Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Ergün:

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Ergün: (2) Vatanı Botana sıkıştırmak doğru bir yaklaşım değil, vatan Botandan ibaret değil. Vatan, Botandan çok daha büyük bir şey, Edirneden Hakkariye kadar bir şey -Bizim milletimiz için


DİYARBAKIR (A.A) - Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, Vatanı Botana sıkıştırmak doğru bir yaklaşım değil, vatan Botandan ibaret değil. Vatan, Botandan çok daha büyük bir şey, Edirneden Hakkariye kadar bir şey dedi.
     Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Ergün, beraberinde Vali Mustafa Toprak, AK Parti milletvekilleri Cuma İçten, Süleyman Hamzaoğluları, Oya Eronat, Galip Ensarioğlu ve Mine Lök Beyaz ile Kaplan City Salonunda düzenlenen ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri, kanat önderleri ile iş adamlarının katıldığı Diyarbakır Buluşmasında yaptığı konuşmada, ülkeyi güzel yapan şeyin doğal güzelliklerin değil, üzerinde yaşayan insanlar olduğunu söyledi.
     Bu toprakları değerli yapan şeylerin üzüntü, sevinç ve birlikte elde edilen başarılar ya da yenilgiler olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:
     Bu topraklarda biz varız, sizler varsınız. Bu topraklara bizim, sizin alın terimiz var, gözyaşımız, kanımız var. Onun için bu toprakla da değerli. Onun için bu topraklar güzel. Vatanı Botana sıkıştırmak doğru bir yaklaşım değil, vatan Botandan ibaret değil. Vatan, Botandan çok daha büyük bir şey, Edirneden Hakkariye kadar bir şey. Hepsi herkesin vatanı. Herkesin özgürlüğünü doya doya bu topraklarda yaşayabilecek bir iklime sahip olabilmesi lazım. Onun için bu toprak ve bayrak değerli. Bu bayrak rengini beraber akıttığımız kandan alıyor. Kimin kanının rengi kırmızı- Türklerin kanı mı- Kürtlerin mi- imparatorluk toprakları içerisindeki Arapların mı- Macaristana gidip Galiçya şehitliğini ziyaret ettim. Baktım Diyarbakırdan şehitler var, Edirneden Erzurumdan şehitler var, Müslümanlar ve Hristiyanlar var. Ermeni vatandaşlarımız kanını dökmüş bu vatan için. Onun kanını rengi de var onda.
    
     -Tarihimiz ve kültürümüz çok zengin
    
     Bakan Ergün, Türkiyeye ve millete hizmet etmek herhangi bir ülkeye herhangi bir millete hizmet etmekten çok farklı olduğunu, bir imparatorluk gibi idare edilmesi gerektiğini söyledi.
     Toprağımız çok geniş değil ama tarihimiz ve kültürümüz çok zengin diyen Ergün, şöyle konuştu:
     Onun için Suriyede bir problem olduğu zaman bizim canımız yanar. Irakta, Kafkasyada, Balkanlarda bir problem olduğu zaman bizim canımız yanar. Biz oralarla canlı bağlantıları olan bir ülkeyiz. Oralarda olana bitene bigane kalamayız. Canımız yanmadan duramayız. Biz ayrıca değerimizi ırkımızdan almıyoruz. Bunlar bizim seçtiğimiz şeyler değil. Dilimizi bir seçmiyoruz. Bunlar Cenab-ı Allahın bize bahşettiği şeyler. Herkeste bunlara saygı duymalı. Buna saygı duymak aslında Cenab-ı Allaha saygı duymaktır. Bu insanı ne değerli kılar, ne değersiz. İnsanı bu dünyada değerli kılan yapıp ettiklerimizdir. Türk, Kürt veya Çerkez olduğumuz için değil, sevgiyi, saygıyı adaleti seçtiğimiz için değerli oluyoruz.
     Bizim milletimiz için Fatih Sultan Mehmet neyse, Selahaddin-i Eyyubi de odur. Kudüsü alan Selahaddin-i Eyyubi ile İstanbulu alan Fatih Sultan Mehmet aynıdır. Çünkü biz onlarız, onlarda biz. Böyle bakmak lazım. Bu kadar büyük ortaklıklar, bu kadar ortak sevinçler, gözyaşı olduktan sonra başka bir şey düşünmemiz mümkün değil. Fuzuli ne kadar bizimse Ahmed-i Hani de o kadar bizimdir. İkisinin birbirinden farkı yok. Biz bunları yeniden inşa etmek zorundayız. Bu ortak noktalar üzerinden hareket etmek lazım. Bütün bu ortak noktaları görmeyenleri, tahrip etmeyenleri uyarıp cevap vermeliyiz. Bu ortak noktalar olmadığında Türklerde ayakta kalamaz, Kürtlerde.
    
     -Türkiye bu uğraşlarla bölünemez
    
     Türkiyenin demokraside ve hukukta önemli reformlara imza attığını ve atmaya da devam edeceğini vurgulayan Ergün, sözlerini şöyle devam ettirdi:
     Bu ülkeye kazandırdıklarımızdan geri adım atmayı kimse bizden beklemesin. Kazandıklarımızdan bir adım geri adım atmak yok. Daha ileri adımlar atılması lazım. Türkiyenin demokraside kazandıklarından bir adım geri gitmeden daha ileri adımlarla hak ve özgürlükleri inşa etmesi gerekiyor. Türkiye olarak o kadar iç içe geçmiş, o kadar kaynaşmışız ki haksızlıklar bile bizi bölemez. Bölünürüz diye kaygılananlara şunu söylemek isterim. Bütün üniversiteleri bir araya getirsek, TÜBİTAKa görev versem, millet bölünmek istiyor, birlikte yaşamak istemiyor, bölünelim. Varsa bir çaresi bulun. desek böyle bir formül yok. Bunun formülü bulunamaz. Formülü olmayan bir şey için endişe etmeye gerek yoktur. Türkiyeyi terörle, şiddetle bölmek isteyenler de formülü olmayan bir şey için uğraşıyor. Türkiye bu uğraşlarla bölünemez. Söylemek istediğim, Türkiye haksızlıklarla bile bölünemeyecek kadar iç içe geçmiş bir ülkedir. Ama haksızlıklar devam ederse, bölünemeyiz ama yönetilemez bir ülke haline geliriz. Hani bazen ölmek istersin de ölmezsin ya öyle oluruz. Onun için Türkiye haksızlıkların hiç olmadığı bir ülke olana kadar çalışmaya devam edeceğiz. Türkiyeyi hiç kimseye hiç bir yerde zerre kadar haksızlık yapılmayan bir ülke haline getirmeliyiz. Kararlılığımız budur.
     (Bitti)
    
     Muhabir: Yusuf Atlıhan-Ümit Özdal-Özgür Ayaydın
     Yayıncı: Selçuk Aval
<< Önceki Haber Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Ergün: Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER