MALATYA (A.A) - Bilgi Yolu Eğitim, Kültür ve Sosyal Araştırmalar
Merkezi (BİLSAM), Türkiyedeki eğitim sistemine ilişkin rapor hazırladı.
BİLSAM Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. İbrahim Gezer, merkezde düzenlediği
basın toplantısında, hem yerelde Malatyayı hem de Türkiyedeki eğitim sistemini
ele alan Eğitim Raporunu açıkladı.
Eğitimdeki yeni uygulamaların ele alındığı raporda, Türkiyede ilk ve orta
öğretim ile yüksek öğretimde farklı kurumların sorumlu olmasının uygulamada
sorunlara neden olduğu savunularak, eğitim sisteminin yüksek öğretimi de
kapsayacak şekilde, Eğitim Bakanlığı adı altında yeniden yapılandırılması
önerildi.
Raporda, bütün liselerin üniversite modeline benzer şekilde, sosyal, fen,
sağlık, din, güzel sanatlar ve spor bölümleri olan muadil akademik liselere
dönüştürülmesi gerektiği belirtilerek, öğrencilerin bu okullara, ortaokuldan
sonra yapılacak, lise ve bölüm tercihi yapabileceği merkezi sınavla alınması
tavsiye edildi.
Akademik eğitimle mesleki eğitimlerin birbirinden bağımsız ve paralel
kurumlar olarak yapılandırılması gerektiği savunulan raporda, yüksek öğretimi de
kapsayan 12 yıllık zorunlu eğitimin akademik eğitimi esas alması gerektiği dile
getirilerek, bütün öğrencilerin bir şekilde akademik eğitime devam etmesi ve
öğrencilerin okulların tatil olduğu zamanlarda isteklerine bağlı olarak mesleki
eğitim alabilmesinin sağlanması önerildi. Böylece, öğrencilerin iyi bir akademik
eğitimin yanında mesleki yeterlilik kazanabilecekleri kaydedildi.
Raporda, mesleki eğitim merkezlerinde uygulamalı derslerin iş dünyasının
taleplerine göre belirlenmesi tavsiye edilerek, Bunun sağlanması halinde,
ülkemiz önce sosyokültürel, devamında ise sosyoekonomik açıdan hızlı bir gelişim
sürecine girecektir. Ülkedeki girişimcilik potansiyeli artacak, gençler sosyal
zeka ve iletişim becerisi açısından daha iyi yetişeceklerdir denildi.
-İsteyen istediği kitabı, dersi, müfredatı okutmalı-
20 milyona yaklaşan öğrencisi, bir milyona yakın öğretmeni ve 60 bini aşan
eğitim kurumuna sahip bir sistemin merkezi bir yaklaşımla yönetilmesinin mümkün
olmadığı savunulan raporda, Milli Eğitim Bakanlığının (MEB) bu kadar kurumu,
sadece mevzuata uygunluk açısından denetlemesinin bile teknik olarak imkansız
olduğu öne sürüldü. Bu çerçevede Türkiyenin kamu yönetiminde yeni bir yaklaşım
geliştirerek, merkezdeki yetkilerin bazılarını yerele devretmesinin kaçınılmaz
olduğu bildirilerek, bu kapsamda Türkiyenin imzaladığı AB Yerel Yönetimler
Özerklik Şartına konulan çekincelerin kaldırılmasının yeterli olacağı
belirtildi.
MEBin merkezden ders, içerik ve müfredat belirleme yaklaşımından vazgeçmesi
gerektiği savunulan raporda, Bunun yerine bu alanlar eğitim kurumlarına terk
edilmeli, isteyen istediği kitabı, dersi, müfredatı okutmalı, merkezi yapı ise
sadece yeterlilikleri belirlemeli ve akredite kuruluşlar vasıtasıyla bu
yeterlilikleri belgelendirmelidir ifadelerine yer verildi.
Dershanelerin meslek eğitimi veren kurumlara dönüştürülmesi önerilen
raporda, buralardan meslek öğrenip sertifika alan öğrencilerin akredite
kuruluşlarından da onay alması durumunda, eğitim kurumuna öğrenci başına anlamlı
düzeyde katkı yapılması gerektiği belirtildi.
Raporda, verilere göre ne okula ne de işe gider yaklaşık 5 milyona yakın
15-24 yaş arasındaki gencin yaşam şartlarını iyileştirmek ve enerjilerini üretime
dönüştürmek için proje geliştirilmesi gerektiği kaydedildi.
Muhabir: Tuba Karahan
Yayıncı: Cemal Coşkun