DİYARBAKIR (A.A) - İbrahim Yakut/Aziz Aslan - Diyarbakır 4. Ağır
Ceza Mahkemesi, Bingölde 2 yıl önce polis aracına düzenlenen ve 1 polis
memurunun yaralandığı saldırıya, terör örgütü mensuplarıyla birlikte katıldığı
iddiasıyla bir kez müebbet ve 26 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırılan sanık lise
öğrencisi Gülsüm Koç ile ilgili gerekçeli kararını açıkladı.
Kararda, 15 Mayıs 2011 tarihinde Bingöl kent merkezi Recep Tayyip Erdoğan
Mahallesinde Trafik Şube Müdürlüğüne ait polis otosuna yönelik silahlı saldırı
düzenlendiği, olayda araçta bulunan polis memuru Hüseyin Korkutun yaralandığı
Reşat Onanın ise yara almadan kurtulduğu hatırlatıldı.
Olayla ilgili gizli tanık Avcının, silahlı saldırı esnasında olay yerinde
olduğunu, saldırının gerçekleştiği yerde bir erkek ve bir kadın gördüğü yönünde
beyanda bulunduğu kaydedilen kararda, gizli tanığın, olay yerinde gördüğü kadının
sanık Gülsüm Koç olduğunu teşhis ettiği vurgulandı.
Sanık Koçun savunmasında, olayla hiçbir ilgisinin olmadığını, eylem günü
arkadaşının evinde bulunduğunu ve buna ilişkin iki tanığının da olduğunu
belirttiği aktarılan gerekçeli kararda, tanık beyanlarının sanığın savunmasıyla
örtüşmediği, tanıkların hiç birinin olay saati olan 21.20 sıralarında sanık
Koçun yanlarında olduğu veya birlikte bulunduklarına dair net bir beyanda
bulunmadıkları kaydedildi.
-Eylemi 2 kişi gerçekleştirdi-
Söz konusu eylemi Çektar Çevlik ve Tolhildan İntikam kod adlı örgüt
mensuplarının gerçekleştirdiği belirtilen kararda, saldırganların olaydan önce
kaldıkları kafede yapılan aramada, okunan gazetede sanık Gülsüm Koça ait parmak
izlerine rastlanıldığı, böylelikle sanığın, saldırganlarla aynı tarihte aynı
yerde olduğunun anlaşıldığı bildirildi.
Kararda, şu ifadelere yer verildi:
Gizli tanık Avcının beyanları ve teşhisi, eylemi gerçekleştiren
saldırganların saklandıkları yerden sanığa ait parmak izlerinin tespit edilmesi,
savunma tanıklarının yer ve zaman itibariyle birbiriyle çelişen beyanlarda
bulunup olay saati olan 21.20de Gülsüm Koç ile birlikte olduklarına dair net bir
beyanda bulunmamış olmaları, sanığın olay tarihi öncesinde günlük olarak telefon
görüşmesi yapmış iken olay günü sabahından itibaren cep telefonunu ve hattını
yanına almayıp baz istasyonları itibariyle yerinin tespitini önlemek amacıyla ve
emniyet güçlerini şaşırtmak kastıyla başka bir arkadaşına vermesi, cep telefonu
ve hattının bir gün boyunca başka bir şahsa geçici olarak verilmesinin hayatın
olağan akışına da uygun düşmemesi karşısında, sanığın savunmalarına itibar
edilmemiş, savunmalarının cezadan kurtulmaya yönelik olduğu
değerlendirilmiştir.
Sanık Koçun, suçun işlenmesinden önce ve işlendiği sırada saldırıyı
gerçekleştiren örgüt mensuplarıyla ortak bir irade ile hareket ettiği belirtilen
kararda, Silahsız olarak ekip otosunun geleceği güzergahta bekleyerek, ekip
otosunun gelişini park halindeki araç içerisinde elinde kalaşnikof silah olan
örgüt mensubuna bildirmesi, suçun icrasında doğrudan doğruya etkili olan
hareketleri ifa etmesi, suçun icrasındaki rolü ve katkısını taşıdığı önem
birlikte değerlendirildiğinde, sanığın suça müşterek fail olarak katıldığı
anlaşılmaktadır denildi.
-Karar-
Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesinde bir süre önce görülen karar
duruşmasında, sanık Gülsüm Koç, devletin birliği ve ülkenin bütünlüğünü
bozmak, kamu görevlilerini öldürmeye teşebbüs ve kamu malına zarar
verme suçlarından bir kez müebbet hapis ile 26 yıl 8 ay hapis cezasına
çarptırılmıştı.
Sanık avukatı Rahşan Bataray, dosyada yer alan gizli tanık beyanları ve
teşhisini kabul etmediklerini, müvekkilinin cezalandırılması için dosyada yeterli
delil olmadığını savunmuştu.
Yayıncı: İrfan Cemiloğlu