptığını savunan Ergün, şunları
söyledi:
"Hepimiz, milliyetçiliğini vatanseverlik çizgisine çekmememiz lazım.
Milliyetçiliği vatanseverlik çizgisine çekersek çok faydalı birşey yapmış oluruz
ama milliyetçiliğin içini ırkla doldurursanız, kendi ırkını ön plana çıkaran,
kendi ırkını üstün gören, sürekli onun propagandasını yapan, sürekli onu bağıran
bir işe dönüştürürseniz, ırkınıza da çok zarar verirsiniz. Türklere, Türklüğe en
büyük zararı, Türkçülük propagandası yaparak vermektedirler. Kürtlere ve Kürtlüğe
en büyük zararı, Kürtçülük propagandası yapanlar vermektedir. Irkların başkasına
üstünlüğü yoktur. Başkasında daha değerli de daha değersiz de değildirler. Onun
için milliyetçiliğimiz, içinde ırk varsa, hep beraber bir gözden geçirelim."
Bakan Ergün, vatanseverlik çizgisine çekilmiş bir milliyetçiliğin, memlekete
faydalı olacağını dile getirerek, bu çizgiyi aşan bir ırkçılığa giden
milliyetçilikle ülkeye en büyük kötülüğün yapılacağını kaydetti.
Türkiye gibi imparatorluk bakiyesi ülkelerin belasının ırkçılık olduğunu,
ırkçılıkla bir yere varılmayacağını ifade eden Ergün, yoğun propagandalarla
bağırmakla bir şey yapılamayacağını anlattı.
Bakan Ergün, vatansever olan AK Partinin, ülkeye hizmet ettiğini, yol, su,
okul, havaalanı, uydu, füze yapmak için gayret gösterdiğini vurguladı.
-"Bağırmakla çalışkan, doğruluk, dürüstlük olmuyor"-
İlkokuldayken her sabah "Türküm, doğruyum, çalışkanım" diye bağırdıklarına
vurgu yapan Ergün, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Peki o kadar doğru muyuz, bağırmakla doğru olunuyor mu- Eğer öyle olsaydı
bu memlekette hiç yanlış yapanın olmaması lazımdı. Çünkü hepimiz en az 5 sene
bağırdık. Çalışkan mıyız peki- Acayip çalışkan olmamız lazım. Hiç tembel adamın
olmaması lazımdı. Çünkü hepimiz en az 5 sene bağırdık. Bağırmakla çalışkan,
doğruluk, dürüstlük olmuyor ki. Bunlar bağırıp, çağırmakla olan şeyler değil.
Bunlar ahlak meselesi. Kişinin ahlakı bağırmakla çağırmakla elde edilen bir şey
değildir. Bu bağırma çağırma işlerini, kuru milliyetçiliği bir kenara koyup, en
azından gözden geçirip, ben ne kadar vatanseverim. Ben ne kadar memleketime
hizmet ediyorum diye ona bakmak lazım. Buna bakacaksın. Ne bağırıp,
çağırıyorsun."
Ergün, "Çocuklarımız bağırmaya devam ediyorlar" diyerek, "Bir yere
varmıyoruz ama. Bunlar 1930lu yılların propaganda yöntemleridir. O dönemler
Almanyada İtalyada da böyleydi. Onlar bıraktılar, biz devam ettiriyoruz.
Bakalım nereye kadar devam ettireceğiz. Bakalım çalışkan olacak mıyız- Olmayacak"
şeklinde konuştu.
(Bitti)
Muhabir: Şengül Oymak
Yayıncı: Murat Paksoy